24 Aralık 2005 23:00
'Ölsek cenazemiz yerde kalır'
Ankara Mobilyacılar Sitesi, bilinen adıyla Siteler, binlerce imalat atölyesi, yüzlerce mağazası ve onbinlerce işçisi ile Ortadoğu'nun en büyük sanayi sitelerinden biri. İmalat, döşeme ve polyester atölyelerinde çalışan, çoğunluğu genç işçiler; sendikasız, hiçbir iş güvencesi olmadan, günde 10-12 saat ve çoğunlukla sigortasız çalıştırılıyor. Renkli ve gösterişli mağazaların arkasında kurulu havasız, karanlık ve toz içindeki atölyelerde, hiçbir sağlık önlemi de yok. 2000'de yaşanan krizden sonra çalışma koşulları ve ücretler daha da kötüleşti. Binlerce işçi her an işten çıkarılma korkusuyla yaşıyor.
İşçilerin çoğu AKP'ye oy vermiş ama şimdi hepsi pişman. Ekonomideki iyileşmenin yalan olduğunu, varsa bile kendilerine değil zengine yaradığını söyleyen işçiler, Başbakan'ı, kendi aldıkları ücretle bir ay geçinmeye çağırıyorlar. IMF onlar için ülkenin elini kolunu bağlayan bir örgüt. Sağ-sol meselesi ise çok uzak, onlar ne olursa olsun işçilerin birlik olmasını diliyor.
Ne yiyip, ne içeceğiz?
1988'den beri Siteler'de çalışan Ayhan Ramazan, evli ve iki çocuk babası. Ayda 550 milyon lira aldığını söyleyen Ramazan, "Sitelerde de kriz oldu, Türkiye'de de oldu, ama krizi patronlar yaşamıyor, hep işçiler yaşıyor. Patronların yazlıkları, altlarında son model arabaları var. Ama biz kara kara yaklaşan bayramı düşünüyoruz" diyor.
Aynı atölyede çalışan Cafer usta ise Sitelerdeki tek kuralın "çok iş, az para" olduğunu söylüyor. Cafer usta, "Ayda 150 kira, 75 milyon sigara parası, 100 elektrik-su, bir de otobüs parasını ekle; eder 400 milyon. Biz alıyoruz 550. Peki ne yiyip içeceğiz?" diye soruyor.
Tuvalete bile gidilmez Tacettin ise atölye sahibi, döşeme işi yapıyor. 1975'ten beri Siteler'de çalışan Tacettin, şunları söylüyor: "Yanımızda çalışan işçiye insan gibi maaş vermek istiyoruz, ama işlerimiz o kadar kötü ki. Biliyorum asgari ücret çok az. Asgari ücrete yapılan zamla tuvalete bile gidilmez. Geçen bir akrabamız öldü, mezar yeri bile 400 milyon olmuş. Asgari ücretli ölse cenazesi yolda kalır." Aynı işyerinde çalışan Habib, henüz 18 yaşında olmasına rağmen 4 yıldır Siteler'de. Sigortalı olabilmek için Çıraklık Eğitim Merkezi'ne gitmeyi düşünen Habib, hiç tiyatroya ve sinemaya gitmemiş. Gelecekte dükkan sahibi olmak istiyor, ancak çok da umutlu değil. Gidişatı iyi görmediğini söyleyen Habib'in, "Nasıl düzelir?" sorusuna verdiği yanıt ise "Bir şey diyemiyorum" oluyor.
Üç kuruş az kâr etsinler Patronları, üç kuruş az kâr edip, işçilere insana yakışır bir ücret vermeye çağıran Abdurrahman Doğan "Açlık sınırı 550 ise asgari ücret nasıl 350 milyon lira olur. Hükümet rantçıların, hortumcuların önünü kesip biraz da halka aktarsın. Eminim bir gün bunların hesabı sorulacak" diye konuşuyor. Başka bir atölyede çalışan Ertuğrul da ülkenin gidişinin karanlık olduğunu düşünüyor. "İnsanca yaşam standardının üçte birini bile yaşamıyoruz. Hayatım boyunca sinemaya gitmedim" diyen Ertuğrul, hükümetin bahsettiği büyümeyi göremediklerini dile getiriyor.
