20 Nisan 2010 01:00

Hastane birlikleri mi, ticari birlik mi?


Ankara’nın örnek gösterilen hastanelerinden Ulus Devlet Hastanesi’nin Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bağlanması, Meclis’te oylanmayı bekleyen Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı’nın asıl gerekçesini gözler önüne seriyor.
“Protokol hastanesi” olarak tanıtılarak, Bilkent’te kurulan Atatürk Hastanesi’nin giderlerinin, halkın yoğun olarak faydalandığı Ulus Devlet Hastanesi’nden karşılanması isteniyor. İki hastaneyi birleştirme kararı, daha önce mahkeme tarafından iptal edilmiş; ancak Danıştay, mahkemenin kararını bozmuştu. Yeniden birleşme çalışanların tedirginliğini artırırken, birleşmenin uygulandığı 10 ay içinde Ulus Hastanesi’nden Atatürk Hastanesi’ne 15-19 milyon TL arasında kaynak aktarıldığı iddia edildi.
İFLASIN EŞİĞİNDE HASTANE
İleri teknolojik yatırımlarla “protokol hastane”, “süper hastane” olarak tanıtılarak, kurulan Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi zor günler yaşıyor. Yerleşim bölgelerine uzak olması nedeniyle tercih edilmeyen hastaneye müracaat sayısı, katkı payı uygulamasıyla birlikte daha da azaldı. Bakanlık kendi gelirleriyle giderlerini karşılayamayan hastaneye kaynak aktarmak yerine, çareyi “döner sermaye geliri yüksek” olan Ulus Devlet Hastanesi’ni, Atatürk Hastanesi’ne bağlamakta buldu. Böylece birbirlerinden kilometrelerce uzaktaki iki hastane birleştirilmiş oldu.
SES ve Türk Sağlık-Sen, kararın “kamu yararına aykırı” olduğu gerekçesiyle yargıya başvurdular. Ankara 15. İdare Mahkemesi, iki hastaneyi birleştirmenin doğuracağı fayda ve zararlara ilişkin rapor hazırlanmadığı ve aralarında 15 kilometre bulunan iki hastanenin birleştirme amacı ortaya konmadığı için bakanlığın kararını iptal etti. Sağlık Bakanlığı, iptal kararını Danıştay’a taşıdı. Danıştay 10. Dairesi, mahkemenin iptal kararının yürütmesini durdurdu. Şimdi hastane çalışanları, birleşmenin nasıl gerçekleşeceğini endişeyle bekliyorlar.
POLİKLİNİK SAYILARI DÜŞTÜ
Elmadağ, Gölbaşı, Kalecik, Kızılcahamam, Çubuk gibi çevre ilçe hastanelerine MR (emar) hizmeti de sunan Ulus Devlet Hastanesi’nin hasta sayısı, Atatürk Hastanesi’ne bağlı kaldığı 10 ay içinde hızla düştü. Bu süreçte ameliyat sayısı yüzde 32, poliklinik sayısı da yüzde 28 azaldı. Yine bu dönemde, yatan hasta sayısı da yüzde 40 azaldı. Ancak mahkemenin birleştirmeyi iptalinin ardından, hastane kısa sürede eski rakamları yakaladı.
DEVLET, HEM KENDİNİ HEM VATANDAŞI SOYDU
Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin, Ulus Devlet Hastanesi tarafından bir yılda 15-19 milyon TL arasında sübvanse edildiği iddia ediliyor. Ulus Devlet Hastanesi’nde hasta ve ameliyat sayısındaki düşüşün en önemli sebebi, hastanenin sıfatının değişmesi. “Devlet hastanesi” sıfatlı hastanede aynı doktora 5 TL’ye muayene olan hastalar, hastanenin eğitim ve araştırma hastanesine bağlanması nedeniyle 8 TL ödemeye başladılar. Bu durumda da hastalar, başka bir devlet hastanesine gitmeyi tercih ettiler.
HİZMET AYNI, ÜCRET İKİ KATI
Diğer yandan, devletin muayene ve ameliyat başına hastaneye ödediği miktar da aynı nedenle arttı. Yani devlet, aynı ameliyathanedeki aynı doktorun yaptığı aynı ameliyat için birleşmeden sonra yüzde 50 daha fazla para ödeyerek zarara uğratıldı. Yine hastane, bu süreçte hizmet alım anlaşması da yapamadığı için, hastalar tetkikler için 15 kilometre uzaklıktaki Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gönderildiler.
Birleşme öncesi Ulus Devlet Hastanesi’nde bir hastanın EMG tetkiki, ertesi gün gerçekleşiyor ve takip eden günlerde doktorlar tarafından kontrol ediliyordu. Ancak birleşmenin ardından aynı hastalar, aynı doktorun istediği tetkik için Atatürk Hastanesi’ne gitmekle kalmıyor, bir de tetkik için 3-4 ay sonrasına ancak randevu alabiliyordu.
HASTANELER GERÇEKTEN BİRLEŞTİ Mİ?
Birleşme sürecinde Atatürk Hastanesi’nden taburcu edilenler için Ulus Devlet Hastanesi’ne geldiklerinde yeniden hasta giriş işlemi yapılıyordu. Bu da birleşmenin tam anlamıyla gerçekleşmediğini, asıl amacın Atatürk Hastanesi’ni finanse etmek olduğunu gösteriyor.
Diğer yandan, süreçte en çok mağdur olanlar yine taşeron işçiler oldu. İşçiler, birleşme döneminde aylarca maaşlarını alamadılar. Yani birleşme sürecinde işçiler “ücretsiz” çalışmış oldular. (Ankara/EVRENSEL)

CEVAP BEKLEYEN SORULAR?
* Etimesgut ve Sincan’da Atatürk Hastanesi’ne yakın hastaneler bulunurken, birleştirme için neden Ulus Devlet Hastanesi tercih edildi?
*Birleşme sırasında Ulus Devlet Hastanesi’ndeki yeni cihazların, Atatürk Hastanesi’ne gönderilerek, eski cihazların bu hastaneye taşındığı iddiaları doğru mu?
*Kalite belgesi olan bir hastanenin, kalite belgesi bulunmayan bir hastaneyle birleştirilmesi doğru mu?
*Ulus Devlet Hastanesi’ne sevkli hastalar gelmiyor. Bu da diğer hastanelerle doğrudan ilişkisi olmadığı için hastanenin steril kalmasını sağlıyor. Uzmanlar, bu tip steril hastanelere her zaman ihtiyaç olduğu görüşünde. Bakanlığın kararı, hastanenin steril özelliğine zarar vermek anlamına gelmiyor mu?
Cem Gurbetoğlu

Evrensel'i Takip Et