20 Aralık 2005 23:00
Başbakan büyüyenin
ne olduğunu bi görse!
"İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücreti... Asgari ücret, resmen, yani devlet katında, böyle tanımlanıyor... Hakikatan insanın ağzının suyu akıyor. Bunların hepsine yetecek ücreti varsa insanın, daha ne ister..."
Aydın Çubukçu, pazar günü gazetemizin Hayat ekindeki yazısına yukarıdaki cümlelerle başlıyordu.
Emek Partisi Antalya İl Örgütü'nün "Asgari ücret yaşanabilir bir seviyeye yükseltilsin-Sigortasız işçi çalıştırmanın önüne geçilsin" talebiyle başlattığı çalışma çerçevesinde kurulan imza standlarına gelen işçilere sorduk, asgari ücretin devlet katındaki tanımını.
"Kültürü zaten unuttuk" diyorlar.
"Sinemaymış, tiyatroymuş, konsermiş. Nerdee!" "Sağlık desen; artık paran varsa. Ulaşım desen; genelde tabanvay. Gıda, konut, giyime masraf etmezsen, zaten ölür insan." Bugünlerde Asgari Ücret Tespit Komisyonu yeni asgari ücreti belirlemek üzere çalışıyor. Hükümet asgari ücrete yüzde 5 zam yapmayı planlıyor. Başbakan diyor ki; ekonomi iyiye gidiyor, büyüme rekorları kırıyor. Peki asgari ücretli ne diyor? - Asgari ücrete yüzde 5 zam yapmayı düşünüyor hükümet, ne düşünüyorsunuz? Meryem Dolaş: Oğlum biz asgari ücretle geçinen bir aileyiz. Ben evlere gündeliğe gitmesem var ya, çocuklarım aç kalır inan. Üç yüz milyon ev kirası veriyorum. Kocam asgari ücret alıyor. Asgari ücret kiraya gidiyor. İki çocuğum var dört kişiyiz. Yüzde 5 zam olur mu? - Patronlara da yüzde 20 vergi indirimi getirmeyi planlıyorlar, buna ne diyorsunuz? Getirsinler oğlum. Bunlar patronlara hizmet edip dursunlar. Ondan sonra da ülkede niye hırsızlık var, niye berduş oldun diyorlar. İşte bundan oluyor. - Asgari ücret sizce ne kadar olmalı? Çok fazla değil. Bize yetsin yeter. Bizim gözümüz çok yükseklerde değil oğlum. En azından elektriğimizi, suyumuzu, kiramızı ödeyebilelim. Yemek yiyebilelim insan gibi. - Başbakan ekonomi yüzde 9.2 büyü dü diyor, halk rahatlamaya başladı diyor. Hani nerde. Beni Başbakan'a çıkarsalar da ben bi konuşsam ona. Gelse de bize bi görse nasıl geçiniyoruz. Büyüyenin ne olduğunu bi görse!
'SÖZDE SİGORTALIYIZ' İlkay ve Gürkan Vuran çifti asgari ücretle geçimlerini sağlıyor. İlkay Vuran bir sağlık kliniğinde çalışırken eşi Gürkan turizm işçisi. Onların düşünceleri ise özetle şöyle: "Asgari ücret demeyelim biz ona. Sadaka diyelim. Bizim ev kiramız 450 milyon. İkimiz de 350'şer milyon maaş alıyoruz. Çocuk okuyor. Artık para olmadan okutabilmek imkansız. Ek işler yapmak zorunda kalıyoruz. Yoksulluk sınırını 1,5 milyar olarak açıklıyorsan, asgari ücreti de 1,5 milyar yapacaksın. Sözde sigortalıyız. Yapıldı zannediyoruz ama bir bakıyoruz ki sigorta yok. Şikayet edersek işten atılıyoruz. Bu nasıl denetlenecek, nasıl olacak? Buna bir çözüm istiyoruz, Allah sonumuzu hayır etsin diyoruz!" Ramazan Özturlay (turizm işçisi): Millet açlıktan evden dışarı çıkamıyor. Abartmıyorum, öyle arkadaşlarım var ki, dört aydır iş bulamıyorlar. Ben turizm işçisiyim. Patronlar otel üstüne otel açıyor. Sigortalı işçi sayısına bak, çok az. Sonra Maliye Bakanımız diyor ki, biz her yeri denetliyoruz. Nereyi denetliyorlar, gelsinler beraber denetleyelim. Otellerin doluluk oranı yüzde yüzü geçiyor, turist rekoru kırılıyor. Ama bundan işçiler de, halk da kazanmıyor. Kazananlar sadece otellerin patronları. Bugün bir sürü kayıtsız otel var. İnsanlar asgari ücretle çalıştırılıyor. Çok doluyum, anlatamıyorum. Düşünün artık daha ne haksızlıklar