10 Mart 2006 23:00
Sarıkaya'ya destek
Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat M. Sezgin Tanrıkulu, Van Cumhuriyet Başsavcısı Ferhat Sarıkaya'ya sahip çıktı. Baro Eğitim Merkezi'ne basın toplantısı düzenleyen Tanrıkulu, yaşanan gelişmelerde "usulün esasın üstünü örttüğünü" vurgulayarak yargı bağımsızlığının ne kadar uzağında olduğumuzu bu olayın gösterdiğine dikkat çekti.
Şemdinli'de yaşanan olaylarla ilgili Van Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianameden sonra yaşanan gelişmeler kaygı vericidir. Hukuk devleti olmanın ölçütlerinden biri yargının bağımsız ve tarafsızlığına ilişkin güvencelerdir. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı sadece mevzuat ile sağlanamaz. Ayrıca buna herkesin saygı göstermesi de gerekir" diyen Tanrıkulu, Van Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianameye konu olayın basit bir ceza soruşturmasına konu olabilecek bir olay olmadığının altını çizdi. Tanrıkulu, "Dolayısıyla bu soruşturma bakımından savcının ulaşabildiği delillere iddianamesinde ayrıntılı yer vermesi ve değerlendirme yapması bu olay bakımından olması gerekendir" diye konuştu.
Yargı kurumları sahip çıkmalıydı Genelkurmay başkanının savcı ile ilgili gereğinin yapılmasını talep etmesi ve son olarak da Adalet Bakanlığı tarafından iki müfettişin görevlendirilmiş olması yargı bağımsızlığının ne kadar uzağında olduğumuzu gösterdiğinin altını çizen Tanrıkulu şu değerlendirmelerde bulundu; "İddianameyi hazırlayan savcının kişiliğinin sorgulanması ve özel yaşamına bu denli müdahale edilmesi Türkiye'de bu tür soruşturmaları yürütenlerin nelerle karşı karşıya kalabilecekleri bakımından açıklayıcı bir örnek olmuştur. Tartışılması gereken iddianamenin içeriği ve yapılan tespitlerdir. Ayrıca farklı görüşteki siyasetçilerin iddianame ile ilgili olarak aynı ortak dili kullanmaları ve doğrudan doğruya yargıya müdahale etmeleri başka kaygı verici bir durumdur. Yargıtay Başsavcısı'nın, savcı ile ilgili söylemesi gereken tek söz bu bir iddianamedir. Yargılamayı başlatan bir hukuksal metindir bunun tartışılacağı yer mahkemedir. Böyle demesi lazım. Danıştay başkanının da bunu söylemesi lazım. Tabii ki savcılar bir olay ile ilgili olarak kanaatlerini nasıl açıklayacaklar, iddianame ile açıklayacaklar. Gidip basın toplantısı yapamazlar. Bu böyle bir hukuki metindir. Ancak yargı da yargının üst makamları da bu metne sahip çıkmamışlardır."
Savcı yapılmayanı yaptı Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Tanrıkulu, Büyükanıt'ın açıklamalarını eleştirerek, "Kamu gücünü elinde bulunduranlar spontane konuşma özgürlüğüne sahip değildirler" dedi. Adalet Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve siyaset çevrelerin iddianamenin devlet açısından tehlikeli olduğuna dair açıklamalarının ardından yurttaşların bu yargılamanın tarafsızlığına inanmalarını zorlaştıracağını ifade eden Baro Başkanı şöyle konuştu, "Bu iddianamadeki tespitler doğrudan doğruya derin devletle ilgili tespitlerdir. Dolayısıyla savcının çok geniş bir değerlendirme yapması ve devletin hangi tehlike ile karşı karşıya kaldığını söylemesi olması gerekendir. Bugüne kadar bunlar yapılmadı. Yaptıkları çok önemli tespitlerdir. Yapılan tartışmalarla bu iddianamenin hukuksal gücü, yapılan tespitler zayıflatılmak isteniyor."
CHP'den Sıvacıoğlu hakkında suç duyurusu CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, TBMM Şemdinli olaylarını Araştırma Komisyonu Başkanı ve AKP Kastamonu Milletvekili Musa Sıvacıoğlu hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Kart, yaptığı açıklamada, Sıvacıoğlu hakkında, "Komisyon başkanlığı sıfatı ve nüfuzundan istifadeyle, klasörler boyutuna ulaşan gizli nitelikteki komisyon çalışmalarından bir tanığa ilişkin bilgiye yasalara aykırı şekilde ilgili savcılığa ulaştırmak suretiyle adli kovuşturmayı etkilediği ve yönlendirdiği gerekçesiyle", TCK'nın 277. maddesine muhalefetten dolayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğunu bildirdi.
