07 Ekim 2009 00:00

Halk IMF’yi istemiyor

İstanbul’un iki önemli bölgesi. Vatan Caddesi ve Harbiye. Her ikisi de trafiğe kapalı. Birisinde İstanbul’un kurtuluşunun 86. yılı kutlanırken diğerinde ise IMF’nin yıllık olağan toplantısı yapılıyor.

Paylaş

İstanbul’un iki önemli bölgesi. Vatan Caddesi ve Harbiye. Her ikisi de trafiğe kapalı. Birisinde İstanbul’un kurtuluşunun 86. yılı kutlanırken diğerinde ise IMF’nin yıllık olağan toplantısı yapılıyor.
Vatan Caddesi’nde yapılan törenlerde İstanbul’un 86 yıl önce düşmandan nasıl kurtulduğu anlatılırken, aynı saatlerde Harbiye’de yapılan IMF toplantısında Türkiye ekonomik konularda bağımlılığını devamı için görüşmeler yapılıyordu.
İstanbul’un kurtuluş günü nedeniyle okullar tatil edilmiş, öğrenciler üniformalarıyla törenlerin yapıldığı yere taşınmıştı otobüslerle. Törenlere vatandaşın ilgisi çok değildi. Daha ziyade çocuklarını için gelmek zorunda kalmışlardı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı kadir Topbaş, İstanbul’un 6 Ekim 1923 yılında düşman elinden nasıl kurtarıldığını, bağımsızlığına nasıl kovuştuğunu anlatırken, ülkenin bağımsızlığı isteyen IMF karşıtları Taksim’de polisin saldırısı ile yüz yüze kalmıştı.
Bir Başbakan düşünün ki aynı gün içinde iki ayrı mesaj verebiliyor. Başbakan Tayyip Erdoğan İstanbul’un kurtuluş gününde gönderdiği mesajda “İstanbul’un her karış toprağının şehit kanları ile sulandığını” söylerken, aynı topraklar üzerine işçi ve emekçileri açlığa mahkum eden politikaların sahibi IMF ve DB heyetlerinin toplanmasına öncülük etti.
IMF’SİZ TÜRKİYE OLUR
Törenlere katılan vatandaşlara Türkiye’nin gerçekten bağımsızlığını kazanıp kazanmadığını soruyoruz.
İlk defa bir törene katılan Ergün Yakup, IMF ile ilişkilerin olmaması gerektiğini belirterek, “Bütçemizi kendimize göre ayarlamamız lazım. IMF ile görüşmemeliyiz” dedi.
Töreni izlemeye çocukları ile gelen Vedat Büyükesen ise “IMF yıllardır hayatımızı karartı, bunu herkese anlatmamız gerekiyor. Şimdi bu törenler yerine daha büyük topluluklar IMF’ye karşı olması lazım. İşte bu çocukların geleceğin öldürmüş durumda IMF” diye konuştu.
Dünya çapında global ekonomiden bahsedildiğini, bu nedenle tam bağımsızlık diye bir şeyin hiçbir ülke için olamayacağını savunan Sami Toraman, her ülkenin birbirine bağlı olduğunu kaydetti. Toraman, bu bağlılığın sömürü sistemini ortaya çıkarttığını, kapitalist ülkelerin istedikleri bir sistem olduğunu ifade etti.
BİR FAYDASINI GÖRMEDİM
“Şuanda İstanbul’un kurtuluşunu kutluyoruz, bu çok güzel bir şey. Atalarımıza çok büyük şeyler borçluyuz. IMF’nin yapmış olduğu toplantılara değinecek olursak bence her ülke kendi geleceğini kendisi belirlemelidir. Biz kurtuluş savaşında bir çok düşmanla bir çok cephede tek başımıza savaştık ve büyük bir zafer kazandık. Bunları atlattığımıza göre bugünkü ekonomik bunalımı da atlatabiliriz” diyen Cem Dirikan, bunun için sadece özgüvene ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Ayşe Gürcan IMF ile olan ilişkilerin olmaması gerektiğini, halkın kendi kendine yeteceğini kaydetti. Yıllardır IMF’nin söylediklerini hükümetlerin yaptığını belirten Gürcan, “Ben bir emekli eşi olarak bir faydasını görmedim ama zenginler gördü mü bilmiyorum? Ben zararını görüyorum. Devamlı kemer sık kemer sık kemer kalmadı” diye konuştu. Polisin IMF karşıtlarına yönelik saldırısın da değerlendiren Gürcan, kavga gürültü olmasını istemediğini, her şeyin güzel olmasını istediğini söyledi.


