15 Nisan 2010 01:00
Yıkım projesini bir türlü açıklamıyorlar
GÜNÜN YAZILARI
Emek Sinemasının içinde bulunduğu Circle DOrient parselini koruma projesi, dün ilk kez kamuoyuna açıklanacaktı. Orada da net bir açıklama yapılmadı ama yıkım yok deseler de, projenin içinde yıkım olduğu ortaya çıktı.
İstanbul Beyoğlunun merkezinde yer alan en eski sinemalardan biri olan ve kamuya ait bir binada bulunan Emek Sineması, sekiz aydır kapalı olduğu ve yıkılması gündemde olduğu halde, hiçbir yetkili bu konuyla ilgili net bir açıklama yapmıyordu. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın bile Yıkılmayacak açıklaması yaptığı binayla ilgili yenileme projesini hazırlayan mimar, ilk kez konuştu. İstanbul Kültür Sanat Vakfında yapılan toplantıda, yönetmenler, sinema eleştirmenleri ve oyuncular başta olmak üzere sinema çevrelerinden birçok kişi hazır bulundu. Nuri Çolakoğlunun yönettiği toplantıda konuşmacılar, projenin mimarı Fatih Kesgün, Mimarlar Odasından Mücella Yapıcı, İstanbul Film Festivali direktörü Azize Tan ve İstanbul 2010 Ajansından Korhan Gümüş idi.
TUVALETLERİ ANLATTI, PROJEYİ ANLATMADI
Mücella Yapıcı, toplantının başında Mimarlar Odasından bile gizlenen projeyi ilk kez dinleyip öğreneceklerini söyledi. Fatih Kesgün projeyi anlatmak üzere sözüne başlar başlamaz, tepkiler gösterildi. Toplantının meşru olmadığını söyleyen izleyicilerle konuşmacılar arasında bir süre tartışma yaşandı. Önce konuşmacıların, özellikle de Kesgünün konuşacağı, ardından izleyenlere söz verileceği söylenerek tartışma bitirildi. Ancak Kesgünün sözü aldıktan sonra yaklaşık bir saat boyunca sözü bir türlü projeye getirmemesi, tepkilerin dinmemesine neden oldu.
Kesgün, uzun uzun Emek Sinemasının girişinin taşıyıcılarının eksik olduğunu, tuvaletlerinin sorunlu olduğunu söyleyerek, binanın tarihini anlattı. Projeyi anlatması için sürekli izleyiciler tarafından uyarılan Kesgün, sık sık sabrı taşan izleyicilerin tepkilerine neden oldu. Soğukkanlı bir şekilde gülümseyerek sözlerine devam eden Kesgün, sürekli yıkım olmadığını öne sürdü, kültür varlıklarının korunacağını savundu.
Sonunda, tahmin edildiği gibi Emek Sinemasının içindeki işlemelerin ve koltuk yapısının dördüncü kata taşınacağı açıklandı. Kesgünün açıklamasında şaka gibi bir bölüm daha vardı: Yeni inşa edilecek binanın birkaç katına da Madame Tussaud müzesi yapılacaktı!
Fatih Kesgünün toplantı boyunca projeyi net bir şekilde açıklayamaması dikkat çekiciydi. Mimar Mücella Yapıcının gösterdiği avam projeyi, Fatih Kesgün kabul etmedi. Kendisinden ısrarla beklenen projeyi ayrıntılarıyla anlatmadı, ancak projeye getirilen eleştirileri de Bizim projemiz o değil, Yıkmıyoruz gibi sözlerle inkar etti.
KORUMA DİYE BİR ŞEY YOK!
Kesgünün tepki gösterilen sözlerinden biri de, Sinema sektöründen insanlar, bize Emek Sinemasının sinema salonu olarak varlığını sürdüremeyeceğini söyledi ifadesi oldu. Sektörün her kesiminden kişilerin olduğu salonda, Kim o temsilciler sorusu soruldu, ancak yanıt alınamadı.
Mücella Yapıcının açıklamasına göre ise Emek Sinemasının içinde bulunduğu parselde, 23 bin 500 metrekarelik inşaat yapılacak, bunun 16 bin 500 metrekaresi ticari yapı olacak, 6 bin 500 metrekaresi ise sinema salonu. Bu binanın kamu malı olduğunu hatırlatan, halkın vergileriyle yapıldığını söyleyen Yapıcı, ortada bir koruma olmadığını, bunun evrensel koruma kurallarına aykırı olduğunu belirtti. Mimarlar Odasının bununla ilgili açtığı bir dava da bulunuyor.
Kesgüne itiraz eden 2010 Ajansından Korhan Gümüşe İstanbul 2010 logosunun neden projeye konduğu sorulduğunda, Gümüş, bunu kendisinin de araştırdığını ve şu sonuca vardığını söyledi: Logoyu kimse vermemiş.
Konuşmaların ardından söz alan sinemacılar ve yurttaşlar, Emek Sinemasının yıkılmasına izin vermeyeceklerini söylediler. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, kültür sanat mekanlarıyla ilgili bilgilendirme toplantılarına devam edecek. (KÜLTÜR SERVİSİ)
EMEK SEVERLER İKNA OLMADI
Can Atalay: Emek Sinemasının yıkılmasına karşı çıkan herkes, Tarlabaşının yıkılmasına da karşı çıkmalı. Bin tane teknik ayrıntıya boğan açıklamalar yapmak şık değil. Yıkımın arifesine kadar projeyle ilgili bilgi sahibi olamıyoruz. Yıkımına karşı çıkılan Emek Sineması, artık İstanbullular için simgesel bir anlam kazanmıştır.
Deniz İncedayı (Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı): Gördük ki, koruma projesinin, koruma ilkeleriyle bir ilgisi yok. Uluslararası sözleşmelere, bilimsel kriterlere uymuyor. Adına koruma denmesi etik değil. Mimarlar Odası bile konuyla ilgili bilgi alamıyor. Arkadaşların tepkisi haklı, sabrımız bitti çünkü. Koruma sosyal bir süreçtir. Sinema salonunu başka bir yere taşımakla insanlar belleğinden soyutlanıyor. Kültürel mirasla ilişkisi yok sayılıyor.
Mustafa Ünlü (1001 Belgesel Festivalinden): Ticari olmayan filmlerin salon bulma şansı zaten yok. Büyük bütçeli olmayan festivallerin kullandığı bir salon Emek. 2010 logosunun orada olması da tesadüf değil, çünkü 2010 projeleri arasında İstanbula bir tane bile yeni salon kazandırılmadı. Bu sinema salonunu ayakta tutmak, kentin yöneticilerinin görevidir.
Özcan Alper (Yönetmen): Bugüne kadar sabrettik. Ama bizim adımızı kullanarak konuşuyorlar, sinema sektörü şöyle diyor diyorlar. Bundan sonra bizim adımız kullanılırsa, projeyi yapanların da Kültür Bakanlığının da yalancı olduğunu açıklayacağız. Sinema sektörüne danıştık, onayladılar lafını duymak istemiyoruz. Zaten yurtdışına gittiğimizde, Kültür ve Turizm Bakanlığı logosunu görenler bizi tanıtım yapıyoruz sanıyor. Kültürü turizme bağlarlarsa olacağı bu. Bundan böyle, herkesi, altında Beyoğlu Belediyesinin ve Büyükşehir Belediyesinin logosu bulunan kültür etkinliklerine katılmamaya çağırıyorum.
Evrensel'i Takip Et