11 Mart 2009 01:00

BİLİM İNSANLARI TEPKİLİ


-TÜBİTAK Eski Başkanı ODTÜ Fizik Bölümü Prof. Dr. Namık Kemal Pak: Bu 2003’te TÜBİTAK’a yönelik başlatılan operasyonun doğal bir sonucu. O dönem TÜBİTAK’ın siyasallaştırıldığını söylediğimizde kamuoyu büyük bir aymazlıkla bu duruma seyirci kaldı. Durum gösteriyor ki doğaya yönelik bilgi toplama ihtiyacı ancak her türlü müdahaleden bağımsız kurumlarla karşılanabilir. Kurumlar siyasallaşırsa teoriler de sansürlenir.
y-DTÜ Biyoloji Bölümü Prof. Dr. Aykut Kence: TÜBİTAK’ın uzun süredir tutumu belli. Sunduğumuz projeler yok gerekçelerle geri çevriliyor. Türkiye’de bilimi benimsetmesi, koordine etmesi için kurulan bir kurum, Darwin’i, hem de UNESCO’nun Darwin Yılı ilan ettiği bir dönemde, yasaklıyorsa vay halimize!
yBoğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Prof. Dr. Aslıhan Tolun: Darwin Yılı, TÜBİTAK hariç her yerde kutlanıyor. Böyle bir şey olduğuna inanmak istemiyorum.
-Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Prof. Dr. İzge Günal: AKP’nin en başından beri TÜBİTAK üzerinde çeşitli hesapları vardı. TÜBİTAK bilim alanında Türkiye’nin birkaç önemli kurumundan biridir. Üstelik bu yıl Darwin yılı. Nükhet Yetiş’in kurumun başına atanmasından beri AKP’nin bir dincileştirme operasyonundan söz edilebilir. Muhakkak sonuna kadar karşı çıkılması gerekiyor.
-Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Prof. Dr. Haydar Şengül: Ülkenin bilim politikasını belirleyen ve bilimi yaymakla görevli bir kurumun, Darwin gibi teorileri tüm dünya tarafından kabul edilmiş bir bilim insanını sansürlemesinin anlaşılır bir yanı yok. TÜBİTAK’ın Darwin ile ilgili dosyayı sansürlemesi ve dosyayı hazırlayanları görevden alması iktidardaki zihniyetin bilime olan karşıtlığını bir kez daha ortaya koymuştur.
-Ege Üniversitesi Fizik Bölümü Prof. Dr. Kayhan Kantarlı: Bu olay, bilimi ve bilimsel değerleri desteklemek amacıyla kurulan TÜBİTAK’ın bilim düşmanı bir kuruluş haline getirildiğinin bir kanıtı olup, karanlık Orta Çağ bağnazlığına özgü bir uygulamadır. TÜBİTAK, Darwin’e ve dolayısıyla bilime karşı bu düşmanlığını ortaya koyarken en büyük cesareti üniversitelerin, TÜBİTAK’taki siyasi kadrolaşmaya ve kurumun özerkliğinin yok edilişi karşısında gösterdiği sessizlikten almaktadır.
-Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy: Bu bir skandal. Özellikle TÜBİTAK gibi bir bilim kurumunun bu ayıbı, görmezlikten gelinebilecek, bağışlanabilecek bir şey değildir.
-Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere: Bu olay, TÜBİTAK üzerinde yıllar önce uygulanan siyasallaştırma politikalarının bir göstergesidir. lay, açık ve net olarak bilimin yok sayıldığının ve siyasallaştığının göstergesidir.

Evrensel'i Takip Et