Onlar halimizi bilmezler Mustafa, çırak. Siteler'de 3.5 yıldır çalışıyor. Çıraklık Eğitim Merkezi'ne gittiği için sigortasını okul yaptırıyor. Ayda 350 milyon lira alıyor. Kendi maaşlarını bir gecede 5 milyara çıkaran milletvekillerinin işçilere ise 350 milyon lirayı çok gördüğünü söyleyen Mustafa, "Onlar bizim halimizi bilmezler. Ben Mamak çöplüğünde oturuyorum, onlar Çankaya'da" diyor.
Simit hesabı! 1972'den beri Siteler'de olan Salih Canpolat, bir atölye sahibiyken, krizden sonra atölyeyi kapatarak çaycılığa başlamış. Canpolat'ın asgari ücret hesabı şöyle: "Çay 350 bin lira, simit 350 bin lira; eder 700 bin. Günde üç öğün; 2 milyon yüz bin. Bir karısı; dört çocuğu olsa, topla çıkar, 315 milyon lira. Aha asgari ücret!" diyor. Siteler'de çalışma koşullarının eskiden daha iyi olduğunu anlatan Canpolat, "Şimdi geçim derdiyle uğraşıyoruz. Hükümet, 'her şey iyi gidiyor' diyor. Kimi kandırıyorlar?" diyor.
Tuvalete bile gidilmez Tacettin ise atölye sahibi, döşeme işi yapıyor. 1975'ten beri Siteler'de çalışan Tacettin, şunları söylüyor: "Yanımızda çalışan işçiye insan gibi maaş vermek istiyoruz, ama işlerimiz o kadar kötü ki. Biliyorum asgari ücret çok az. Asgari ücrete yapılan zamla tuvalete bile gidilmez. Geçen bir akrabamız öldü, mezar yeri bile 400 milyon olmuş. Asgari ücretli ölse cenazesi yolda kalır." Aynı işyerinde çalışan Habib, henüz 18 yaşında olmasına rağmen 4 yıldır Siteler'de. Sigortalı olabilmek için Çıraklık Eğitim Merkezi'ne gitmeyi düşünen Habib, hiç tiyatroya ve sinemaya gitmemiş. Gelecekte dükkan sahibi olmak istiyor, ancak çok da umutlu değil. Gidişatı iyi görmediğini söyleyen Habib'in, "Nasıl düzelir?" sorusuna verdiği yanıt ise "Bir şey diyemiyorum" oluyor.
Üç kuruş az kâr etsinler Patronları, üç kuruş az kâr edip, işçilere insana yakışır bir ücret vermeye çağıran Abdurrahman Doğan "Açlık sınırı 550 ise asgari ücret nasıl 350 milyon lira olur. Hükümet rantçıların, hortumcuların önünü kesip biraz da halka aktarsın. Eminim bir gün bunların hesabı sorulacak" diye konuşuyor. Başka bir atölyede çalışan Ertuğrul da ülkenin gidişinin karanlık olduğunu düşünüyor. "İnsanca yaşam standardının üçte birini bile yaşamıyoruz. Hayatım boyunca sinemaya gitmedim" diyen Ertuğrul, hükümetin bahsettiği büyümeyi göremediklerini dile getiriyor.
Onlar halimizi bilmezler Mustafa, çırak. Siteler'de 3.5 yıldır çalışıyor. Çıraklık Eğitim Merkezi'ne gittiği için sigortasını okul yaptırıyor. Ayda 350 milyon lira alıyor. Kendi maaşlarını bir gecede 5 milyara çıkaran milletvekillerinin işçilere ise 350 milyon lirayı çok gördüğünü söyleyen Mustafa, "Onlar bizim halimizi bilmezler. Ben Mamak çöplüğünde oturuyorum, onlar Çankaya'da" diyor.
Simit hesabı! 1972'den beri Siteler'de olan Salih Canpolat, bir atölye sahibiyken, krizden sonra atölyeyi kapatarak çaycılığa başlamış. Canpolat'ın asgari ücret hesabı şöyle: "Çay 350 bin lira, simit 350 bin lira; eder 700 bin. Günde üç öğün; 2 milyon yüz bin. Bir karısı; dört çocuğu olsa, topla çıkar, 315 milyon lira. Aha asgari ücret!" diyor. Siteler'de çalışma koşullarının eskiden daha iyi olduğunu anlatan Canpolat, "Şimdi geçim derdiyle uğraşıyoruz. Hükümet, 'her şey iyi gidiyor' diyor. Kimi kandırıyorlar?" diyor.
Evrensel'i Takip Et