5 Nisan 2006 22:00

Milletvekillerini
   Diyarbakır'a bekliyoruz

Diyarbakır'daki olayları görüşmek üzere önceki gün toplanan Meclis, halkı hayal kırıklığına uğrattı. Meclis'teki görüşmeleri televizyondan izleyen Diyarbakırlılar, sorunun teröre indirgenmesinden üzüntü duyduklarını ifade ettiler. Diyarbakırlılar şöyle dedi:

ÖNCE KAHVELERİ BOŞALTSINLAR Ömer Cevheroğlu (DSİ işçisi): Meseleye terör sorunu olarak bakılmamalı. Diyarbakır halkı olarak terörist mi oluyoruz. Çocuklar terörist mi oluyor. Kendine göre her aile çocuklarını terörist olarak mı yetiştiriyor. Bir işsizlik sorunu var kimse inkar edemez. Hükümetimiz, vaatler veriyor. İş, aş, bilmem ne. Şu ana kadar ne yaptılar? Ne gibi bir ilerleme oldu? Bizim halkımız üzerinde daha ne kadar oyun oynanacak. Güvenlik güçleri savunmasız insanlara, çocuklara kurşun sıktılar. Ne günahı var çocuğun. Hükümete söylüyorum. Gelip kahveleri bir bir gezsinler. İnsanların nasıl yaşıyor bir baksınlar. Önce kahveleri boşaltsınlar.

BURADA DEVLET SORUNU VAR Emin Aslan (Serbest meslek): Bir sol partinin bu şekilde konuşması abes. Erdoğan'ın konuşmasına bir şey demiyorum. MHP görevi yapıyor CHP. Şu anda aynılar. Kınıyorum. Burda terör sorunu yok. Devlet sorunu var burada. Dükkanların yağmalanmasına ben de karşıyım. Ama bugün dünyada herkes yürüyüş yapıyor. Biz hakkımızı savunduğumuzda cop ya da silahla karşılık buluyoruz. 80'lerden bugüne hep silahlı yöntemler uygulandı bölgede. Ne oldu, bir adım ileri gidildi mi?

TEK İSTEĞİMİZ BARIŞ Fatma Emel (Ev hanımı): Ben söylenenlerden bir şey anlamıyorum. Yaşananlar bizi çok üzüyor. Çocuklar öldürülüyor. Onlar terör diyor bizim tek istediğimiz barış. Türkler için de Kürtler için de barış olsun.

TERÖRE BAĞLAMALARI ÜZÜCÜ Ahmet Yıldırım (Öğrenci): Bir vatandaş olarak siyasetçilerin yaptıklar konuşmalardan utanıyorum. Onları biz oraya getirmişiz, çözüm üretmeleri için sorunlarımıza. Onlar birbirlerine cevap vererek, kişisel mesele haline getiriyorlar sorunu. Başka bir şey göremedik biz. Teröre bağlamaları çok üzücü. Onların amacı bu zaten. Sorunu terör sorununa indirgemek.


Kürt sorununda klasik politikadan vazgeçilmeli Diyarbakır'da başlayan daha sonra bölgedeki diğer illere yayılan olayları görüşmek üzere önceki gün toplanan Meclis, parlemento dışındaki partilerden tepki aldı. Meclis'te yapılan konuşmalarda, Kürt sorununun üstünün örtüldüğünü ifade eden DTP, EMEP ve ÖDP başkanları, sorunun siyasal bir sorun olduğunu belirterek, Meclis'i göreve çağırdı. DTP Eşbaşkanı Aysel Tuğluk, Kürt sorununun yıllardır "terör" ve "güvenlik" bakış açısıyla ele alındığını söyledi. Bunun klasik bir politika olduğunu belirten Tuğluk, "Artık hükümete, başbakana diyoruz ki, bu klasik politikaların sonuçlarını hep beraber gördük. Çözüm getirmediği gibi en önemlisi çok büyük bir insan kaybına neden oldu. Toplumsal bir trajedi yaşadık hem Kürt toplumu, hem Türk toplumu olarak. Milyarlarca dolar ekonomik faturası, sosyal tahribatları oldu. Türkiye artık geçmiş klasik politikaların tekrarının mümkün olmadığı dersini çıkarmalı" dedi. Türkiye'de Kürtlerin son derece barışçıl, demokratik ve kardeşlik temelinde bir çözümden yana olduğunu ifade eden Tuğluk şöyle devam etti; "Newroz'da milyonlar bunu ifade ettiler. Şunu da söyledi Kürtler; kimliğimize, özgürlüğümüze sonuna kadar sahip çıkacağız ve taleplerimiz var. Hükümetin, Başbakan'ın bu mesajı doğru okuması, hükümetiyle, partileriyle hep beraber oturup tartışabilmeli, ortaklaştırabilmeliydik. Sorun, şuna terörist de, buna terörist de yöntemleri ile çözülemez Bu akılcı bir yöntem değil. Sorun bir siyasal sorun, çözümün de siyasal noktada değerlendirilmesi gerekiyor."

