22 Aralık 2010 00:00
Taşeron işçileri örgütleniyor
DİYARBAKIRda Karayolları 9. Bölge Müdürlüğüne bağlı 400 taşeron işçiyi 2008de örgütleyen Yol-İş Diyarbakır 1 Nolu Şube taşeron şirketin her yıl ihaleyi farklı firmalar adına girerek alması nedeniyle örgütlenme faaliyetini askıya almıştı. Geçen 3 yıl içerisinde Karayollarında taşeron işçiliğin hızla yaygınlaşması; bölgede 900ü, Türkiye genelinde ise 7 bini aşması üzerine Yol-İş Sendikası ülke genelinde taşeron işçileri örgütlemeye başladı. Şimdiye kadar ülke genelinde 5 bin 740 işçiyi örgütleyen Yol-İş Sendikası taşerona bağlı çalışan işçilerin Karayollarının işçisi olduğunu ispat için mahkemeye başvurdu. Mahkemenin kazanılması halinde Karayollarında çalışan taşeron işçilerin sendikalaşması önünde bir engel kalmayacak.
Bu konudaki örnek bir dava Mersinde yaşandı. Sendikalaştıkları için işten atılan 5 Karayolları taşeron işçisi, Karayolları 5. Bölge Müdürlüğüne karşı açtıkları işe iade davasını kazandı. Ankara 13. İş Mahkemesi davacı işçilerin Karayolları 5. Bölge Müdürlüğü işçisi olduğuna hükmederek işçilerin işe geri dönmesine ve 4 aylık ücret ödenmesine karar verdi. Yol-İş, bu kararın Karayollarındaki tüm taşeron işçiler için emsal oluşturduğunu düşünerek Türkiye genelinde örgütlediği 5 bin 740 işçi için esas işverenin Karayolları olduğunun tespiti için iş mahkemesine dava açtı.
İLK ÖRGÜTLENME 2008DE OLDU
Yol-İş Diyarbakır 1 Nolu Şube Başkanı Halil Öztopalan, 2008 yılında Nida Elektrik adlı firmanın aldığı ihale sonucu Karayollarında çalışmaya başlayan 400e yakın taşeron işçiyi sendikada örgütlediklerini, taşeron firma ile sözleşme imzalayarak işçilerin bazı sosyal hakları ile fazla mesai ücreti ile yemek ücreti gibi haklar elde ettiklerini söyledi. Ancak başta sendikayı kabullenen taşeron firmanın daha sonra farklı isimler kullanarak her yıl ihaleyi başka bir firma adına alması üzerine sendikal örgütlenmede sıkıntılar meydana geldiğini söyleyen Öztopalan Taşeron işçileri ilk örgütlemeye başlayan sendika bizim şubemizdir. 2008de başlattığımız bu sendikal faaliyet, taşeron şirketin bir kaç firma kurmasıyla sekteye uğramıştı. Örneğin biz önce Nida Elektirik ile sözleşme imzaladık. Taşeronu da fazla bir zarara sokmadan devletten aldığı ihale çerçevesinde bir sözleşme imzaladık. Bazı sosyal haklar aldık; yemek parası, fazla mesai gibi. Ama sonradan baktılar ki bu işin ucu başka yerlere gidecek aynı firma 4-5 farklı firma kurdu. Yani bu taşeronun 5-6 firması var. Biz A iş yerini örgütlediğimiz zaman bir dahaki seneye aynı müteahhit ama farklı firma ile ihaleye giriyor, tüzel kişiliği değiştiriyor. Bu durumda bizim bu işçileri yeniden örgütlememiz yeniden adam başı 35 TL noter masrafı vs. ödememiz gerekiyor. Biz 400 işçiyi örgütlemiştik. Noter masrafını hesapladığımızda her yıl bu masrafın altından kalkmamız mümkün değildi. Bu nedenle sendikal çalışmamız bir süre askıda kaldı diyor.