Arınç'tan Sıvacıoğlu'na destek Meclis Başkanı Bülent Arınç ise durumu, "Elhak gönderebilir, hukuka aykırı değildir" sözleriyle değerlendirerek Sıvacıoğlu'na destek çıktı. Arınç, "İsteyen bir sivil toplum kuruluşu değildir, isteyen bir medya organı değildir, isteyen her istediği bilgiyi her yerden alma noktasında olan cumhuriyet savcılığıdır" dedi. Meclis Başkanı, "Her konuda komisyon karar almaz ama günlük rutin işlerde başkan kendi yetkisini kullanabilir" dedi. Öte yandan, kendilerini "Ankaralı Ulusal Bağımsız Avukatlar" olarak tanıtan bir grup da, Büyükanıt'a destek verdi. Grup tarafından yapılan açıklamada, emperyalistlerin yükselen ABD karşıtlığı ve AB'ye giderek azalan destekten rahatsızlık duyarak, Türk milletinin haklı tepkisini değiştirmek için en güvenilir kurum olan orduyu hedef aldıkları savunuldu.
NYT'den Büyükanıt yorumu Orgeneral Büyükanıt olayının yabancı basındaki yankıları sürüyor. Amerikan New York Times gazetesi, Org. Büyükanıt'ın adının Şemdinli iddianamesinde yer almasına, "laik Ordu ile İslami eğilimli hükümet arasında bir çatlağın göstergesi" yorumunu yaptı. Savcı Ferhat Sarıkaya'nın Büyükanıt'ın Güneydoğu'da çete faaliyetlerinden sorumlu olduğu yönünde iddialarda bulunduğu belirtilen haberde, Büyükanıt'ın sivil mahkemede yargılanamayacağına da dikkat çekildi. Gazete, yine de savcının iddialarının yaklaşık 20 yıl süren PKK ile mücadele sürecinde ordunun rolü konusunda tartışmaları alevlendirdiğini belirtti. Şemdinli olaylarının ardından Büyükanıt'ın zanlılardan birini tanıdığını belirttiği ve onun için "iyi çocuk" dediği ifade edilen haberde, Savcı Sarıkaya'nın da Büyükanıt'ı bu nedenle yargı sürecine müdahale etmeye çalışmakla suçladığı dile getirildi.
Hayal bile edilemezdi Haberde ayrıca Türkiye'de bir süre öncesine kadar böylesine üst düzey bir askeri yetkili hakkında iddiaların gündeme gelmesinin hayal bile edilemez olduğu ifade edildi. Gazete bu durumun "Avrupa Birliği'ne hazırlanan Türkiye'de daha büyük bir demokrasi yönünde atılan adımların bir göstergesi olduğu" yorumunu yaptı. Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanlığı için en güçlü aday olduğu belirtilen haberde, muhaliflerin ve basının, adı Genelkurmay Başkanlığı için geçen Büyükanıt'ın suçlanmasını, onun iktidarı eleştiren söylemlerine bağladığı ifade edildi.
Yargı kurumları sahip çıkmalıydı Genelkurmay başkanının savcı ile ilgili gereğinin yapılmasını talep etmesi ve son olarak da Adalet Bakanlığı tarafından iki müfettişin görevlendirilmiş olması yargı bağımsızlığının ne kadar uzağında olduğumuzu gösterdiğinin altını çizen Tanrıkulu şu değerlendirmelerde bulundu; "İddianameyi hazırlayan savcının kişiliğinin sorgulanması ve özel yaşamına bu denli müdahale edilmesi Türkiye'de bu tür soruşturmaları yürütenlerin nelerle karşı karşıya kalabilecekleri bakımından açıklayıcı bir örnek olmuştur. Tartışılması gereken iddianamenin içeriği ve yapılan tespitlerdir. Ayrıca farklı görüşteki siyasetçilerin iddianame ile ilgili olarak aynı ortak dili kullanmaları ve doğrudan doğruya yargıya müdahale etmeleri başka kaygı verici bir durumdur. Yargıtay Başsavcısı'nın, savcı ile ilgili söylemesi gereken tek söz bu bir iddianamedir. Yargılamayı başlatan bir hukuksal metindir bunun tartışılacağı yer mahkemedir. Böyle demesi lazım. Danıştay başkanının da bunu söylemesi lazım. Tabii ki savcılar bir olay ile ilgili olarak kanaatlerini nasıl açıklayacaklar, iddianame ile açıklayacaklar. Gidip basın toplantısı yapamazlar. Bu böyle bir hukuki metindir. Ancak yargı da yargının üst makamları da bu metne sahip çıkmamışlardır."
