6 Nisan 2006 22:00

Meşal seçilmiş miydi?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, DTP'li belediye başkanlarına "Bindiğiniz dalı kesiyorsunuz" diyerek tepki gösterdi. Kanal 7'de yayınlanan "Sözün Özü" programında, Nazlı Ilıcak'ın sorularını yanıtlayan Erdoğan, randevu talebini geri çevirdiği DTP liderlerinin, "Hamas'la gürüşen hükümet bizimle neden görüşmüyor?" sorusuna karşılık olarak da, Hamas'ın ziyaretiyle bu olayların karşılaştırılmasının yanlış olduğunu savunarak, "Bunlar birbirinden farklı şeyler. Bir defa Türkiye'de buralar işgal atında olan yerler mi? Nasıl böyle birşeyi konuşursunuz?" dedi.

Meşal seçilmemişti Filistin'de Hamas'ın seçimle geldiğini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu: "Burada bir siyasi irade var. Bu, Filistin halkının siyasi iradesidir. Ben zaten seçimle gelmiş olan Osman Baydemir'i makamımda kabul etmişim. Tunceli Belediye Başkanı'nı makamımda kabul etmişim. Yaptığı benzetme yanlış birşeydir. Yani bizde güzel bir laf var: Teşbihte hata olmaz diye. 'Teşbihte hata olmaz' demek istediğin gibi benzetme yapabilirsin anlamına gelmez. Benzetme hata kabul etmez anlamına gelir. Bunlar elmayla armudu birbirine karıştırıyor." Ancak AKP kurmaylarının Ankara'da görüştükleri Hamas'ın siyasi lideri Halid Meşal seçilmemişti ve Suriye'de sürgünde bulunuyordu. Erdoğan, bir başka soru üzerine de Şemdinli olaylarının iddianamesini hazırlayan savcıyla ilgili tasarrufta bulunma yetkisinin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda olduğunu anımsattı. Adalet Bakanlığı'nın müfettiş görevlendirdiğini belirten Erdoğan, konunun yargıya intikal ettiğini söyledi. Erdoğan, "Yargı safhası başladıktan sonra bu konu üzerinde konuşmamız mümkün değil" dedi.

PKK'ye tepki Erdoğan ayrıca, DTP'li bazı belediye başkanlarının teröre zemin hazırlayan açıklamalar yaptıklarını belirterek, ''Siz bu ülkede en önemli bir Güneydoğu ilinin başına belediye başkanı seçiliyorsunuz, ondan sonra bindiğiniz dalı kesiyorsunuz'' diye konuştu. Kırmızı çizgileri arasında "etnik milliyetçiliğe karşı çıkmanın" da bulunduğunu belirten Başbakan Erdoğan, ''Türkiyeliyim'' demenin eleştirildiğini kaydederek 'Burada tabii birşeyi birbirinden ayırt etmek lazım. Şimdi yurtdışına gidersiniz sorarlar. Türkiyeliyim demek bize bir kayıp mı getiriyor. 'Ama bunu şunlar kullanıyor'. Canım onlar kullanabilir'' dedi. Erdoğan konuşmasında, Türkiyeliyim denilmesine karşı çıkan CHP Genel Başkanı Baykal'a da eleştiriler yöneltti. Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: ''ABD vatandaşı gelir sorarsınız; 'Amerikalıyım' der, 'Fransızım' der, 'Almanyalıyım' der. Yani, bu dendiği zaman farklı birşeye mi kayıyor? Hâlâ bakıyorum ana muhalefet lideri çıkıyor; 'hangi millet, bunu söylesin' diyor. Kaç kere söyledik. Sen anlamaktan acizsen bunu kaç kere anlatayım.''

Baydemir'e mesaj Diyarbakır'a yaptığı ziyarette önemli mesajlar verdiğini kaydeden Erdoğan, ''Terör örgütü bu mesajları zaten almaz, alamaz. O mesajlar onun işine gelmez. Çünkü, o mesajların muhatabı olarak terör örgütünü görmüyoruz. O mesajların muhatabı benim bu bölgedeki halkımdır'' dedi. Ilıcak'ın, ''Siz hapishaneden başbakanlığa çıktınız. Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir de bunu örnek mi alıyor?'' sorusu üzerine, ''Bu tür olaylarda bizim benzetilmemiz hiç hoş olmaz. Sanırım o da özenmez. Çünkü çok farklı dünyanın, çok farklı ideallerin insanlarıyız. Mukayese kabil değil'' dedi.

ABD'yle stratejik ortağız' Erdoğan, Ilıcak'ın ABD ile ilişkileri anımsatarak, "ABD'nin size soğuk baktığı söylenebilir mi" sorusu üzerine, "Üst düzey siyasetçiler olarak böyle birşey söz konusu değil. Biz aynen stratejik ortaklar olarak münasebetlerimizi devam ettiriyoruz" dedi. Yapılan üst düzey karşılıklı ziyaretleri hatırlatan Erdoğan, ''Sıkı bir trafik devam ediyor. Basın biraz bu tür şeyleri körüklüyor. Olmayan birşeyi varmış gibi gösterme gayretleri var'' dedi. Ilıcak'ın, ''ABD'nin İran ve Suriye'ye yönelik tutumu Türkiye açısından bir tehlike arzediyor mu? İran ve Suriye'de bir kriz çıkarsa biz ne yapacağız?'' sorusuna karşılık da Erdoğan, ''Ben kısa süre içinde böyle birşey beklemiyorum'' dedi. Irak'ta yaşanan sorunlara işaret eden Erdoğan, "Bu sorunlar Amerika için huzur verici mi? Tüm Amerikan halkını da rahatsız ediyor. İnanıyorum ki sayın Bush yönetimini de rahatsız ediyor. Olaylar şöyle uçaklarla bombalarla gel, geç, bitmiyor. Diplomatik mekanizmaları bence açık ve diri tutmamız gerekiyor" dedi.


