3 Mart 2006 23:00

İnfazları ifşa etti, kaçtı

Irak'ta halen devam eden mezhep çatışmalarında etkili olan Ölüm Mangaları'nın katliamlarını ortaya çıkaran Bağdat Morg Müdürü ve Birleşmiş Milletler Irak İnsan Hakları Temsilcisi Faik Bekir, "öldürülme korkusu" nedeniyle Irak'tan kaçtı. Ölüm Mangaları'nın son aylarda 7000'i aşkın infaz gerçekleştirdiğini ifşa etmiş olan Bekir'in yeri belirsizliğini koruyor. Konuya ilişkin bir açıklama yapan Irak'taki BM yetkilileri, "Faik Bekir, son aylarda hızla artan ölümlerin hükümet destekli Ölüm Mangaları tarafından yapıldığını açıklamıştı. Son günlerde tehdit telefonları alıyordu. Bu nedenle ülkeden kaçmış olabilir" dediler.

Hükümet destekli Bekir ile birlikte çalışan ve Irak'taki görev süresi kısa bir süre önce sona eren bir diğer BM temsilcisi John Pace, "Birçok cesette Ölüm Mangaları tarafından infaz edildiklerine dair kanıtlar var. Elleri arkadan bağlanmış ve gözleri aynı şekilde kapatılmış. Birçoklarında işkence izleri de gözüküyor" diye konuştu. Ölüm Mangaları'nın son haftalarda patlak veren mezhep çatışmalarının çok öncesinden bu yana varlık gösterdiklerini belirten Pace, "Halen devam eden silahlı saldırılarda da bunların parmağı var. Bazı tanıklar, Ölüm Mangaları'nın bizzat İçişleri Bakanı Beyan Cabr tarafından görevlendirilmiş olduğunu iddia ediyorlar" dedi. Katliamların fotoğraflar ve Bağdat Adli Tıp raporları tarafından belgelendiğini belirten Pace, "Adli Tıp raporları, BM İnsan Hakları Komisyonu'na da ulaştırıldı. Irak'ta Ölüm Mangaları her ay yaklaşık 700 ila 1100 arası kişiyi infaz ediyor" ifadelerini kullandı. Ölüm Mangaları'nın "Şii Bedr Tugayları üyesiymiş gibi" davrandıklarını ve saldırılarında genelde direnişle ilişkili Sünnileri hedef aldığına dikkat çeken Pace, "Hükümet destekli bu kişiler, mezhep çatışmalarını körüklüyor ve Iraklılar'ı ülkeyi terketmeleri yönünde tehdit ediyorlar" diye konuştu.

Türbe korunmasız bırakıldı Öte yandan, İngiltere'den yayın yapan "El Şark ül Avsat" gazetesi, geçtiğimiz haftalarda binlerce Iraklı'nın ölümüne neden olan mezhep çatışmalarını tetikleyici bir saldırıya uğrayan Samarra'daki El Askeriye Türbesi'nin, uzun süredir korunmasız bırakıldığını ve bu durumdan Bağdat hükümetinin haberdar olmasına rağmen önlem almadığını yazdı. Gazete, Irak Ulusal Güvenlik Bakanlığı raporlarına dayandırdığı haberinde, "Hükümet, El Askeriye'deki güvenlik sorunlarından haberdardı. Hatta bu sorun, saldırılardan iki hafta önce gündeme gelmişti. Fakat bir önlem alınmadı" diye yazdı. Hükümetin bu tutumuyla olaylara adeta çanak tuttuğunu belirten gazete, "Güvenlik Bakanı Abdulkerim El Anzi ve Başbakan İbrahim Caferi, türbe etrafındaki terörist faaliyetleri geçen yılın sonunda tespit etmişti. Saldırılardan iki hafta önce hazırlanan raporda konu gündeme gelmiş; fakat Caferi, önlem alınması için direktif vermemişti" ifadelerine yer verdi. Gazete, "Güvenlik yetkilileri, hükümetin durumdan haberdar olmasına karşın, önlem almadığını doğruluyor" diye yazdı.




Bağdat'ta 25 ceset daha Irak polisi, Bağdat yakınlarındaki bir tuğla fabrikasında 25 ceset bulunduğunu bildirdi. Polis ve İçişleri Bakanlığı kaynakları, 50'den fazla Sünninin Bağdat yakınlarındaki küçük bir kasaba olan Nahravan'da akşam karanlığında saldırı düzenlediğini ve çok sayıda Şii işçinin öldürüldüğünü söylediler. Bu arada, ülkenin batısındaki El Anbar bölgesinde bir Amerikan askeri öldürüldü. Amerikan güçleri, El Kaide'ye yönelik operasyonlarda ise 61 kişiyi tutukladı.