'Acilen diyalog geliştirilmeli' EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel ise, Meclis'teki görüşmelerde sağduyu ve barışa dair bir yaklaşım görmediklerini, aksine çarpıtma ve inkar siyasetinin yeniden sergilendiğini ifade etti. Tüzel, "Meclis son gelişmeleri ve Kürt sorununu hükümeti ve muhalefetiyle 'terör örgütü ezilmelidir' söylemiyle ele almıştır" dedi. Başbakan'ın "Çocuk kadın dinlemeyeceğiz" tarzındaki uslübunu yumuşatmaya çalışsada çözümsüz ve gerdirme siyasetini koruduğunu, Baykal'ın ise DTP belediye başkanlarını 'terör uzantısı' diye niteleyerek Başbakan'ı geride bırakan bir inkar ve hezeyan sergilediğini kaydeden Tüzel, "Cumhurbaşkanı, Meclis, hükümet, siyasiler, Kürt ve Türk halkının ülkemiz insanlarının, acısını, hezeyanını, gerginliğini görecek bir sağduyuyu, diyalogu acilen geliştirmelidir" diye konuştu.

'Başbakan'ın alınganlık hakkı yok' ÖDP Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu da, Başbakan'ın Meclis'teki konuşmasında kurumların ve mesleki örgütlerin kendisine destek vermediğinden yakındığını hatırlatarak, "Bir başbakanın alınganlık göstermeye hakkı yoktur. Temel sorunlar ve Kürt sorunu konusunda çözüm planı ortaya koymak zorundadır. Sosyal, politik ve ekonomik çözümler bekleniyor. Hükümetin bu konuda gayret gösterdiğini söylemek mümkün değil" dedi. Kazanoğlu şöyle devam etti; "Muhalefet olan bir partinin ise hükümetin eksikliklerini eleştirmesi gerekirken demokrasinin lüks olduğunu söylemesi daha sert bir hükümete ihtiyaç olduğunu söylemesi daha fazla hoşgörü ihtiyacı varken DTP'yi neredeyse terörist olarak göstererek politik alanın dışına itmeye çalışması kabul edilemez."




ŞİDDET SONA ERMELİ AKP Mardin Milletvekili Nihat Eri: Meclis'teki tartışmalar bilgilendirme üzerine yaşandı. Tartışmalar klasik iktidar, muhalefet görüşmesiydi. Yapılan bilgilendirmeden kimse olaylar çözülür diye bir beklenti içine giremez. Sorunun çözümü için olmazsa olmaz şey şiddetin sona ermesidir. Bölgedeki herkesin şiddete karşı net bir tavır alması gerekir. Mardin turizm konusunda büyük bir yara aldı. Gelmek isteyenler tedirgin oldular ve gelmeme kararı alındı. Yine yatırım yapmak isteyenler vazgeçti, esnaf tedirgin, hepimiz huzursuz olduk. Olaylar kaybettirdi, hiç kimse kazanmadı.

DEMOKRATİK ADIMLAR ATILMALI CHP Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer: Mardin Kızıltepe'de 11 yaşındaki Uğur Kaymaz öldürüldü, Başbakan Erdoğan bana terörist dedirtemezsiniz dedi. Şimdi Erdoğan, çocuklar ve kadınları aynı yere koyarak Terörle Mücadele Kanunu hazırlatıyor. Kanun değişikliğine ilişkin siyasi partilerden, sivil toplum örgütlerinden görüş alınıması gerekirken büyük bir gizlilik içerisinde hazırlanıyor. Erdoğan 8 ay önce Diyarbakır'da Kürt sorununun çözümüne talip oldu, fakat soruna dair hiçbir şey yapılmadı. Daha vahim olanı geçmişle yüzleşeceğiz dedi, sonra unutuldu. Meclis'te tartışarak geçmişle yüzleşmeliyiz ve sorunun çözümü için demokratik adımlar atılmalı.

ORTAK İRADE GELİŞTİRİLMELİ CHP Hakkari Milletvekili Esat Canan: Meclis'te bilgilendirme üzerine siyasi parti grupları görüşlerini belirtti. Sorunun ayrıntılı bir değerlendirilmesi yapılamadı. Bu konunun daha detaylı bir şekilde, Meclis araştırması veya genel görüşülmesine ihtiyaç var. Ortaya çıkan olayların sebeplerini ortaya koymak, nedenlerini araştırmak ve incelemek gerekiyor. Toplamının üzerinden değerlendirmeye ihtiyaç var. Olaya değişik boyuttan bakmak, siyasal, ekonomik, sosyal boyutlarını görmek gerekir. Yeni yaklaşım ve projelerin ortaya çıkması gerekiyor. Bütün siyasi partiler bir araya gelerek ortak bir tavır geliştirmeliler.

