6 Mayıs 2010 01:00

ÖZGÜRLÜKLER


Bu dünyada çocuklara her şey yasak. Aşık olmakla ilgili bir yasağa geçen haftaki yazımızda değinmiştik. Sanki böyle bir yasak normalmiş gibi davranıyoruz. Doğaya aykırı, insan onuruna aykırı yasakları içselleştiriyoruz.
Biz büyükler içselleştiriyoruz.
Yoksa çocukların itirazları var bu tür yasaklara.
Diyarbakır E Tipi cezaevinde 3 Mayıs günü çocukların itirazlarına tanık olduk. Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Emin Aktar müdahale etti olaya. Basına da yansıdı çocukların bu itirazları.
Büyüklerin dünyası baştan sona falsolu. Büyükler ne hak tanıyor ne de hukuk.
Bana göre her büyüğü “Küçük Prens” eğitiminden geçirmek lazım.
Özü sözü bir olmak (dürüstlük) ne demektir; verilen sözün tutulması ne demektir, anlatmak lazımdır büyüklere.
Çocukları altına imza attığı uluslararası sözleşmelere rağmen büyüklerle birlikte yargılayan, onlara büyüklere uyguladığı hukukun aynısını uygulayan, lafa geldi mi çocuk diyen işkenceye, dayağa,yasaklamaya, tutuklamaya, cezalandırmaya tabi tutan büyüklere (özellikle siyasi büyüklere, sonra yasa uygulayan görevli büyüklere, polise askere, savcıya, avukata, hekime, sosyal hizmet uzmanına) çocukların hazırlayıp sunacağı seminerlere katılma zorunluluğu getirmek gerekir.
Büyükler büyük olduklarını bilmeli. Bu bilince erişmede çocuklar büyüklere yardımcı olabilirler. Çocuklar büyüklerin seviyesine uygun sunuşlar yapacaklardır elbette. Zor anlıyor büyükler. Çocuklar, tekrarlarla, tane tane ifadelerle ve bol örnekli ve diyaloğa, soru sormaya hem de sayısını öngöremeyeceğiniz sayıda ve konuda sorularla büyüklerin seviyesine uygun eğitim programlarını uygulayabilirler.
Diyarbakır itirazı sağlık hakkına,insan onuruna saygı hakkına dairdir.
Büyükler, itiraz hakkının ne olduğunu da çocuklardan öğreneceklerdir.
Çocuklar haklarına sahip çıkıyorlar. Zorla kapatıldıkları yerde, Ece Ayhan’ın deyişiyle“devlet dersinde” öldürülen arkadaşları gibi öldürülmek istemiyorlar.
40’ın üzerinde çocuk iki koğuşta tutuluyor. Hapishanede.
Bu ayıp büyüklere yeter.
Hapishane ayıbı…
Çocuğu hapishaneye kapatmanın ayıbı.
Bu büyüklerin (devlet de en “büyük”tür biliyorsunuz ) aczidir.
Zavallı büyükler, zavallı devlet!
Zulmederek büyüklüğünü, zulmederek devlet olduğunu kanıtlamak istiyor.
28 yıl önce mayısın altısında, yani bugün,
Can Yücel’in “aşk olsun çocuk” dediği, yüzmetreci gibi koşan devrimin maratoncuları katledilmişlerdi.
Gençlerini, çocuklarını öldüren, onlara zulmeden devlet anlayışından kurtulamadık.
Asarak ve tutuklayarak sessizliği sağlayacağını zannediyor.
İtiraz ve taleplere bakmıyor. Anlamak istemiyor. Çok çalışmak lazım çok. Öğreneceğimiz çok şey var.
Çocuklardan ve gençlerden…
HÜSNÜ ÖNDÜL

Evrensel'i Takip Et