5 Nisan 2010 01:00
TEKEL VE ÇEMEN GÜVENSİZLİĞİMİZİ KIRDI
GÜNÜN YAZILARI
TEKEL işçilerinin verdiği mücadele yolundan ilerleyen Çemen Tekstil işçilerinin taleplerinin de 74 gün süren direnişin ardından kabul edilmesi, tüm emekçileri heyecanlandırdı. İki mücadele de geriye önemli deneyimler bırakırken, bir işçi şehri olan Kocaelinde işçiler direnişleri ilgiyle takip etti. Gazetemize konuşan işçiler, yaşadıkları sorunları paylaşırken TEKEL ve Çemen işçilerini örnek almanın önemine değindiler.
Gebzede kurulu bulunan Körfez Döküm Fabrikasında çalışan bir işçi, bu güne kadar çeşitli işyerlerinde çalıştığını ve hepsinde sorunlarla karşılaştığını belirterek, 1998-2000 senesinde Carrefourda çalıştım, bir gün rahatsızlanıp hastaneye gidince sigortamın yatırılmadığını öğrendim, hemen avukata gittim, alacağımı aldım, sesimi çıkarmasam öylece devam edecekti. 2004-2008 senelerinde Dilovasında bulunan Merbolin Boya fabrikasında çalıştım, orada da dört ayda bir olan ikramiyelerimizi senede bir alırdık, şu an çalışan arkadaşlardan duyuyorum; devletin verdiği fiş paralarını bile bir ay gecikmeli veriyorlarmış şeklinde konuştu.
Çalışmakta olduğu Körfez Döküm fabrikasında da krizle birlikte sıkıntılar yaşanmaya başladığını anlatan işçi, üretimin azaldığına ve işçi çıkarmaların arttığına değinerek, Krizden önce 300 ton mal dökülüyordu fabrikada, şimdi bu 25 tona kadar geriledi; 300 kişi çalışıyordu, şu an 100 kişi kaldık. Yaklaşık 20 kişi de sözleşmeli işçi varmış, onları da çıkartacaklarını duydum dedi.
BİZE ÖRNEK OLDULAR
Çemen ve TEKEL işçilerinin dayanışmasının kendilerine örnek olduğunu belirten Körfez Döküm işçisi, işçilerin önündeki en büyük engelin güvensizlik olduğunu belirterek, Özellikle kriz döneminde işsizlikle birlikte işçiler arasındaki güven biraz kırıldı. Bunu aşmanın yolu işçilerin birbiriyle daha çok vakit geçirmesi. Merbolinde çalışırken öğlenleri işçi arkadaşlarla toplanır sohbet ederdik, tartışırdık, fabrikada neler yapabileceğimize kafa yorardık, oradaki arkadaşlarla aramızda bir güven duygusu oluşmuştu. Merbolinde ikramiyeler neden ödenmiyor diye birlikte tepki göstermeye başlayınca patron öğlen bir araya gelmemizin önünü kesmeye çalıştı; yemek paydosunu ikiye böldü, bir grup yemek yerken diğer grup çalışıyordu, öğlenleri görüşemiyorduk, akşamları da direkt servise biniyorduk zaten diye konuştu. Tekel ve Çemen işçilerinin yapılması gerekeni yaptıklarını söyleyen işçi, Herkesin bildiği halde cesaret edemediği şeye cesaret ettiler ve sonunda da kazandılar, onları alkışlamak gerekir dedi.
GÜVENSİZLİK SORUNU
Aysin Tekstilden ayrılmış eski bir tekstil işçisi olan Muzaffer Akgün ise ayrıldığı işyerindeki sıkıntılara değindi: Aysin tekstilde 150 işçi çalışıyordu ama sigortalı olan en fazla 15 kişi vardı. 350-400 lira maaş alıyorduk, fazla mesai ücretleri ödenmiyordu, 1 gün işe gitmezsen üç günlük mesaini kesiyorlardı, ben de en sonunda ayrıldım oradan.
