15 Ekim 2009 00:00

IMF karşıtı olmak

İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan ve kuruldukları günden itibaren bütün dünya halklarını açlığa ve sefalete mahkum eden, iş birliği içerisinde olduğu bütün ülkelerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini yağmalayan...

Paylaş

İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan ve kuruldukları günden itibaren bütün dünya halklarını açlığa ve sefalete mahkum eden, iş birliği içerisinde olduğu bütün ülkelerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini yağmalayan; eğitimi, sağlığı paralı hale getiren, kamu kurum ve kuruluşlarını özelleştiren, esnek çalışma ve taşeronlaştırmayı dayatan, bütün kontrgerilla eylemlerini destekleyen IMF ve DB, 6-7 Ekim tarihlerinde ikinci kez ülkemizde bir toplantı gerçekleştirdi.
Toplantının yapılacağını öğrenen bütün emekten yana kitle örgütleri, IMF ve DB karşıtı bir dizi etkinlikler ve eylem kararlarını kamuoyuna duyurdular. Bu emek örgütleri içerisinde konfederasyonumuz DİSK ve bağlı olduğu sendikalar da vardı. Bu durum sevindiriciydi ve işçilerin öz örgütü olan sendikaların alması gereken, sınıf sendikacılığı yapma iddiasında olan sendikaların alması gereken tavırdı. Ancak konfederasyonumuz ve bağlı olduğu sendikamız Birleşik Metal-İş, yapılması planlanan büyün eylem ve etkinlikleri gereken hazırlıkları yapmadan gerçekleştirdi. Süreç başladığı andan itibaren bölge bölge ya da merkezi temsilcilikler ve işyeri komiteleri düzeyinde toplantılar gerçekleştirmeden; örgütlü bulunan fabrikalarla beraber bütün emekçi halkın bilinçlendirilmesi için aydınlatma faaliyetleri yürütmek yerine, bütün eylem ve etkinliklere sadece çağrı yapılarak, sadece protesto etmek üzere temsili düzeyde katılımlar gerçekleştirilmiş ve 6 Ekim’de gerçekleştirilen eyleme 1 No’lu Şube’den direnişte bulunan Sinter Metal işçileriyle beraber toplam 20 işçi katılmıştır. Bunun yanında 5 Ekim’de şube yöneticimizle görüşüp, çalıştığımız fabrikadaki sendika üyesi arkadaşlarla, 6 Ekim sabahı fabrika önünde TİS dönemlerinde gerçekleştirdiğimizin benzeri bir yürüyüş gerçekleştirmeyi önerdik, fakat aldığımız cevap, sendika genel merkezinin aldığı karar dışında başka bir eylem gerçekleştirilmesine sıcak bakılmadığıydı. Gerekçe ise sadece bu yürüyüşü ABB-Dudullu temsilcilerinin yapmak istemesiydi.
Oysaki tam da böylesi bir dönemde; krizin etkileriyle beraber milyonlarca işçinin işten çıkartıldığı, iki binden fazla işçinin işine son verildiği sendikamızın üyesi bulunan 7 fabrikanın kapandığı ve bütün bunlarla beraber bütün tüketim ürünlerine fahiş oranda zamların yapıldığı, güvencesiz ve sağlıksız çalışma koşullarının arttığı bir dönemde, IMF ve DB karşıtı olmak, önce üretim alanlarında yapılabilecek en ileri eylemi gerçekleştirmek ve işçilerin ana gövdesini merkezi eylem ve etkinliklere katma çabasında bulunmaktır. Bu anlayış mahkum edilmeden, IMF ve DB karşıtı olmaktan ve sınıf sendikacılığı yapmaktan bahsedilemez.
Bugünden itibaren geçmişten dersler çıkararak, eksiklikleri ve zaafları tartışmadan yarına müdahale etme şansımızın olmadığını bilmek ve bu anlayışla devam edildiğinde çok kısa zaman içerisinde ülkemizde sendikaların ortadan kalkacağını öngörmek gerekmektedir. Bütün yöneticilerimizin şapkalarını önüne koyup yeniden düşünmeleri gerekmektedir.
Birleşik Metal-İş üyesi,
ABB Elektrik AŞ Dudullu İşyeri Temsilciliği
ÖNCEKİ HABER

İsrail: Türkiye aklını başına alsın

SONRAKİ HABER

Özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim hakkı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...