30 Eylül 2009 00:00

BASIN TURU


Zelaya’nın Brezilya satrancı
Demokratik olarak Honduras Devlet Başkanı seçilen ve haziranda askeri bir darbeyle görevinden uzaklaştırılan Manuel Zelaya, cesur bir hareketle, küçük bir danışma grubuyla birlikte ülkeye gizlice girerek Tegucigalpa’ya geri döndü. Son günlerde Brezilya Büyükelçiliği’nde ve binlerce destekçisi, Honduras demokrasisinin yeniden tesis edilmesi talebiyle bina çevresinde toplanıyor.
Zelaya, geceleri yolculuk yaptı. ‘Dağlardan ve nehirlerden’ geçerek büyük ölçüde ABD ordusunun finanse ettiği, eğittiği bütün Honduras istihbaratını savuşturması, tam bir kahramanlık olmakla birlikte bu durum Zelaya’nın halen asker ve polis içinde kendine sadık bazı gruplar üzerinde hükmünün geçtiğinin göstergesi.
Daha sonra ne olacak belli değil. Darbecilerin başkan yaptığı Roberto Micheletti, şüphesiz daha da uzatılacak 15 saatlik bir sokağa çıkma yasağı uyguladı. Micheletti’nin gittikçe netleşen kasım ayının sonunda yapılacak başkanlık seçimlerine kadar Zelaya’yı uzak tutma stratejisi işe yaramıyor. Honduras’ta seçimleri boykot eden bir hareketle birlikte Latin Amerika ülkelerinin çoğu seçim sonuçlarını tanımayacaklarını söylüyor. Çünkü, Zelaya tutsakken seçimlerin yapılması sadece darbe hükümetinin yasadışı olduğunu gösterir.
Zelaya’nın kuşkusuz Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva ile görüşerek kalacak yer olarak Brezilya Büyükelçiliği’ni seçmesi, elbette ustaca seçilmiş stratejik bir önlemdir. Dikkatler, Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez’den uzağa, Lula’ya, herkesin favorisi demokratik solcuya çevrildi. Brezilya Dışişleri Bakanı Celso Amorim, darbeci hükümetin Brezilya’dan Zelaya’yı geri verme talebinin ve herhangi bir tehdidin yasal Brezilya hükümetine ya da uluslararası yasalara yapılmış sayılacağını söyleyerek cevapladı. Darbeye Karşı Ulusal Cephe, Zelaya’nın devrilmesini destekleyen bazı iş adamları ve askerlerin ülkeyi terk ettiği yönündeki haberiyle tartışılan mesaj belki de darbe desteğinin kendi oyunları olduğunu gösterir. Yani, ABD’deki destek, Washington Post editör sayfasında Micheletti’ye yer vermek yerine kasımdaki seçimlere yönelik son bir aşama için Honduras’taki olayları aktüel olarak haberleştirme kararından vazgeçti. Reich, Davis, Micheletti, darbe hükümetinin seçimleri desteklemeyecek birini hapse atacakları yönündeki tehdidini ve El Salvador’da doğmuş ama 1983’ten beri Honduras’ta yaşayan çevreci Katolik Papaz José Andrés Tamayo’yu seçimleri boykota çağırdığı için vatandaşlıktan çıkardığını unuttular.
Eğer bu Honduras için kader anıysa Washington için de öyledir. Çünkü Zelaya’nın devrilmesi konusunda Washington karışık mesajlar verdi. Amerikan Devletleri Örgütü ve AB gibi aynı zorlamayla birlikte darbeyi kınamadı ve örneğin darbenin arkasındaki yabancı bankalardaki hesapları dondurmak gibi, yapabileceği baskıyı uygulamayı reddetti. Ancak, Zelaya’nın dramatik dönüşü, Honduras’ın yasal devlet başkanı olarak konuşmasının planlandığı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısının arifesine denk geldi. BM, Barack Obama’nın açılış konuşmasından önce Zelaya’nın yeniden başkanlığa geçmesini talep eden bir tartışma başlatabilirdi ve böylece ABD üstüne baskı daha açık hale gelebilirdi.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın Zelaya’nın satrancının görüşme sürecini değiştirdiğini kabul ederek “Bu durum Zelaya’nın başkanlığa geri dönmesi için bir fırsat” ifadesini kullandı. Geç olsun, güç olmasın.
24 Eylül 2009, Greg Grandin

Evrensel'i Takip Et