Türker Tersanesinde bulunan Volga Gemide çalışan bir tersane işçisi, tersanede işçiler arasındaki güven ve birlikteliğin çok az olduğuna değindi. İşçi, bu yüzden yaşadıkları sorunları şöyle aktardı: Atlas firmasındaki işçiler geçenlerde eylem yapmıştı, diğer firmalardan kimse desteklemedi, arkadaşlara nedenini sorduğumda, daha önce biz eylem yaparken onlar çalışmaya devam etmişlerdi dediler. Tersanede iki taşeron firma ücretlerini zamanında alıyorsa, alamayanlara destek vermiyorlar, patron üç aylık birikmişleri verirken bile işçileri tek tek yanına çağırıyor ve ne söylüyorsa kimse yanındakine ücretini alıp almadığını, ne kadar aldığını söylemiyor. Tersanede başta ücretlerin ödenmemesi olmak üzere herkesin sıkıntısının ortak olduğunu ifade eden işçi, birlikte hareket etmeleri gerektiğini dile getirerek, Birlikte hareket etmeliyiz. TEKEL ve çemen işçileri böyle kazandılar dedi. (Kocaeli/EVRENSEL)
MÜCADELE İÇİNDE ÖĞRENDİK
KOCAELİ Sigara Dağıtım Pazarlamada çalışırken 1.5 yıl önce Denizli Yaprak Tütün İşletmelerine gönderilen Kadir Maral, 78 gün sürdürdükleri direnişin kendisine çok şey öğrettiğini belirtiyor. Maral, Giderken hiçbirimizin aklında 78 gün orada kalacağımız yoktu diyor.
AKP binası önündeki ve Abdi İpekçi Parkındaki polis müdahalesinin ardından hırslandıklarını söyleyen Meral, müdahaleden sonra her şeyin değiştiğini belirtti. Meral, mücadelenin yarattığı değişimleri de anlattı: Hepimiz hırslandık, sendikalıydık, yasal hakkımızı kullanıyorduk, 4-cyi istemediğimizi söylüyorduk, yasal hakkımız olduğu halde bize müdahale ettiler. Ben oraya hiç gelmeyenlere, orada bizim yaşadıklarımızı yaşayamayan arkadaşlara üzülüyorum. Bu iş başlarken Başbakan 4-cden taviz vermeyeceğini söylüyordu ama mücadele edince bir şeyleri değiştirebileceğimizi gördük. Başta gelmeyenler de gelmek istediler. Biz çok şey öğrendik. Orada öğrenciler de bize destek oldu, birbirimize çok şey kattık. Hepimiz ortaokul, lise mezunu insanlarız; kimse beklemiyordu fabrikalarımızdan çıkıp Türkiyeyi sarsan bir mücadele sergileyeceğimizi.
BURSA VE DİYARBAKIR YAN YANA DİRENDİ
Kadir Meral, Tekel çadırlarındaki işçi dayanışmasını da aktardı. İlk günkü Kadir ile 78. gündeki Kadir arasındaki en büyük fark, bendeki kardeşlik duygusudur diyen Meral, Orada doğudan, batıdan, kuzeyden, güneyden gelen pek çok işçi vardı. hepsini orada tanıdım. Diyarbakırspor-Bursaspor maçında kavga çıktı. Ankarada ise Diyarbakır çadırıyla Bursa çadırı yan yanaydı. bir gün olsun kavga etmedik. Çünkü gelen herkes ekmeği için gelmişti oraya. Ekmeğin dini dili olmaz, bize birkaç türbanlıyı alıp gelmişler diyorlardı, elbette gelicez, onlarla biz aynı fabrikada aynı tezgahta çalışıyoruz. Biz gerçek açılımı Ankarada yaptık. Eskiden olsa eyleme gitmeye çekinirdim, ne konuşucam ne yapıcam, benim sorunum değil diye düşünürdüm, şimdi mahallemdeki bakkal bir haksızlığa uğrasa ilk ben giderim peşinden. İzmirli arkadaşlarımız mesela, eylem bittiğinde evlerine gitmediler, ilk Tarİş direnişine desteğe gittiler, direniş bizde böyle bir bilinç geliştirdi diye konuştu.
Barış Kara
Evrensel'i Takip Et