15 Ocak 2006 23:00

Güzel: Sosyal güvenlik
   mali piyasaya feda ediliyor

Marmara Üniversitesi (MÜ) Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Güzel, "Sosyal Güvenlik Reformu"nda esas alınan Dünya Bankası ve IMF modelinin, sosyal devlet ve sosyal güvenliği mali piyasalara feda eden bir model olduğunu söyledi. Güzel, bilime dayalı akılcı politikalarla, mevcut sistemi koruyarak bu sorunları aşmanın çok güç olmadığını vurguladı. Prof. Dr. Güzel, Çalışma ve Toplum Dergisi'nde yayımlanan makalesinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan "reformun" temel gerekçelerinin, mevcut sosyal güvenlik sisteminin yoksulluğa karşı etkili ve yeteri koruma sağlamaması, eşitlik ilkesini zedelemesi ve sosyal güvenlik kurumlarının finansal açıklarının, sistemin mevcut yapısını, ülke ekonomisini ve toplumsal barışı tehdit etmesi olarak gösterildiğini ifade etti.

Birleşme inandırıcı değil Türkiye'deki çok yapılı sosyal güvenlik sisteminin, bilindiğinin aksine, sosyal güvenliğin genel ilkelerine ters düşmediğini belirten Güzel, Avrupa ülkelerinin birçoğunda sosyal güvenlik kuruluşlarında çokluk ilkesinin egemen olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Güzel, reform sayesinde, sosyal güvenlik kuruluşlarına yapılan kaynak transferinin önleneceği, Bağ-Kur, Emekli Sandığı ve SSK'nın birleştirilmesi halinde emeklilik sisteminin açıklarının 2007 yılına kadar sürekli azalan bir seyir izler hale getirileceği ve bu açıkların uzun dönemde Gayri Safi Milli Hasıla'nın (GSMH) yüzde 1'i seviyesine düşürüleceği öngörülerinin inandırıcı olmadığını kaydetti. Güzel, "Çünkü, mevcut sosyal güvenlik sisteminin finansman darboğazı, asıl olarak, işsizlik ve kayıt dışı istihdamdan kaynaklanmaktadır. Bu sorunlara köklü çözüm getirilmeden, hangi model kabul edilirse edilsin, sosyal güvenliğin finansman sorununun çözümlenmesi de olanaklı görünmemektedir" dedi.

Avrupa'da yüzde 30'a varıyor "Reform" ile sosyal güvenliğin kapsamının yaygınlaşacağı öngörüsünün, beraberinde finansman yükünü de artıracağına işaret eden Prof. Dr. Güzel, bu durumun, bütçeden sosyal güvenlik için yapılan transferlerin azaltılması amacıyla çeliştiğini kaydetti. Sosyal güvenlik sisteminin gelir kaynaklarında ciddi bir artış sağlanmadan yoksulluğu ve eşitsizliği önleme hedefine ulaşma olanağı bulunmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Güzel, kapsamlı ve etkin bir sosyal korumanın sağlandığı Avrupa Birliği ülkelerinde sosyal koruma harcamalarının, GSMH'nin yüzde 19-30'u düzeyine ulaştığına işaret etti.

Belirsizlik ve kaos Türkiye'de oluşturulmak istenen modelin, doğrudan Dünya Bankası uzmanları tarafından hazırlanarak Polonya, Macaristan ve kısmen Çek Cumhuriyeti'nde uygulandığını belirten Güzel, modelin, kamu sosyal güvenlik rejimi ile özel emeklilik olmak üzere iki ayaktan oluştuğunu dile getirdi. Güzel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Belirtilen ülkelerde uygulanan bu model, sigorta primlerinde önemli bir artışa yol açmış, emeklilik yaşının yükseltilmesi sonucunu doğurmuş, primlerin bir bölümünün özel emeklilik programlarına yönlendirilmesi nedeniyle kamu rejiminin finansman dengesi bozulmuş, yoksulluk sınırının altında maktu emeklilik aylığı ödenmesi nedeniyle, emeklilerin yaşam koşulları aşırı ölçüde kötüleşmiştir. Özel emeklilik programlarında ise, bir kaos yaşanmış, özel emeklilik şirketlerinin bazıları iflas etmiş, rekabet nedeniyle anılan şirketlerin yönetim giderlerinde artış olmuş, özel emeklilik fonlarının verimliliği konusunda ciddi belirsizlikler ortaya çıkmıştır." Güzel, bilime dayalı akılcı politikalarla, mevcut sistem korunarak bu sorunların aşılmasının çok güç olmayacağını vurgulayarak, yaşanan sorunların, mevcut sistemin köklü bir biçimde değiştirilmesine gerekçe oluşturmadığını kaydetti.

Evrensel'i Takip Et