9 Mayıs 2010 01:00
Hadi eyvallahhhh
Son gidişlerinde
Yani demir kapılar sessizliği boğazladığında
Mazgallar postal vuruşlarıyla ezildiğinde
Ki, dışarıda baharın ilk mayıs günleri
Sabahı Hıdırellez zamanıdır
Baharın coşkusu
Canlanan, yeniden doğan doğanın, insanın ruhuna umut katmasıdır Efsaneye göre Hızır ile İlyas, o gün yeryüzünde buluşmuşlardır. Hızır ab-ı hayat içip ölümsüzlüğe kavuşmuş; özellikle baharda bolluk, bereket dağıtmaktadır.
Baharda yaşam tazelenmekte Doğa yeniden dirilişi yaşamaktadır.
Anlaşılıyor zaten; buradaki Hızır, baharı simgelemektedir.
İnsanlar adaklar adar;
Toprağa hayal edilen şeyin resmi çizilir mesela Tuğla, kiremit parçalarından eve benzer mini şeyler yapılır; evsizin evi olsun diye.
Ya da gül dalına bezler sarılır, genç kız sevdiğine kavuşsun diye. Bir mani yazılır, içine bir tel küpe ya da bir yüzük sarılır, kızgın ocaklarda pişirilmiş toprak küpün içine adaklar atılır.
Ama doğanın dirildiği gün Ankarada üç genç fidan asılır!
Ki, gecenin ortası çoktan geçilmiş
Ortalıktan el ayak çekilmişti
Hayır çekilmemişti
Hapishanede arkadaşları uyumuyor, her an artık o beklenmeyen anı bekliyordu
Koridor postal sesleriyle çınladığında
Menteşeler yıllarca yükün ağırlığıyla gacırdadığında
Yani katil, geceyi sırtından küttt diye vurduğunda
Ama gece, dudaklarını sıkıp acısını içine attığında
Uzak bir diyarda bir yoksul kadın kadersizliğine ağladığında
Bir kırlangıç kuşu kanadından vurulduğunda
Bir kartal en yüksek tepeden vadinin üstüne salındığında
O taştan ve demirden koridorun boşluğunda o ses çınlıyordu;
Hadi Eyvallahhhh!..
Sanki sabah evden çıkar gibi
Sanki akşam vakti geri dönecek gibi
Tıpkı yaşamları gibi;
Kısacık Ama vakur Ve sadeliğin görkemi
Ki günlerden Mayısın altısıydı
Doğanın coştuğu, ölümsüzlük suyu içtiği bir Hıdırellez sabahıydı
İdam sehpasına yürüdüklerinde hafif serin bir bahar rüzgarı esiyordu
Havada çiçek polenleri gibi, yürekleri uçuyordu
***
Ölüm ne yana düşer diye soruyordu ya Nâzım Usta
Ölüm bazen her yere
Her köşeye
Her yoksul kulübeye
Dalgaların ucunda ışıldayan yakamozlara
Ölüm bazen ölümsüzlüğe düşer usta.
Ve tam orada yenibahar filizlenir
Çünkü halk, o ölüme ölümsüzlük iksiri içirmiştir.
Ne garip şey!
Öldürenler yaşarken ölmüştür de
Öldürülenler hiç ölmemiştir
Misal şimdi Bursada Nilüfer İlçesi Belediyesi, kentin gelişen bölgesinin
orta yerinde Gençlik Parkında onların anıtını yaptı.
Ve elbette, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbeyi kutlamak gerekiyor.
Anıt, tam 6 Mayıs günü; Üç Fidanın yoldaşları, arkadaşları, gönüldaşları,
gençlerle birlikte açıldı
Şimdi o altı Mayıs sabahı uçuşan tohumların düştüğü toprakta
Bursada Üç Fidan Anıtı boy veriyor
Ve parkın, yaprakları baharın renklerine boyanmış ağaç dallarında
Gül goncalarında
Uludağda Ovada O ses çınlıyor: Hadi Eyvallahhhhh!..
Güle güle değil elbette
Hoş geldiniz en umutlu bakışlarınızla.
En güzel yarınlara
Bahara, dirilen doğaya
Ölümsüzlüğe merhaba!
Yücel Sarpdere
Evrensel'i Takip Et