Savcı yapılmayanı yaptı Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Tanrıkulu, Büyükanıt'ın açıklamalarını eleştirerek, "Kamu gücünü elinde bulunduranlar spontane konuşma özgürlüğüne sahip değildirler" dedi. Adalet Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve siyaset çevrelerin iddianamenin devlet açısından tehlikeli olduğuna dair açıklamalarının ardından yurttaşların bu yargılamanın tarafsızlığına inanmalarını zorlaştıracağını ifade eden Baro Başkanı şöyle konuştu, "Bu iddianamadeki tespitler doğrudan doğruya derin devletle ilgili tespitlerdir. Dolayısıyla savcının çok geniş bir değerlendirme yapması ve devletin hangi tehlike ile karşı karşıya kaldığını söylemesi olması gerekendir. Bugüne kadar bunlar yapılmadı. Yaptıkları çok önemli tespitlerdir. Yapılan tartışmalarla bu iddianamenin hukuksal gücü, yapılan tespitler zayıflatılmak isteniyor."
CHP'den Sıvacıoğlu hakkında suç duyurusu CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, TBMM Şemdinli olaylarını Araştırma Komisyonu Başkanı ve AKP Kastamonu Milletvekili Musa Sıvacıoğlu hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Kart, yaptığı açıklamada, Sıvacıoğlu hakkında, "Komisyon başkanlığı sıfatı ve nüfuzundan istifadeyle, klasörler boyutuna ulaşan gizli nitelikteki komisyon çalışmalarından bir tanığa ilişkin bilgiye yasalara aykırı şekilde ilgili savcılığa ulaştırmak suretiyle adli kovuşturmayı etkilediği ve yönlendirdiği gerekçesiyle", TCK'nın 277. maddesine muhalefetten dolayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğunu bildirdi.
Arınç'tan Sıvacıoğlu'na destek Meclis Başkanı Bülent Arınç ise durumu, "Elhak gönderebilir, hukuka aykırı değildir" sözleriyle değerlendirerek Sıvacıoğlu'na destek çıktı. Arınç, "İsteyen bir sivil toplum kuruluşu değildir, isteyen bir medya organı değildir, isteyen her istediği bilgiyi her yerden alma noktasında olan cumhuriyet savcılığıdır" dedi. Meclis Başkanı, "Her konuda komisyon karar almaz ama günlük rutin işlerde başkan kendi yetkisini kullanabilir" dedi. Öte yandan, kendilerini "Ankaralı Ulusal Bağımsız Avukatlar" olarak tanıtan bir grup da, Büyükanıt'a destek verdi. Grup tarafından yapılan açıklamada, emperyalistlerin yükselen ABD karşıtlığı ve AB'ye giderek azalan destekten rahatsızlık duyarak, Türk milletinin haklı tepkisini değiştirmek için en güvenilir kurum olan orduyu hedef aldıkları savunuldu.
NYT'den Büyükanıt yorumu Orgeneral Büyükanıt olayının yabancı basındaki yankıları sürüyor. Amerikan New York Times gazetesi, Org. Büyükanıt'ın adının Şemdinli iddianamesinde yer almasına, "laik Ordu ile İslami eğilimli hükümet arasında bir çatlağın göstergesi" yorumunu yaptı. Savcı Ferhat Sarıkaya'nın Büyükanıt'ın Güneydoğu'da çete faaliyetlerinden sorumlu olduğu yönünde iddialarda bulunduğu belirtilen haberde, Büyükanıt'ın sivil mahkemede yargılanamayacağına da dikkat çekildi. Gazete, yine de savcının iddialarının yaklaşık 20 yıl süren PKK ile mücadele sürecinde ordunun rolü konusunda tartışmaları alevlendirdiğini belirtti. Şemdinli olaylarının ardından Büyükanıt'ın zanlılardan birini tanıdığını belirttiği ve onun için "iyi çocuk" dediği ifade edilen haberde, Savcı Sarıkaya'nın da Büyükanıt'ı bu nedenle yargı sürecine müdahale etmeye çalışmakla suçladığı dile getirildi.
Hayal bile edilemezdi Haberde ayrıca Türkiye'de bir süre öncesine kadar böylesine üst düzey bir askeri yetkili hakkında iddiaların gündeme gelmesinin hayal bile edilemez olduğu ifade edildi. Gazete bu durumun "Avrupa Birliği'ne hazırlanan Türkiye'de daha büyük bir demokrasi yönünde atılan adımların bir göstergesi olduğu" yorumunu yaptı. Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanlığı için en güçlü aday olduğu belirtilen haberde, muhaliflerin ve basının, adı Genelkurmay Başkanlığı için geçen Büyükanıt'ın suçlanmasını, onun iktidarı eleştiren söylemlerine bağladığı ifade edildi.
Evrensel'i Takip Et