25 Nisan 2010 01:00
BAŞYAZI
Çam devirmek deyimi, günlük dilde, biraz abartılmışdensizlik olarak anlaşılır. Bu yüzden de sık sık çam deviren kişi, biraz alayla karşılanır ve söyledikleri de çoğu zaman ciddiye alınmaz. Ancak çam deviren politik bir şahsiyetse; çam devirme çoğu zaman gerçeğin itirafı olarak ortaya çıkmaktadır.
Türkiyenin siyasi yaşamından; Cevdet Sunay, Yıldırım Akbulut, Tansu Çiller gibi çam devirmenin başarılı simaları gelip geçmiştir. Biraz gayret ederse Başbakan Erdoğan da bu çam devirme üstatlarının yanındaki mümtaz yerini alacak görünmektedir.
Çünkü Başbakan Erdoğan, biraz öfkelenip de danışmanları tarafından yazılmış metin dışına çıktığında, çam devirmeden edemiyor.
Son iki haftada bile Başbakan üç kez oldukça büyük çamlar devirdi!
Örneğin Başbakan, gazetecilerin soruları karşısında; CHPnin Anayasa değişikliği için yaptığı öneriyi, Şark kurnazlığı olarak suçladı. Ama sözü burada bırakmayıp; ne demek istediğini açıklamak ihtiyacı duyunca, Şark kurnazlığına kalırsa biz daha iyisini yaparız diye yine büyükçe bir çamı devirdi!
Yine TOBBun toplantısında; Başbakan adeti olduğu üzere, patronları ülkenin gelişmesinin tek dinamik gücü olarak övdükten sonra, Her işveren bir işçi alsa işsizlik üç puan düşer. Ne yani bunu yapamaz mısınız; elbette yapabilirsiniz. !.. diyen Başbakan, patronlardan olumlu elektrik alamayınca pusulayı şaşırdı; metin dışına çıkıp, Başbakan değil de sorumluluğunu bilen bir işçi sendikası temsilcisi gibi patronlara verip veriştirdi. Patronların ne aşırı sömürücülüğü, ne kayıt dışı işçi çalıştırmalarını bıraktı; kendi emek düşmanı politikalarının sorumlusu olarak da patronları suçladı!
Böylece çam devriliyor; ama bu sefer patronların üstüne devriliyor; nasıl bir sömürü siteminin işlediğine dair gerçekler, bir anda Başbakanın ağzından ortalığa saçılıyor!
Ve nihayet, 23 Nisan Çocuk Bayramı vesilesiyle koltuğunu devrettiği Elgin Koçubabanın Ben konuşmama başlayabilir miyim? sorusu üzerine Başbakan; Artık yetki senin. Asarsın, kesersin her şeyi yaparsın! diye yine son büyük çamı devirdi!
Allahtan, Elgin Koçubaba, Üzülerek söylüyorum Başbakanıma katılmıyorum diye devrilen çamın altındaki gerçeğin, çocukların bile göreceği kadar büyük olduğunu gördüğünü ifade ediyor.
Başbakan Elginden bir şeyler öğrendi mi bilmiyoruz. Ama Başbakan Erdoğanın bir bayram havası gevşekliği içinde söylediği ve çam devirme olarak görünen sözleri aslında bir şakadan çok bir itiraf mahiyetindedir. Çünkü Başbakan böylece Başbakanlığı, Astığı astık kestiği kestik bir makam olarak anladığını göstermiştir.
Bugüne kadar verdiği tepkilerden, çıkarmak istediği yasalardan da anlaşılmaktadır ki; Başbakanın en çok öfke duyduğu kişiler ve güç odakları, onun bu keyfiyetle Başbakanlık yapmasını engelleyenlerdir. Ve Başbakan bu, kudretini sınırlayanları, düşman, Yok edilmesi gereken hedef ilan etmektedir. Anayasa Mahkemesine, Danıştaya ve öteki yargı kurumlarına düşmanlığı bundan kaynaklanmakta, bu yüzden de yargı reformu adına bu kurumları denetlemeyi ve hizaya getirmeyi amaçlamaktadır. Ya da onun sözü üstüne söz söyleyen TEKEL işçilerine de aynı nedenle öfke kusmaktadır!
Kim Başbakanın, hükümetin yetkilerini sınırlıyorsa onları milli iradeye karşı göstererek de bu Astığı astık, kestiği kestik Başbakanlık anlayışının zeminini genişletmek istemektedir.
Evet, Başbakan Erdoğanın Seçilmiş bir padişah olma isteği o kadar güçlü ki, saklayamıyor, bunu çocuk bayramında, çam devirmeyi göze alarak bile belli ediyor.
Bu iki haftada yaşanan üç örnek bile gösteriyor ki, sıradan insanlar için alay ve inan sorunu yaratan çam devirme huyu, sermaye siyasetçileri için gerçeği itirafın belki de tek yolu olarak önem kazanıyor.
Bu yüzden de Başbakan çam devirmeye devam etsin diyoruz!
İHSAN ÇARALAN
Evrensel'i Takip Et