20 Mayıs 2010 01:00
Dağ Mahallesinin en temel ihtiyaçları bile karşılanmıyor
GÜNÜN YAZILARI
Haritalarda ve şehir planlarında caddeleri, hatta sokakları olan bir mahalle, Çiğliye bağlı Yaka Mahallesi ya da halk arasında bilindiği adıyla Dağ Mahallesi. Ama planlarda görünen sokaklar, Yaka Mahallesinde evlerin önünden geçen patikalardan ibaret.
Bir yamaç boyu yükselen Dağ Mahallesi, 1 Mayısa 2010 yılında kanalizasyon, yol, su istiyoruz pankartı ile katılmıştı. Yani en temel, insanca yaşam ihtiyaçlarına bile sahip değillerdi.
Yerel yönetimlerin, seçimler öncesinde anımsadığı mahalle halkı, artık vaatlere tok, çözüm istiyor ve bunun için kendilerinin mücadele etmesi gerektiğini görüyor.
Geçtiğimiz günlerde Dağ Mahallesi halkı, Hayat Televizyonunda yayınlanan Sağlıklı Günler programını hem misafir etti hem de programa konuk oldu. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Üyesi Doktor Zeki Gül, Pratisyen Hekimlik Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doktor Habibe Güneş ve SES İzmir Şubesi Avukatı Hasan Hüseyin Evinle bir araya gelen Dağ Mahallesi halkı, sağlık hakkı, konut hakkı ve 26 Mayıs grevine katılmanın neden gerektiği üzerine düşüncelerini dile getirdi, öğrenmek istediklerini sordu.
NAMUS SÖZÜNÜ DE TUTMUYORLAR
Mahallelilerden Hayat Çalt, Yollarımız yok, hastamız ağırlaştığında mahallemize ambulans giremez, yangın çıksa itfaiye gelemez. Her gelen bize söz veriyor, hem de namus sözü ama sonra verdikleri sözleri unutuyorlar. Aziz Kocaoğlu bile verdiği sözü tutmuyor. Su istediğimizde tamam diyorlar. Sonra mahallenizin yolu yok, su getiremeyiz diyorlar. Arkasından gelip ortak kullandığımız mahalle çeşmelerine gizli saat takıyorlar. Tuvaletlerimiz dışarıda, geceleri korkudan genç kızlarımız tuvalete çıkamıyor, reva mı? Benim sağlığım kanalizasyonun açıktan akmaması, yolum olması, suyum olması. Benim sağlığım mahallemdir önce dedi.
YAZLA BERABER SALGINLAR KAPIDA!
Ebelerin, hemşirelerin, mahallelerine gelip evlerini, çocuklarını ziyaret ettiğini söyleyen Leyla Kaplan, şimdi hastaneye dahi gitseler muayene olamadıklarını vurguladı. Kaplan, Hepimiz depresyondayız, çünkü sağlıkta 3. sınıf insan muamelesi bile görmüyoruz. Çocuklarımıza evimizde temizliği öğretiyoruz. Okullarda temizliği öğretiyoruz ama bu derenin kanalizasyonla beraber akmasına mani olamıyoruz. Yazla beraber bütün çocuklarda aynı hastalıklar çıkacak. Artık ezberledik; yüksek ateş, Hepatit-A, ishal, parazit, çünkü her taraf lağım her taraf pislik Bir zengin mahallelerindeki çocukların suratına bakın ne kadar sağlıklı, bir de bizim çocuklarımıza, hep yara-bere içinde diyor.
Organizede tekstil işçisi olarak çalışan Ali Kaya, sağlıktaki son uygulamalardan şikayetçi; Eczaneye borcumuz var, gidemiyoruz diyor. Kaya, Borcunu öde ondan sonra ilaç al diyorlar. Var mı yok mu diyen yok, hiç ödeyemediğimizde ne yapacağız, ölelim mi? Mahalle zaten içler acısı durumda, komşumuz hastalanıyor, sokak lambalarımız olmadığı için geçmiş olsuna bile gidemiyoruz diye konuştu.
Uzun yıllardan beri mahallede yaşayan Selvi Gündüz, Valla Afrika göçmenleri bile bizden iyidir. Belediye başkanımız, Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız; lütfen duyun, görün, Güzeltepenin Dağ Mahallesini Ya bu sorunları çözün ya da siz inin, çözecekler gelsin diye sesleniyor.
Abdurrahman Akyıl, evinin çatısını onarırken çatıdan düşerek ayağını kırmış. Sonrasını şöyle anlatıyor: Buradan arabayla hastane 2 dakika ama yol olmadığından arkadaşlarımın sırtında yarım saatte hastaneye vardım. 2 aydır ayağım kırık, 5 vida bir de platin taktılar. Evden dışarı sadece hastaneye giderken çıkıyorum. Bugün buraya bile arkadaşların yardımıyla yarım saatte geldim, oysa bir dakikalık yol.
(İzmir/EVRENSEL)
KENTiN OLANAKLARI EŞiT PAYLAŞILMALI
PROGRAM sunucusu Dr. Zeki Gül, mahalle halkının kendi üzerine düşeni tüm olanaksızlıklarına rağmen yaptığını, çiçek gibi bir yaşam alanı kurduklarını gördüklerini, bundan sonrası için yerel yönetimlerin de üzerine düşeni yapması gerektiğini anlattı. Gül, Daha sağlıklı yaşayabilmek için, daha insanca yaşayabilmek için, dünyanın ve kentin olanaklarını eşit ve adil kullanabilmek için 26 Mayısta genel greve diyen emek örgütlerinin gerekçeleri, buralarda daha görünür kılınıyor. Bunu alana da taşımalısınız dedi.
Dr. Habibe Güneş ise mahalleyi gezdiklerinde sağlık hizmetlerinden bahsetmenin olanaksız olduğunu, daha ivedilikli sorunlar olduğunu gördüklerini söyledi. Güneş, Kanalizasyonunuz yok, suyunuz yok, yolunuz yok Hastalığınızda, sağlığınızda mahallenize 5 kilometre mesafede bulunan kentin en güzel ilçelerinden Karşıyakaya dahi ulaşım olanaklarınızın olmadığını gördük. Tam bu bağlamda sağlıkta dönüşüm olarak bahsettiğimiz düzenlemelerse, sağlığın kısaca pazarlanması. Aile hekimliği sistemi geldiğinde, bize de size söyledikleri gibi hiçbir şey değişmeyecek dediler. Sizlere nasıl bir oy karşılığı imar planı vaat ettilerse, bizlere de benzeri vaatlerde bulundular, ancak o günden bugüne sağlık alanında sizin de bizim de aleyhimize çok şey değişti diye konuştu.
Av. Hasan Hüseyin Evin de, Eskiden koruyucu sağlık hizmetleri ile öncelikle halkın hasta olması engelleniyordu. Oysa şimdi sağlık bir ödev olarak görülüyor. Dolayısıyla, vatandaşa artık Sen sağlığını kendin koru diyorlar. Sağlığını koruyamadığın takdirde geldiğin zaman, katkı payı ödeyeceksin, primler ödeyeceksin ve bu ödediğin pirimler ölçüsünde sağlık hizmeti alabileceksin derken, 26 Mayıs çağrısını yineledi.
Koray Yetiş - Ayşen Güven
Evrensel'i Takip Et