11 Mayıs 2010 01:00
Bunca kirlilik varken
Ege Çevre ve Kültür Platformunun (EGEÇEP) düzenli aralıklarla gerçekleştirdiği bileşenler toplantısı bu kez Foçada gerçekleştirildi. Aliağa ve Foça Bölgesinde yaşanan çevresel sorunların tartışıldığı iki günlük etkinlikte bölgede her geçen gün artan sanayi yoğunluğu ve bunların yarattığı doğa ve kültür tahribatları masaya yatırıldı.
Toplantıya katılanlar bölgede demir çelik fabrikaları, gemi söküm sanayi, gübre fabrikası, döküm tesisleri gibi kirletici sanayilerin yarattığı kirlilik yetmezmiş gibi sayısı 5i bulan termik santral kurma çalışmalarının da son aşamaya geldiğini belirterek, bunların önlenmemesi durumunda Aliağa ve Foça için yaşanabilir bir gelecekten bahsetmenin olanaksız olduğunu dile getirdiler. Demir çelik fabrikalarının cürufları altına gömülen 3 bin yıllık antik Kyme kentinin içler acısı hali ise bu kadarı da olmaz dedirtecek cinstendi.
HANGİ BİRİNE KARŞI ÇIKALIM!
Foça Reha Midilli Kültür Merkezinde EGEÇEP bileşenlerinden FOÇEP (Foça Çevre Platformu) tarafından gerçekleştirilen etkinliğin ilk günü Ege bölgesinin çeşitli yerlerinden gelen platform bileşenleri bölgelerindeki çevresel sorunlarla ilgili gelişmeleri aktardılar. Etkinliklerin ikinci gününde ise Foça ve Aliağa bölgesindeki çevre sorunları tartışıldı. Forum şeklinde geçen toplantı FOÇEP Dönem Sözcüsü Bahadır Doğutürk tarafından yönetildi.
Forumun açılışında bir sunum gerçekleştiren Doğutürk, Aliağa ve Foçanın etkilendiği çevresel sorunların kaynaklarını petrokimya tesisleri (PETKİM, TÜPRAŞ), demir çelik fabrikaları, gübre fabrikası, gemi söküm tesisleri, doğalgaz çevrim santralleri, Kyme antik kentini yok oluşa götüren liman inşaatları ve yapımı için izinleri hızla tamamlanan termik santraller olarak sıraladı. Bu kadar sorunun olduğu bir yerde yaşamanın zorluklarından bahseden Doğutürk, Bizim sorunumuz bir değil iki değil. Bunlardan hangi birine karşı çıkacağız. Çok acil bir halk hareketi ile sokağa dökülmeye ihtiyacımız var diye konuştu. Nemrut Limanı yakınlarında ENKA Şirketi tarafından yapılmak istenen ithal kömüre dayalı termik santral için ÇED Raporunun Bakanlık tarafından onaylanmasından duyulan tedirginliğin yansıdığı toplantılarda, termik santrallerin zaten son derece kirli olan yöreyi yaşanmaz hale getireceği uyarısında bulunuldu.
MASKENİN DÜŞTÜĞÜ YER
Jeoloji Yüksek Mühendisi Tahir Öngür, Aliağa ve yöresinde yaşananların küresel sermayenin ortaya koyduğu sistemin bir parçası olduğunu söyledi. Öngür, Bu bir sistem. Bu sistemi yaratanlar ve sürdürenlerden insanlık, doğaya, çevreye, kültüre saygı beklemek olanaklı değil. Burada bunlara karşı verilmen mücadele aynı zamanda ülkenin bağımsızlık mücadelesinin de bir parçası diye konuştu.
Öngür, Aliağa ve Foça yöresini dünyayı yaşanamaz hale getirenlerin maskesinin düştüğü yer olarak tanımladı. Foçada süren kazı heyetinin başkanı Prof. Dr. Ömer Özyiğit, Batı Anadoludaki en eski yerleşim olan 3 bin yıllık Kymenin sanayi kuruluşları tarafından kuşatıldığını ve yok edilmek üzere olduğunu söyledi.
Forumda yapılan diğer konuşmalarda da bölgedeki çevresel sorunlara karşı verilen mücadelenin halka yayılmasının ve topyekün karşı çıkışın önemine vurgu yapıldı. Öğleden sonra gidilen Kyme antik kentinde ise 26 yıldır İtalyan arkeologlar tarafından yapılan Kyme kazılarında önemli bir ilerlemenin sağlanamaması bölgedeki büyük sanayi kuruluşlarının etkisine bağlandı.
Kurtarma Kazasının bölgeyi bu tarihi eserlerden kurtarma halini aldığının belirtildiği konuşmalarda, Kymenin büyük bölümünün üzerinde şu an çeşitli fabrikaların olduğu, buralara her geçen gün yenilerini eklendiği aktarıldı. Antik kentin fabrika kurulabilecek düzlükte kalan kısmındaki koruma statüsünün de 1. dereceden 3. dereceye çevrildiğine dikkat çekildi. (Foça/EVRENSEL)
Özer Akdemir
Evrensel'i Takip Et