9 Mart 2009 01:00

Cezalandırılmayan suçlar


Merhabalar!
Tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun!
Ben bir kadın olarak yaşadığım ancak ne yazık ki etkisinden hâlâ kurtulamadığım ve benim gibi kadın nüfusunun yüzde 25’lik bir kısmının yaşadığı bir sorundan bahsetmek istiyorum; tecavüz. Evet, ne yazık ki her 4 kadından birisi tecavüze uğruyor ben de onlardan sadece biriyim. Ne yazık ki sonuncu kişi değil.
Her 6 dakikada bir tecavüz olayı gerçekleşiyor, bunun en önemli sebeplerinden biri de tecavüzcülerin cezalandırılmıyor ya da cezalandırılamıyor olmasıdır. Tecavüz kendine özgü bir suç. Bir defa tecavüzcülerin yüzde 80’i tecavüz ettiği kişiyi tanıyor. Onların bakış açısıyla ‘kurban’larını tanıdığı kadınlardan seçiyor. Bunun en önemli sebebi tecavüzcülerin şikayetçi olunmayacağını düşündükleri zaman eylemlerini gerçekleştirmeleri. İsviçre’de yapılan bir araştırmada erkek öğrencilere ‘Sizi şikayet etmeyeceğinden emin olsanız bir kadına tecavüz eder miydiniz?’ sorusuna öğrencilerin yüzde 40’ı ‘evet’ cevabını veriyor. İşte o yüzden tecavüzcüler tecavüz edecekleri kişiyi tanıdığı bildiği, onu şikayet edemeyeceğini düşündüğü daha kolay iletişim kuracağı tehdit edeceği ya da şikayetçi olsa dahi ciddiye alınmayacağını düşündüğü kişilerden seçer. O yüzden tecavüzcüler babadır, kocadır, arkadaştır, patrondur, akrabadır, sevgilidir, eski sevgilidir, komşudur, öğretmendir... Tanıdığın, güvendiğin, sevdiğindir... Kadın ise incitilendir...
Bir de tecavüz olaylarının yarıdan fazlası ya tecavüzcünün ya da tecavüze uğrayan kişinin evinde gerçekleşiyor. Bu tecavüze uğrayan kişi için 2. bir yıkım. Kişi kendisini suçlamaya başlıyor. Kendisinde de hata aramaya başlar, dahası insanlara güvendiği için kendisini suçluyor. Oysa tecavüz olayların yüzde 80’i planlı gerçekleştirilir. Bunu kabul etmek belki kendini suçlamaktan daha zordur. Tecavüzcüyü tanıyamadığı, niyetini anlayamadığı için kişinin kendini suçlaması anlamsızdır. Çünkü onlar filmlerin, karikatürlerin bize anlattığı gibi mağara kaçkınına benzeyen hastalıklı insanlar değillerdir. Onlar sıradan aile babaları, toplumun saygın birer ferdidir. Biraz da buna güvenirler. Örneğin geçtiğimiz ay bir tecavüz davası izledim oradaki sanık ifadesini verirken lafa ‘efendim ben doktorum’ diyerek başladı ve ifadesi boyunca ‘ben doktorum’ lafını en az 7 defa tekrarladı. Evet o doktordu; hakim, savcı, öğretmen, polis, sanatçı da olabilirdi. Ama bu tecavüzcü olamayacağı anlamına gelmezdi. Yine aynı şekilde cezalandırılmamış da olabilir ama bu suç işlememiş anlamına gelmez. Basit bir hesap yapalım, resmi rakamlara göre tecavüz olaylarının sadece yüzde 10’luk bir kısmının bildirildiği tahmin edilmekte. Bunların sadece yüzde 20’lik bir kısmına dava açılmakta, ne yazık ki geriye kalan şikayetler takipsizlikle sonuçlanmakta. Bu oranın da sadece yarısı cezalandırılmakta, onlarında aldığı cezalar malum! Yani tecavüzcülerin sadece yüzde 1’lik bir kısmı cezalandırılıyor. Şimdi sokaklarda kaç tane tecavüzcü gördüğünüzü, kaç tanesi ile selamlaştığınızı, kaçını sevdiğinizi hesaplamaya başlayabilirsiniz. Ya da gelin tecavüze uğrayan kadınlar, tecavüzcülerden şikayetçi olalım, ceza almalarını sağlamaya çalışalım.
Biz Taciz ve Tecavüze Son İnisiyatifi olarak tecavüze uğramış kadınlardan oluşuyoruz. Örgütleniyoruz, paylaşıyoruz, güçleniyoruz… Ve bizimle iletişime geçen her tecavüze uğramış kadının davasını takip ediyoruz, ona ve birbirimize destek oluyoruz.

Taciz ve Tecavüze Son İnisiyatifi adına Aylin
İletişim için:
tacizvetecavuzudurdur@yahoogroups.com

Evrensel'i Takip Et