ASIL MÜCADELE YENİ BAŞLIYOR
IMF ve Dünya Bankası politikalarının mağdur olan işçiler de alandaydı.
Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atılan Sinter Metal işçileri, “İşimizi istiyoruz” pankartıyla eyleme katılırken, yine sendikalaştıkları için işten atılan Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan taşeron işçiler de “Sendika haktır engellenemez” pankartıyla eylemde yerini aldılar.
“IMF-AKP işçinin cebinden elini çek”, “IMF sağlığa zararlıdır”, “Hastane ve okulları özelleştirmeye hayır” ve “Milyonlar aç, milyonlar işsiz işte kapitalist sisteminiz” yazılı dövizler taşıyan işçiler, IMF ve Dünya Bankasının politikalarının açlık ve yoksulluk anlamına geldiği için ortadan kaldırılmasını istediler.
Görüştüğümüz işçiler ve sendika temsilcileri yapılan IMF ve Dünya Bankası toplantılarında alınan kararları hayata geçirmemek için asıl mücadelenin yeni başladığını söylediler.
POLİS IMF’Yİ KORUYOR
IMF ve Dünya Bankası toplantısıyla, İstanbul’un kurtuluşunun yıldönümünü kıyaslayan Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, İstanbul’un gerçek anlamda kurtulmadığını ifade etti.
IMF ve DB toplantılarının polis güvenliği altında yapıldığına dikkat çeken Serdaroğlu, “Onlara karşı gösteri yapanlara sert şekilde müdahale ediliyor. Bu toplantı bittikten sonra burada alınan kararlar hayata geçirilecek. Asıl mücadele o zaman başlıyor. Bu tür lokal eylemlerle değil, sürekli ve uluslararası bir mücadele yürütmek zorundayız. Asıl kurtuluş o zaman olacaktır” dedi.
IMF’nin halkları daha da yoksullaştırdığını belirten Bosal Mimaysan İşçisi Mehmet Kader, İstanbul’un kurtuluşunun yıldönümünde gerçek kurtuluş için IMF’yi de ülkeden kovacaklarını dile getirdi.
İŞTEN ATILMAMIZIN NEDENİ
Sendikalaştıkları için işten atıldıklarını ve bu politikaların IMF ve Dünya Bankası’nın ürünü olduğunu ifade eden Sinter Metal İşçisi İbrahim Yalçın, “Onlarsız bir Türkiye daha güzel olur. İçinde bulunduğumuz durumun mimarları bu kurumlar. Ülkemizde sermaye güçlerini istemiyoruz” dedi.
KARARLARI HAYATA GEÇİRMEYECEĞİZ
Bütün haklarımızı elimizden alanlar bugün bizim topraklarımızda toplantı yapıyorlar diyen Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, bunu kabul etmenin mümkün olmayacağını dile getirdi. Özellikle emeğin kenti olan İstanbul’da sömürü koşullarını hayata geçirmek isteyenleri istemediklerini belirten Çerkezoğlu, önümüzdeki süreçte toplantılarda alınan kararların hayata geçirilmesine izin vermeyeceklerini söyledi.
(İstanbul/EVRENSEL)
ÖNCEKİ HABER

AKP Hükümeti'nin sahte demokrasisi ve işbirlikçi karakteri açığa çıktı

SONRAKİ HABER

6 Ekim için mesaj yayınladılar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...