25 Mayıs 2010 01:00

‘Gazetecilere Özgürlük’ kampanyası başladı


Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), üyesi olduğu Avrupa Gazeteciler Federasyonu (AEJ) Genel Kurulu’nda alınan karar doğrultusunda, “Gazetecilere Özgürlük” kampanyası başlattı. G/9 Gazeteci Örgütleri Platformu’nun da destek verdiği kampanya doğrultusunda, henüz hüküm giymemiş tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması, yasaların demokratikleştirilmesi istendi.
TGS Genel Başkanı Ercan İpekçi, Türk-İş salonunda, G/9 Gazeteci Örgütleri Platformu Dönem Sözcüsü Doğan Tılıç, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nden Taylan Erten, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay ve Ekonomi Muhabirleri Derneği MYK Üyesi Sultan Özer’in de katılımıyla kampanyayı tanıttı. Toplantıda, halen tutuklu bulunan bazı gazetecilerin fotoğraflarının yer aldığı dövizler de açıldı; 46’sı tutuklu, yargılamaları süren 67 gazetecinin listesi de yer aldı.
G/9 Platformu Sözcüsü Doğan Tılıç, TGS ve EFJ’nin dünya genelinde başlatacağı kampanyaya destek verdiklerini söyledi.
‘CEZAEVİNDE 46 GAZETECİ VAR’
Türkiye’de gerçek anlamda basın özgürlüğü olmadığını belirten İpekçi, TCK’nın 2005’teki değişiklikleri sırasında gazeteci meslek örgütlerinin eleştirileri karşısında hükümetin “Uygulamaya bakalım, yargının vereceği içtihatları görelim” dediğine atıfta bulunarak, aradan geçen 5 yılda cezaevlerinde 46 gazeteci ve basın çalışanı bulunduğunu, çoğunun henüz tutuklu olarak yargılandığını anlattı. Buna ek olarak 15 gazeteci ve basın çalışanının da ortalama 6 ay cezaevinde tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildiğini ve yargılamalarının halen sürdüğünü kaydeden İpekçi, gazetecilerle ilgili 700’den fazla ceza ve tazminat davasına da dikkat çekti.
CEZA MEVZUATI MAYINLI ARAZİ GİBİ
Kamuoyunun gözü kulağı olan gazetecilerin meslek ilkeleri çerçevesinde kullanacağı özgür habercilik hakkının, halkın gerçekleri öğrenme ve bilgi edinme hakkı ile iletişim özgürlüğü için korunması gerektiğini belirten İpekçi, “Ceza mevzuatı, içine mayın gibi yerleştirilmiş, diktatöryel eğilimleri barındıran maddeleriyle, 21. yüzyıla uygun olmayan bir kanundur” dedi. Basın Kanunu’nun “basın hürdür” ve “haber kaynağının gizliliği”ne yönelik hükümlerine atıfta bulunan İpekçi, ancak gazetecilerin bu haklarını kullanarak elde ettikleri bilgi ve belgelerin, kendilerine bizzat suç işlediklerinin kanıtı olarak kullanıldığını söyledi.
GAZETECİLERE ‘YAZMA, ELEŞTİRME’ BASKISI
Gazeteciler hakkında verilen cezaların 5 yıl ertelenmesiyle de “yazma, konuşma, eleştirme, yorum yapma” denildiğini; bu hükümlerin gazetecilerin tepesinde “Demokles’in kılıcı” gibi durduğunu kaydeden İpekçi, Türkiye’nin, görevini iyi yaptığı için gazetecileri cezalandıran bir ülke haline dönüştüğünü ifade etti.
İfade ve basın özgürlüğünün gazeteciler için özel bir özgürlük olmadığını, demokrasinin gelişimi için zorunlu olduğunu vurgulayan İpekçi, “Asıl olan, halkın gerçekleri öğrenme ve bilgi edinme hakkı ile iletişim özgürlüğüdür” dedi.
BÖLGEDE GAZETECİLİK ZOR
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde çalışan gazetecilerin, bölgenin zorluklarından kaynaklanan sorunlar yaşadıklarını da belirten İpekçi, “Bu bölgede çalışan meslektaşlarımızın zorluklarını paylaşmak ve onlarla dayanışma içinde olmak, bütün gazeteciler için aynı zamanda etik bir zorunluluktur” dedi. Bölgede yayımlanan birçok gazete ve dergi hakkında toplatma, kapatma kararları verildiğini, dayanağının da Basın Kanunu’nda değil Anayasa’da yer aldığını aktaran İpekçi, bu nedenle basın özgürlüğü önündeki engellerin başında anayasanın geldiğinin altını çizdi.
ANAYASA, TCK, TMK ENGELLERLE DOLU
Başta Anayasa, TCK, Terörle Mücadele Kanunu olmak üzere, ilgili mevzuattaki tüm kısıtlamaların kaldırılması, temel hak ve özgürlüklerin omurgası olan ifade özgürlüğünün her koşulda, tüm yasalar ve idari düzenlemeler için temel ilke kabul edilmesini isteyen İpekçi, “Temel hak ve özgürlükler mutlak ve kutsal kabul edilmelidir” dedi.
“Gazetecilere yönelik baskı, fiziki saldırı ve tehditlerin giderek artmasının, 2009’da bir gazetecinin öldürülmesinin, gazeteciliğin etrafını saran korku ortamının gelecekte daha da kötüleşeceğine dair endişelerini artırdığını” kaydeden İpekçi, “Bu tür baskılar ile açılan dava ve soruşturmaların, özellikle eleştirel ve bağımsız gazetecilik yapan medya kuruluşları ve basın mensupları üzerinde yoğunlaşması, siyasi önyargılarla hareket edildiğinin açık bir göstergesidir” dedi.
“Öncelikle cezaevlerindeki tüm tutuklu gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz” diyen İpekçi, yasalarda köklü değişiklikler yapmak üzere hükümeti ve parlamentoyu da göreve çağırdı.
(Ankara/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et