08 Nisan 2010 00:00

AVRUPA GERÇEĞİ

Geçtiğimiz hafta sonu Hıristiyan aleminin en eski ve önemli bayramlarından biri olan Paskalya idi.

Paylaş

Geçtiğimiz hafta sonu Hıristiyan aleminin en eski ve önemli bayramlarından biri olan Paskalya idi. İnanışa göre bu bayramın ilk gününde Hz. İsa çarmıha geriliyor, üçüncü gününde diriliyor. Yani, Paskalya’da hem çarmıha gerilme hem de diriliş söz konusu.
Bu dini bayramın Almanya’daki savaş karşıtları için “diriliş” yönü itibariyle özel bir önemi bulunuyor. İlk olarak 1957 yılında Paskalya’da İngiltere’de atom santrallerine karşı başlayan protesto hareketi ardından diğer Avrupa ülkelerine yayıldı.
Almanya’da tam 50 yıldır bu dini bayram, dinle pek ilgisi olmayan savaş, silahlanma ve atom santralleri karşıtları için “Paskalya Yürüyüşleri”nin yapılmasının vesilesi.
Bu yılki Paskalya Yürüyüşleri’nde, Afganistan’da bulunan Alman askerlerinin geri çekilmesi talebi öne çıkarıldı.
Tam Paskalya Bayramı’nın başladığı Kıyam Yortusu’nda (Karfreitag), savaş karşıtları yurtdışında bulunan Alman askerlerinin geri çekilmesini bir kez daha haykırmaya başladığı saatlerde, Afganistan’dan ölüm haberleri geldi.
Federal ordu yetkileri tarafından yapılan açıklamalara göre, 8 yıldır Afganistan’da bulunan Alman askerleri ile Taliban güçleri arasında en ağır çatışma yaşandı. 10 saat aralıksız süren çatışma sonucunda 3 Alman askeri hayatını kaybetti, 8 asker de yaralandı. Taliban’ın kayıpları konusunda bir bilgi yok.
Bu çatışmada vardığı kayıplar nedeniyle daha da hırçınlaşan Alman askerleri, sözde “dur” ihtarına uymadıkları gerekçesiyle 6 Afgan askerini öldürdü.
Olay her iki ülke arasında gerilime yol açtı.
Sonra her iki ülkenin yöneticileri karşılıklı başsağlığı ve özür açıklamalarıyla gerilimi yatıştırmaya çalıştı.
Yani; Almanya’daki savaş karşıtlarının Afganistan’da bulunan askerlerin geri çekilmesini talep ettiği saatlerde, büyük bir çatışma devam ediyordu.
Sadece bu değil, aynı saatlerde NATO’ya bağlı güçler Afganistan genelinde en büyük savaşı başlatmış, siviller katledilmiş, sonra da bu sivil kayıpların gizlendiği saptanmıştı.
“Paskalya’nın acı tesadüfü”, tam 8 yıldır Paskalya Yürüyüşleri’nde Afganistan’da bulunan işgalci güçlerin çekilmesinin, bölgenin güvenliği ve huzuru için çok daha önemli olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Ama, buna rağmen savaş koalisyonu, yürüyüşler sırasında dile getirilen taleplere kulak verme yerine savaşı derinleştiriyor.
Sonucu ise daha fazla kan ve gözyaşı...
Afganistan işgali sırasında bugüne kadar sadece 39 Alman askeri hayatını kaybetti. Değişik kaynaklara göre günde ortalama 3 koalisyon gücü askeri ölüyor. Bu gidişle daha fazla asker de ölmeye devam edecek.
İşgalci güçler açısından fatura gün geçtikçe biraz daha kabardığı halde, Almanya’da hükümet ve ordu yetkilileri, her cenaze töreninde Paskalya Yürüyüşleri’nde ifade edilen taleplere kulak verme yerine, hamaset dolu nutuklar atmaya devam ediyor...
Terörün sonu gelecek...
Afganistan istikrara kavuşacak...
...
Ama aradan geçen bunca zamana rağmen bunların hiç birisi yerine gelmedi. Tam tersine katledilen sivil insan, asker sayısı arttı, istikrarsızlık derinleşti.
Ve en önemlisi de orada bir savaşın sürüp gittiği bu Paskalya’da açık bir şekilde telaffuz edilmeye başlandı. Daha önce Afganistan’daki durumu “savaş benzeri” diye tanımlayan Federal Savunma Bakanı, bu Paskalya’da “Orada savaş var” diyebildi.
Savaş gerçeğini bu Paskalya’da kabul etmek zorunda kaldılar. Peki bu savaşın kazananı ve kaybedeni kim?
“Anavatanı, Hindukuş Dağları’nda savunmaya” gönderilen emekçi çocuğu genç bedenler tabutluklar içinde geliyor.
Ülkesi işgal edilmiş gençler, kadınlar, çocuklar katledildi ve katledilmeye devam ediyor.
Ölenler emekçi çocukları, yoksullar, fakirler, kadınlar, çocuklar.
Ölümü gönderenler, enerji tekelleri, silah tekelleri, para babaları, bilgisayar karşısında büyük savaş oyunları kurgulayanlar askeri stratejisiler.
NATO’suyla, ABD’siyle, İngiltere’siyle, Almanya’sıyla, Fransa’sıyla, Türkiye’siyle... hepsi Hindukuş Dağları’nda büyük bir bataklığa saplanmış, batmanın vermiş olduğu korku ve endişeyle daha fazla can almak için bütün zamanların en büyük operasyonu için harekete geçmiş bulunuyorlar.
Bu çıkmazın tek çıkar yolunun işgalin bitirilmesi, savaşın sona erdirilmesi, askerlerin geri çekilmesi olduğu artık görülüyor.
“Paskalya’nın acı tesadüfü” savaşa karşı çıkanların ne kadar haklı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
YÜCEL ÖZDEMİR
ÖNCEKİ HABER

İMES’TE GENÇ İŞÇİ HAYATLARI 1

SONRAKİ HABER

Kırgızistan’da protestoların şiddeti artıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...