İşgalciler muhalif aydınları öldürüyor Iraklı aydınlar ve uluslararası insan hakları kuruluşları, Irak'ta sadece 2005 yılında 296 üniversite mensubunun öldürülmesi ve 133'ünün saldırı sonucu yaralanmasından işgal güçlerini sorumlu tutuyor. Devrik lider Saddam Hüseyin döneminde tutuklanan ve hapis yatan bir edebiyatçı olan Iraklı Haifa Zangana, İngiliz The Guardian gazetesinde yayımlanan yazısında, özellikle işgal karşıtı olan ve 'kukla' yönetimi kabul etmeyen akademisyenlerin teker teker öldürüldüğünü belirtti. Yazıda, Bağdat Üniversitesi mensubu arkadaşının yazdığı bir mektuptan bahseden Zangana, 50'li yaşlarındaki Profesör Abdürrezak El Nas'ın, öldürülen arkadaşları için üzüntüsünü dile getirdiğine ve şu soruyu sorduğuna işaret ediyor: "Sırada hangimiz var?" El Nas, bu soruyu sorduktan kısa süre sonra, 28 Şubat'ta, iki araç tarafından pusuya düşürüldü ve silahlı kişilerin açtığı ateş sonucu öldürüldü.

Hiçbir soruşturma yok Yalnızca Bağdat Üniversitesi'nde öldürülen akademisyen sayısının 80'e ulaştığını belirten Zangana, bu cinayetlerin hiçbirinin işgal güçleri ya da geçici hükümet tarafından soruşturulmadığını kaydediyor. Iraklı bilimciler ve aydınları koruma görevinin, uluslararası yardım kuruluşları ve savaş karşıtı örgütlere kaldığını kaydeden Zangana, Irak için Brüksel Mahkemesi grubunun konunun üzerine gidilmesi talebiyle yetkililere sunulmak üzere bir liste hazırladığını ve imza kampanyası başlattığını belirtti. Grubun araştırmasına göre kurbanlar arasında, Irak'ın her bölgesinden, farklı etnik, dini ve politik yapılarda kadın ve erkek üniversite hocaları bulunuyor. Bu kişilerin büyük çoğunluğunun, işgale karşı oldukları konusunda beyanatları biliniyor.

'Bağımsız zihinleri yok ediyorlar' Zangana, birçok Iraklı gibi kendisinin de bu cinayetlerin arkasında siyasi nedenler yattığına inandığını ifade ederek şöyle yazdı: "İşgalin amacına tam olarak ulaşabilmesi için, bağımsız zihinlerin yok edilmesi gerekiyor. Irak'taki entelektüel yaşamın toptan yok edilmesi için kasıtlı bir çabaya tanıklık ettiğimizi hissediyoruz." Son öldürülen akademisyen Profesör El Nas'ın, El Cezire ve El Arabiye televizyonlarında sık sık ABD liderliğindeki işgal güçlerini ve yeni hükümeti hedef alan eleştirilerinin yayınlandığı belirtiliyor. Zangana'nın dikkat çektiği örneklerden birisi de, insan hakları savunucusu ve işgal karşıtı Dr. Abdüllatif El Maya'nın, El Cezire televizyonunda Irak hükümetini hedef alan eleştirilerinin yayınlanmasından 12 saat sonra öldürülmesi. Iraklı bir grup gazetecinin, üniversite mensuplarının öldürülmesinden doğrudan yeni kurulan Bağdat hükümetine bağlı güçleri sorumlu tuttuğunu belirten Zangana, bu grubun hükümete, aydınları hedef alan sistematik suikast kampanyasına son verilmesi ve sorumluların en kısa zamanda bulunması çağrısı yaptıklarını aktarıyor. Zangana, Irak'taki işgal yasasının tüm yabancı askerler, diplomatlar ve şirket çalışanlarına dokunulmazlık sağladığını belirterek, yazısını şu sözlerle tamamladı: "İngiltere ve ABD hükümetleri, kendi yandaşlarının sorumlu olduğu insan hakları ihlalleri ve cinayetlere karşı gözlerini sımsıkı kapatıyor."

Evrensel'i Takip Et