19 Nisan 2010 00:00

En büyük yıldız Emek!

29. Uluslararası İstanbul Film Festivali sona erdi ve Altın Lale Ödülleri sahiplerini buldu. Kapanış töreninde, neredeyse...

Paylaş

29. Uluslararası İstanbul Film Festivali sona erdi ve Altın Lale Ödülleri sahiplerini buldu. Kapanış töreninde, neredeyse Emek Sineması’nın yaşaması dışında hiçbir konu konuşulmadı, yabancı konuklar bile Emek Sineması’na sahip çıkan konuşmalar yaptı. En çok ödül alan filmlerden biri Min Dît oldu.
Altın Lale Ödülleri, 17 Nisan Cumartesi gecesi, Mehmet Ali Alabora’nın sunduğu, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’ndaki kapanış galası ve ödül töreninde sahiplerini buldu. Tören boyunca perdede “Emek Sineması’nı Yaşatalım” yazısı yer aldı ve tören, Emek Sineması’nın görüntülerinden hazırlanan bir kliple başladı.
LALE MİN DÎT’İ GÖRDÜ
Kapanış galası boyunca Kardeş Türküler, aralarında “Çeşmi Siyahım” ve “Kervane” adlı parçalarının da bulunduğu renkli bir programla törende sahne aldı. Grup üyesi Vedat Yıldırım, festivale Anadolu’daki çok kültürlülüğe ve farklı dillerden filmlere yer verdiği için teşekkür etti ve bunun başka kültür sanat etkinlikleri tarafından örnek alınmasını istedi.
Yıldırım’ın konuşması, adeta Min Dît’in art arda alacağı ödüllerin habercisiydi. Ulusal yarışmanın ilk ödülü olan En İyi Müzik ödülünü Min Dît’in müziğiyle alan Mustafa Biber, “Çocukları, barışı, geleceği seçtiniz” dedi. En İyi Kadın Oyuncu ödülünü ise Min Dît’in küçük Gülistan’ı Şenay Orak aldı. Genç oyuncu, heyecanlı halleriyle bütün salonun sempatisini kazandı ve ödülünü, filmdeki karakteri gibi sokak çocuklarına adadı. En İyi Yönetmen ödülü ise Min Dît’in yönetmeni Miraz Bezar’a gitti. Bezar konuşmasına, Evrim Alataş’ı anarak başladı. Filmde anlattıkları öykünün Diyarbakır halkı tarafından yaşanmış, gerçek bir öykü olduğunu hatırlatan Bezar, teşekkür etti.
SENEYE GALA EMEK’TE
Ulusal yarışmanın Jüri Özel Ödülü’nü, geçen yıl bu ödülü alan Pelin Esmer verdi. Esmer, Bal’ın yönetmeni Semih Kaplanoğlu’nu sahneye çağırmadan önce, Emek Sineması’yla ilgili şunları söyledi: “Geçen yıl bu ödülü ben almıştım ve ben filmimin galasını Emek Sineması’nda yapmıştım. Bu yıl ödülü alan arkadaş galayı orada yapamadı. Ancak seneye yine bu ödülü alan yönetmen, filminin galasını Emek’te yapacak, çünkü orayı yıktırmayacağız.”
Semih Kaplanoğlu da, gecede sahneye çıkan birçok sinemacı gibi hayatının en önemli filmlerini Emek Sineması’nda izlediğini söyledi ve bakanın sözlerine yanıt vererek, “Emek hiçbir zaman kirli ve yağlı olmadı” dedi. Bal ayrıca, Görüntü Yönetimi dalında da ödüle layık görüldü ve ödülü Görüntü Yönetmeni Barış Özbiçer aldı. Filmin aldığı diğer bir ödül de Radikal Halk Jürisi ödülü oldu.
En İyi Film ödülünü ise Vavien aldı. Filmin yönetmenlerinden Durul Taylan, pazar günkü Emek Sineması eylemine çağrı yaptı. Vavien, Altın Lale’nin dışında, En İyi Senaryo ve Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Örgütü tarafından verilen FIPRESCI ödüllerini aldı.
Açılış töreninde çalınan borazanlar, bu törende de azalmış olarak yer aldı. Sunucu Alabora, Kültür Bakanlığı’nın festivale verdiği destekten söz ederken borazan çalınınca, konuşmasına “Emek Sineması’nın yaşatılması için de harekete geçmesini istiyoruz” şeklinde bir cümle ekledi.
Altın Lale Ulusal Yarışma Jüri’sinin seçtiği “En İyi Erkek Oyuncu”, Beş Şehir filmindeki rolüyle Tansu Biçer oldu.
BRANDAUER’E YAŞAM BOYU BAŞARI
Özellikle Istvan Szabo’nun Mephisto adlı filmindeki rolüyle hafızalara kazınan karizmatik oyuncu, yönetmen ve tiyatro sanatçısı Klaus Maria Brandauer’e, festivalin “Yaşam Boyu Başarı Ödülü” takdim edildi. Klaus Maria Brandauer, ödülünü Uluslararası İstanbul Film Festivali Direktörü Azize Tan’ın elinden aldı. Brandauer, sanatçıların salondaki konuklar tarafından alkışlanmasına alışık olduğunu, ancak bu gece asıl yıldızın, bütün sanatçılardan daha fazla alkış aldığını söyledi. Usta oyuncu, “Bu gecenin asıl yıldızı Emek Sineması” dedi.
Şakir Eczacıbaşı anısına verilen “Altın Lale Uluslararası Yarışma Ödülü” bu yıl, Belçikalı Yönetmen Felix van Groeningen’in “Şeylerin Boktanlığı” adlı filmine verildi. Altın Lale Uluslararası Yarışma Jürisi Başkanı Klaus Maria Brandauer’in açıkladığı ödülü, törende bulunamayan yönetmen adına filmin oyuncuları Wouter Hendrickx ve Bert Haelvoet aldı.
KAPANIŞ EMEK’TE
Uluslararası Yarışma’da “Jüri Özel Ödülü”ne ise Stéphane Brizé’nin Matmazel Chambon adlı filmindeki rolüyle Sandrine Kiberlain layık görüldü. Ödülü törende bulunamayan oyuncu adına, filmin dünya hakları sahibi Rezo Film’den Sebastien Chesneau, Altın Lale Uluslararası Yarışma Jüri Üyesi Oyuncu Anamaria Marinca’nın elinden aldı. Uluslararası Yarışma’da FIPRESCI ödülünü ise Stéphane Brizé’nin Matmazel Chambon filmi adına yine Chensneau aldı.
“Sinemada İnsan Hakları” yarışmasındaki Avrupa Konseyi Sinema Ödülü FACE’e, Filistinli Scandar Copti ve İsrailli Yaron Shani’nin yönetmenliğini üstlendiği Ajami layık görüldü. “Sinemada İnsan Hakları” yarışmasında Jüri Özel Ödülü’ne ise Tanrının Gittiği Gün adlı film layık görüldü. Filmin Belçikalı yönetmeni Phillippe Van Leeuw’e, ödülünü Marco Becchis takdim etti.
Halk Ödülü’nü, Uluslararası Yarışma’da Kanadalı genç yönetmen Xavier Dolan’ın Annemi Öldürdüm filmi kazandı.
Festivale bir kapanış töreni de, dün 17.00’de Taksim’de buluşan Emek Sineması severler tarafından yapıldı.
(İstanbul/EVRENSEL)


ÖNCEKİ HABER

Nail V: Şair, öykücü, gazeteci, mimar ve komünist...

SONRAKİ HABER

YAŞAMA KÜLTÜRÜ

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...