13 Nisan 2010 01:00

İnsanca yaşanacak ücret ve iş güvenliği için…


TUZLA Tersaneler Bölgesi’nde krizle birlikte her türlü kuralsızlık kural haline geldi. Taşeron ya da kadrolu tüm işçiler iş güvenliğinden yoksun çalıştırılıyor. İtiraz edenlerin ise “iş güvencesi” de kalmıyor ve kapı önüne konuyor. İşçi sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken, tersane işçileri de hakları için nasıl mücadele edeceklerini konuşuyor. 1 Mayıs’ta taleplerini dile getirecek olan tersane işçileri, kuralsızlığa ve işsizliğe karşı seslerini yükselteceklerini söylediler.
İŞÇİ SAĞLIĞININ ÖNEMİ YOK
Tersanelerde işçi sağlığının hiç önemi kalmadığını söyleyen Mahmut Yalçın, RMK Tersanesi’nde polyesterci olarak çalışıyor. İşçilerin emeklerinin karşılığında alması gereken ekmek paralarının taşeronların iki dudağı arasında olduğunu ve son dönemde ücretlerin yarı yarıya düşürüldüğünü anlatan Yalçın, “Buna itiraz etmek isteyenler de ‘Kapıda bir yığın işsiz var’ tehdidiyle bastırılıyor” diye konuştu. İşçilerin yanında iş kazası geçiren arkadaşına tanıklık etmemek için sırtını dönüp gittiğini söyleyen Yalçın, “Bir şey görürsem, tanıklık edersem işten atılırım” korkusu yaşandığını ifade etti. Kimi taşeron firmalarda ücretlerin 45 gün ya da üç ayda bir yarım yamalak ödendiğini, sigorta primlerinin yatırılmadığını belirten Yalçın, bu duruma bile ses çıkaramaz hale geldiklerini dile getirdi. Tersane işçilerinin üzerlerindeki ölü toprağını atıp, mücadele etmesi gerektiğini vurgulayan Yalçın, “İlk adım olarak tersanelerde illet olan taşeronluk sisteminin ortadan kaldırılması için hepimizin birleşip mücadele etmesi ve 1 Mayıs’a katılması gerekir” dedi.
23 YILDA 2 BİN GÜN SSK PRİMİM VAR
23 yıldır tersanelerde montajcı olarak çalışan Rıza Sarı’nın bu çalışması karşılığında sadece 2 bin gün SSK primi ödenmiş. Kriz gerekçesiyle herkesin gözünün korkutulduğunu ifade eden Sarı, şöyle devam etti: “Tanıdığım pek çok işçinin çeşitli tersanelerden alacakları var. ‘Taşeronlar bizi işe geri alacak’ diye bunu istemeye dahi gitmiyorlar. Ama aradan aylar geçmesine rağmen işe çağrılmayan işçiler var.” İşçilerin haklarını almak için dahi ses çıkartamaz hale geldiğine dikkat çeken Sarı, bundan faydalanan patronların da kendi kurallarını koyduğunu kaydetti. TEKEL işçilerini örnek alarak çocuklarının geleceği için mücadele etmeleri gerektiğine işaret eden Sarı, 1 Mayıs’a montajcı arkadaşlarıyla katılarak iş talebini dile getireceklerini bildirdi.
İNSANCA YAŞANACAK ÜCRET İÇİN
Tuzla Gemi Tersanesi’nde bulunan Çelik Gemi adlı taşeron firmada çalışan Remzi Yüce, “Tersanelerde iş güvencesinden söz etmek mümkün değil. Daha önce kamuoyunun dikkati burada olduğu için kısa bir dönem de olsa kısmi gelişmeler oldu. Ama şimdi kriz bahane edilerek yüzlerce arkadaşımız işten atıldı ve hiçbirimizin sesi çıkmadı” dedi. Bunların tersane işçilerinin örgütsüzlüğü nedeniyle yaşandığını anlatan Yüce, şöyle devam etti: “Tersanelerde iş yok. Ben de dahil çoğu tersane işçisi inşaatlarda 30-40 liralık yevmiyelerle çalışıyor, yine de sesini çıkarmıyor. Daha önce bir taşerondan çıkıp diğerinde iş buluyorduk. Bu nedenle hakkımız için mücadele etmeyi düşünmedik. Artık böyle gitmeyeceğini ben de ve birçok işçi arkadaşım da gördü.” Bu yılla birlikte 1 Mayıs’a 3. kez katılacağını söyleyen Yüce, çalışabileceği bir iş, insanca yaşanacak ücret talep edeceğini, çevresindeki arkadaşlarını da 1 Mayıs’a katmaya çalışacağını söyledi. (İstanbul/EVRENSEL)


Ali Doğan

Evrensel'i Takip Et