VATANDAŞLIK BAĞLAMINDA ELE ALINMALI CHP Tunceli Milletvekili Sinan Yerlikaya: Eylül ayında CHP olarak bölgede yaşanan olaylar için Meclis'te olağanüstü toplantı istemiyle genel görüşme istedik. O zaman konu ele alınmadı. AKP Meclis'te görüşmek istemedi ve kendi oylarıyla kapattı. Olayların bu safhaya geleceğini biliyorduk. Maalesef Başbakan pişkin bir şekilde olay yokmuş gibi hareket etti. Ülkeyi iç savaş durumuna getirdi. Dünkü bilgilendirmede açık tavır alındı. Biz de PKK ile halkı ayrı tutmaya çalıştık. Baykal'ın verdiği bilgiler önemliydi. Bölgede Kürt meselesinin çözümü vatandaşlık bağlamı içinde ele alınarak kültürlerini, dillerini, kimliğini kullanabilme, ekonomik sorunların aşılması gibi öneriler sunulmalı.


Soğuk tokalaşma Atatürk'ün, Diyarbakır'ın fahri hemşehriliğini kabul edişinin 80. yıldönümü düzenlenen törenle kutlandı. Diyarbakır'da çıkan olaylar sonrası Diyarbakır Valisi Efkan Ala ve Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ilk kez bu törende biraraya geldi. Vali Ala ile Baydemir tokalaşırken, Vali'nin oldukça soğuk davrandığı ve Baymemir'in yüzüne bakmadığı gözlendi. Anıt Park'taki Atatürk Anıtı önünde düzenlenen törende, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından, anıta çelenkler sunuldu. Buradaki törene, Diyarbakır Jandarma Bölge Komutan Tuğgeneral Mustafa Kemal Alataş ile diğer yetkililer de katıldı.


Silahlar sussun talebine barikat Diyarbakır'da başlayan ve yayılan olaylarda çocuk ölümlerinin de yaşanmasına tepki gösteren çok sayıdaki siyasi parti ve kitle örgütü temsilcileri yaptıkları eylem ile "Kadınları ve çocukları da vururuz" diyen Başbakan Erdoğan'ı lanetledi. AKP İl Binası önünde yapılmak istenen eyleme polisler barikat kurarak, barış talebinde bulunan kalabalığın yürüyüşünü engelledi. Aralarında, KESK Ankara Şubeler Platformu, TÜMTİS, 78'liler Derneği, PSAKD, Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği, İHD, DTP, EMEP ve SDP'nin bulunduğu kitle örgütleri temsilci ve üyeleri dün Yüksel Caddesi'nde toplandı. Eyleme Tüm Köy-Sen Başkanı Şevki Konur da destek verdi. Olaylarda hayatını kaybeden çocukların fotoğraflarını ve Başbakan Erdoğan'ın sözlerini kınayan, barış ve kardeşlik talebini dile getiren dövizleri taşıyan topluluk, alkış ve sloganlarla şiddet olaylarının son bulmasını istedi. Yüksel Caddesi'nden AKP Ankara İl Binası'na yürümek isteyen topluluğun önü polis barikatı ile kesildi. Örgüt temsilcileri ve polisler arasında süren görüşmelerden sonuç çıkmaması üzerine tertip komitesi eylemi barikatların gerisinde yapmaya karar verdiğini bildirdi. Eylemde, Ankara Valiliği ve polisin tavrı alkış, ıslık ve sloganlarla protesto edildi. Eylemde konuşan DTP Ankara İl Başkanı Murat Sayan, gidaşata dur demek gerektiğini vurgulayarak, İstanbul'da da Diyarbakır'da da silahların susmasını istediklerini ancak gerek bir grup medyanın gerekse de hükümetin partilerini hedef haline getirdiğini söyledi. 11 yaşındaki Evrim Sancı da yaptığı konuşmada silahların susmasını istedi. Sancı, "Kızıltepe'de öldürülen Uğur kardeş de 12 yaşındayımş. Diyarbakır'da öldürülen kardeşlerim var. Çocukları, kardeşlerimi kim öldürüyor? İsmail, Enes, Fatih ve Abdullah. Ölen kardeşlerim okula gidemeyecek, oyun oynayamayacak. Diyarbakır'daki kardeşlerimi öldürenler çocuk katilidir" dedi. Ortak metni okuyan KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Satı Burunucu, barış talebinde bulunanlara kurulan barikatların kaldırılması için mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Önümüzdeki günler bu barikatların kalkması için mücadeleyi yükseltme günleri olacak" dedi. Burunucu, şiddetin son bulması için mücadele ve güçbirliği çağrısı yaptı.

Evrensel'i Takip Et