1 Eylül 2009 00:00

GÜNCEL


AKP “Kürt Açılımı” ya da “ Demokrasi Açılımı”nı bulmacaya döndürmeyi başarmıştı. Herkes AKP’nin neyi kastettiğini yorumlayıp, onun üzerine düşüncelerini anlatıyor, ama AKP yetkilileri doğru dürüst bir şey söylemiyordu.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay dün merakla beklenen açıklamasını yaptı. Uzun uzun konuştu ama bir şey söylemedi. Saatlerce konuşup hiçbir şey söylememek burjuva politikacılarının ortak özelliğidir ama bunlarınki hepsini geçti.
Atalay’ın söylediklerinden, İçişleri Bakanlığı’nın yaptığı görüşmelerden esinlenerek bir paket taslağı hazırlayacağı ve bunu önce Bakanlar Kurulu, daha sonra da AKP Grubu’na sunacağı ve tartışılacağı anlaşılıyor.
Bakan af konusunun gündemlerinde olmadığını söylüyor. Anayasa değişikliğinden de söz etmiyor.
AKP’nin yakını bazı köşe yazarları ise Atalay’ın açıklamalarına ilave olarak atılabilecek muhtemel adımlar olarak, PKK’nin Suriyeli üyelerini Suriye’ye göndermek, yöneticileri Norveç gibi ülkelere göndermek , bir kısmını Maxmur Kampında muhafaza etmek ve bir kısmını da teslim olması halinde pişmanlık yasasından yararlandırmaktan söz ediyor.
Bu yazarlara göre; açılım adımları olarak da, Kürtçe’nin okullarda seçmelik ders olarak okutulması, birkaç üniversitede Kürdoloji kürsülerinin açılması, özel TV ve radyolarda Kürtçe’ye serbestlik, il ve ilçeler hariç yerleşim yerlerine eski Kürtçe isimlerinin verilmesi, Kürt illerinde devlet dairelerinde Kürtçe bilen eleman çalıştırılması sayılıyor.
Bazı yazarlar Anayasa’nın ilk üç maddesinde değil ama vatandaşlık tanımının yapıldığı 66. maddesinde değişiklik yapılabileceğinden söz ediyor.
Genelkurmay ise kendi açılımını net olarak açıkladı. Onlar da, Anayasa değişikliği hariç, diğer konulara ciddi olarak karşı çıkmıyorlar. PKK’ nin tasfiyesinin af vb. ile değil de, teslim olmaları sağlanarak ve Kandil Dağı’nı terk etmeleri sağlanarak gerçekleşmesi, seçmeli Kürtçe derslerin Kürtçe eğitime kadar genişlememesi ve Anayasa’da değişiklik yapılmaması onların sınır çizgileri.
CHP’nin ne dediği belli değil. Bir ara “Kültürel zenginlik” falan dediler ama daha sonra milliyetçi söylemin kendilerine daha çok puan getireceğini hesaplayıp, bundan da vazgeçtiler. MHP ise milliyetçi söylemi artırarak tabanını genişleteceğini düşünüyor. MHP ve CHP bu konuda yarışıyor.
AKP yanlısı yazarların yazdıkları doğruysa, aslında askerler ve MHP-CHP cenahından fazla bir itiraz gelmeyecek bu adımlara.
Başbakan’ın daha önce yıl sonuna kadar bitirileceğini ilan ettiği adımlar ancak yukarıdaki
(PKK’nin tasfiyesi hariç) Kürtçe ile ilgili değişiklikler falan olabilir. Bir de Öcalan’ın yanına yedi, sekiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalısı hükümlüyü koydular mı tamam.
Fakat, bu adımlar sorunu çözmeye yeterli olacak mı? O konuda olumlu yanıt vermek mümkün değil. Buna rağmen, AKP “Sorunu çözeceğinden”, “Risk alacağından”, “Sonunda ne olursa olsun geri dönmeyeceğinden” nasıl söz ediyor anlamak zor. Bulmacanın bu bölümü ile ilgili ipucu yok.
KAMİL TEKİN SÜREK

Evrensel'i Takip Et