AP'den Erdoğan'a mektup Avrupa Parlamentosu'ndaki komünist ve sol bloktan bir grup parlamenter, Güneydoğu'daki son gelişmeler konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a mektup gönderdi. Yaklaşık 50 Avrupalı parlamenterin imzaladığı mektupta, son gelişmelerden endişe duyulduğu ifade edildi. "Mektuba imza atan parlamenterlerin büyük bir kısmının, AB'nin, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini açmasına destek verdiği" hatırlatılan mektupta, ''bölgedeki sorunun şiddet yoluyla çözülemeyeceği" belirtildi. Yunanlı parlamenterlerin de önemli ölçüde destek verdiği görülen mektupta, "AB Komisyonu ve AB Konseyi'nin, müzakerelere başlama kararının ardından, ciddi insan hakları ihlali durumunda müzakerelerin askıya alınabileceği" yolunda yaptığı açıklamalara atıfta bulunuldu. AP'li sol eğilimli parlamenterlerin mektubun birer kopyasının, AP, AB Konseyi ve AB Komisyonu temsilcisine gönderildiği bildirildi.


AP'ye 'asker-polis' savunması Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Parlamentosu'ndaki 50 parlamenterin "Güneydoğu sorunu şiddet yoluyla çözülemez" şeklindeki mektubuna, "önce bu hayatı yaşamaları lazım. Türk askerine, polisine kimse bu yakıştırmayı yapmasın'' yanıtını verdi. Erdoğan, "Bu tür mektup yazan ve yazma gayreti içinde olanların önce bu hayatı yaşamaları lazım. Türk askerine, polisine, jandarmasına bu yakıştırmaları yapmasınlar. Bizler de cevap yetiştirme gayreti içinde olmayacağız" dedi.

DTP'yi yine uyardı Erdoğan, bir soru üzerine, AB üyesi ülkeler ile diğer ülkelerin PKK'yı 'terör örgütü' olarak kabul ettiğini savunarak, Demokratik Toplum Partisi'nin de bunu kabul etmesi yönündeki görüşünü tekrarladı. Erdoğan, şöyle devam etti: "Mayınla, silahla askere saldıra, esnafı zarara uğratan hareketler terör değil de nedir? Bunları yapanlar terörist değil de nedir? Onlar (DTP'liler) PKK'nın terör örgütü olduğunu kabul etmeli."


Unakıtan'ı yedirtmemiş Başbakan Erdoğan, "Sözün Özü" programında, Nazlı Ilıcak'ın sorularını yanıtladı. Erdoğan, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a çok sıkı bir şekilde sahip çıktı. "Burada (şurda delik açtırmam) mantığıyla mı hareket ettiniz, yoksa gerçekten Unakıtan'ın iftiraya uğradığını mı düşünüyorsunuz?" sorusunu, şöyle yanıtladı: "Bunların hepsi de var. Bir insanın görevi esnasında eksikleri, hataları olabilir. Bu her bakan arkadaşım için ve şahsım için de söz konusudur. Ama bunları düzeltmemiz esastır. Aileler içinde de bu tür eksiklikler, noksanlıklar olabilir. Bunların giderilmesi esastır. Eğer bunlar o bakan arkadaşımın şahsında devlete zarar veriyorsa bunun üzerine ısrarla gideriz ve gereğini yaparız. Burada biz kâr-zarar hanesine bakarız. Kâr, devletten yana ağır basıyorsa burada biz ısrarlı oluruz. Ama medya kalkıp da talep ediyor diye ben hiçbir milletvekilimi, bakanımı, belediye başkanımı ve bürokratımı yedirtmem. Bunu bilmeleri lazım. Maliye Bakanı da bütün bu olanlardan ciddi manada rahatsızdır. Hatta bana gelip (istifa edeyim) bile dedi. Burada zamanlamayı medya değil, arkadaşım kendi belirler ben belirlerim. Belge var mı? Kanıt var mı? Yok. Kaç kere anlatıldı." Erdoğan, Bakanlar Kurulu'nda bir revizyonun gündemlerinde olmadığını da kaydetti.

TÜSİAD'ı eleştirdi TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı'nın eleştirilerinin sorulması üzerine "TÜSİAD'ın başındaki olan arkadaşımızın bu tür açıklamaları, bir defa aramızdaki nezaket açısından doğru değil. Çirkinlik burada. Bu tasarruf, bu yetki, bu hükümete aittir. Sizler Başbakan'ı ziyaret ettiğiniz zaman geldiniz isim teklifinizi yaptınız. Şimdi bu teklifi yaptığınıza göre kalkıp da kamuoyu önünde bize yol gösterme yoluna gitmeniz bir defa yanlış. Böyle bir yetkiniz, hakkınız yok" dedi.

Evrensel'i Takip Et