TAŞERON DEĞİL KARAYOLLARI İŞÇİSİ
2008den bu yana Karayollarında taşeron işçi çalıştırmanın gittikçe yaygınlaştığını belirten Öztopalan şöyle konuştu Bizim Karayolları 9. Bölge Müdürlüğüne bağlı 6 ilde çalışan işçi sayımız 1977 yılında 5 bine yakın işçi çalışıyordu. Bugün 6 ilde 620 işçi kaldı. Buna karşılık taşeron işçileri 900ü geçti. Bölgede daimi çalışan işçiden çok taşeron işçisi var. Türkiye genelinde ise bu sayı 7 bini geçti. Son dönemlerde taşeron işçiliğin karayollarında çoğalması özellikle 2010 yılında konu artık sendikamız genel merkezine iletildi. Bizim örgütlü olduğumuz kurumlarda taşeron sayısının artmaya başlaması endişe yaratmaya başladı. Bizlerde bu taşeronların direkt iş yapmadığını gördük. Taşeron sadece ihaleye girip işçiyi işe alıyor, ardından işçi tümüyle Karayolları birimlerine teslim ediliyor. İşçi talimatı Karayolları şefinden, müdüründen, ekip başından, formeninden alıyor. Karayollarının servisleriyle işe gidip geliyor. Karayollarının yemekhanesinde yemek yiyor, yatakhanesinde yatıyor. Dolayısıyla taşeron ile hiçbir alakası yok. Taşeronların bazıları kendi işçisini tanımıyor bile. Kimi işe aldığını bilmiyor. Sadece işçi hazır, ihaleyi alan bir kişi var. Bu da mevcut iktidarın kendi yandaşlarına peşkeş çekiyor, insanları kölelik ücretiyle çalıştırma talebinden kaynaklanıyor. Neoliberal politikaların ülkemizdeki uygulamalarının bir yansımasıdır taşeron sistemi
TÜRKİYE GENELİNDE 5 BİN 740 TAŞERON İŞÇİSİ ÖRGÜTLENDİ
Türkiye genelinde 5 bin 740 taşeron işçisinin örgütlenmesini tamamladıklarını, yargıya başvurarak bu işçilerin taşeron işçisi olmadığını Karayollarının işçisi olduğu şeklinde dava açtıklarını belirten Halil Öztopalan Mersinde Karayolları 5. Bölge Müdürlüğünün mahkeme tarafından mahkum edilmesi ve işçileri Karayollarının işçisi olarak tescil etmesi bizim için emsal oldu. Bizde yargının vereceği kararı bekliyoruz. İşçilerin Karayolları işçisi olduğunu kanıtlayınca örgütlenmemizin önü açılacak dedi.
(Diyarbakır/EVRENSEL)
İnsanca yaşanacak asgari ücret istiyorlar
DEV Sağlık-İş tarafından başlatılan Asgari ücret insanca yaşanacak bir ücret olsun imza kampanyasında toplanan imzalar Diyarbakır ve İstanbuldan yapılacak yürüyüşle TBMMye iletilecek. Kampanyanın Diyarbakır ayağından DÜ Tıp Fakültesi Başhekimliği önünde bir araya gelen Diyarbakır, Tunceli, Ağrı, Patnos iş yeri temsilcileri ve işçiler asgari ücret ile ilgili kampanyaya ilişkin basın açıklaması yaptı. İşçiler sık sık İnsanca yaşamak istiyoruz,İşçiyiz, haklıyız kazanacağız sloganları attı, Asgari ücret insanca yaşanacak bir ücret olmalı dövizleri taşıdı.
Dev Sağlık-İş Diyarbakır Şube Başkanı Sedat Aydın Kürtçe ile işçileri ve eyleme destek veren kurumları selamladıktan sonra kampanya hakkında bilgi verdi. Bölgede ve Diyarbakırda 5 bini aşkın imza topladıklarını ifade eden Aydın, Diyarbakırdan başlattıkları yürüyüş ile 22 Aralıkta TBMMye teslim edeceklerini söyledi. Asgari ücretin Asgari Ücret Tespit Komisyonunda hükümet, işveren ve sözde işçi temsilcileri tarafından belirlendiğini belirterek Biz biliyoruz ki bu komisyon siyasi iktidarların ve patronların kuklası. Bu komisyon iktidarın patronlara danışarak belirlediği asgari ücreti ilan eden bir Tellal komisyondur dedi. Meclis gündemine gelen torba yasa ile iktidarın işçi düşmanı asgari ücret politikasının bir kez daha gözler önüne serildiğini söyleyen Aydın Torba yasa ile asgari ücretin uygulama alanı daraltılmakta, çıraklık, stajyerlik adı altında angarya çalışma pekiştirilmekte ve asgari ücreti fiilen ortadan kaldıracak Bölgesel asgari ücret suikastının hazırlıkları yapılmaktadır dedi. Tunceli Temsilcisi Güven Yeşiltepe, Şu anki asgari ücret ne adalete, ne geçim şartlarına, ne de sosyal dayanışma ilkesine uygun değildir dedi. Ağrı-Patnos İş Yeri Temsilcisi Mehmet Ali Yalçıntaş ise Artık yeter, Edî bese! diyoruz. İktidarın ve sermayenin işçi düşmanı asgari ücret politikasına karşı kendi sözümüzü söylemek üzere ülkenin iki başından İstanbul ve Diyarbakırdan iki kol oluşturarak Ankaraya yürüyoruz dedi. Yalçıntaş taleplerini şöyle sıraladı:Asgari ücret insanca yaşayabilecek bir ücret olmalıdır, taşeron çalıştırma yasaklanmalı, asgari ücretle çalışanlara doğalgaz, elektrik, su ücretsiz olmalı, ulaşım zamları geri çekilmeli, eğitimde hiçbir ad altında para toplanmamalı, sağlık parasız olmalı, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısında emekçi ağırlığı arttırılmalı, görüşmeler kamuoyuna açık olmalıdır. Asgari ücret net olarak belirlenmeli ve bölgesel asgari ücret uygulaması yolundaki girişimler terk edilmelidir.
(Diyarbakır/EVRENSEL)
Mehmet Aslanoğlu Cumhur Daş
Evrensel'i Takip Et