var. Turizmde işçilerin en fazla yüzde yirmisi sigortalıdır. Hem de turizmin başkenti dedikleri Antalya'da. Sonra çıkıp yetkililer ahkam kesmesin şu kadar turist geldi diye. Geldi de ne oldu? Kim kazandı? Bunu söylesinler. Kazanan patronlar. Biz işçilere de 350 milyon aylık. Şimdi bir de bunun üstüne yüzde 5 eklesinler devam. Gitmez böyle, olmaz. Ayşe Dölek (turizm işçisi): Kira parası, ilaç parası, yemek parası... Çocuğunu okutanlar var. Bunlar varken asgari ücret 300-400 milyon. Ondan sonra da memlekette kapkaç var, hırsızlık aldı başını gitti diyorlar. 300 milyona bu ülkede adam çalıştırılır mı, vicdan mıdır! Ben bir çocuk okutuyorum. 50 milyon çocuğun okul servisine 200 milyon ev kirasına gidiyor. Elektrik, su etti 300. Sabahın altısında gidiyorum işe, gecenin ikisinde geliyorum evime. Birazcık rahatlayabilmemiz için en az 900 milyon olmalı asgari ücret. Belki kulağa çokmuş gibi geliyor ama inanın bu bile belki ucu ucuna yeter. Nereye kadar gidebilir ki bir işçi böyle. Hırsızlık, kapkaç yapıyor insanlar. Ne yapsınlar! Bugün canlı şahidi oldum. Çocuk hırsızlık yaptı diye kafasını gözünü yardılar, öldürüyorlardı çocuğu. Niye yarıyorsunuz kardeşim. Asgari ücret yükselsin, çalışınca insan gibi yaşasın herkes, o zaman çocuk hırsızlık yapar mı! Ramazan Yılmaz (işsiz): Kayseriliyim. Bir buçuk ay önce iş buluruz büyük şehirdir diye geldim Antalyaya. Hayat şartları çok zor. 300-350 milyonla kim geçinebilir? Bugün asgari ücretin altında bir iş bulsam çalışacağım. Geçinebileceğim için değil, ölmemek için. Mecbur bırakıldık, ne yapalım!
"Sinemaymış, tiyatroymuş, konsermiş. Nerdee!" "Sağlık desen; artık paran varsa. Ulaşım desen; genelde tabanvay. Gıda, konut, giyime masraf etmezsen, zaten ölür insan." Bugünlerde Asgari Ücret Tespit Komisyonu yeni asgari ücreti belirlemek üzere çalışıyor. Hükümet asgari ücrete yüzde 5 zam yapmayı planlıyor. Başbakan diyor ki; ekonomi iyiye gidiyor, büyüme rekorları kırıyor. Peki asgari ücretli ne diyor? - Asgari ücrete yüzde 5 zam yapmayı düşünüyor hükümet, ne düşünüyorsunuz? Meryem Dolaş: Oğlum biz asgari ücretle geçinen bir aileyiz. Ben evlere gündeliğe gitmesem var ya, çocuklarım aç kalır inan. Üç yüz milyon ev kirası veriyorum. Kocam asgari ücret alıyor. Asgari ücret kiraya gidiyor. İki çocuğum var dört kişiyiz. Yüzde 5 zam olur mu? - Patronlara da yüzde 20 vergi indirimi getirmeyi planlıyorlar, buna ne diyorsunuz? Getirsinler oğlum. Bunlar patronlara hizmet edip dursunlar. Ondan sonra da ülkede niye hırsızlık var, niye berduş oldun diyorlar. İşte bundan oluyor. - Asgari ücret sizce ne kadar olmalı? Çok fazla değil. Bize yetsin yeter. Bizim gözümüz çok yükseklerde değil oğlum. En azından elektriğimizi, suyumuzu, kiramızı ödeyebilelim. Yemek yiyebilelim insan gibi. - Başbakan ekonomi yüzde 9.2 büyü dü diyor, halk rahatlamaya başladı diyor. Hani nerde. Beni Başbakan'a çıkarsalar da ben bi konuşsam ona. Gelse de bize bi görse nasıl geçiniyoruz. Büyüyenin ne olduğunu bi görse!
'SÖZDE SİGORTALIYIZ' İlkay ve Gürkan Vuran çifti asgari ücretle geçimlerini sağlıyor. İlkay Vuran bir sağlık kliniğinde çalışırken eşi Gürkan turizm işçisi. Onların düşünceleri ise özetle şöyle: "Asgari ücret demeyelim biz ona. Sadaka diyelim. Bizim ev kiramız 450 milyon. İkimiz de 350'şer milyon maaş alıyoruz. Çocuk okuyor. Artık para olmadan okutabilmek imkansız. Ek işler yapmak zorunda kalıyoruz. Yoksulluk sınırını 1,5 milyar olarak açıklıyorsan, asgari ücreti de 1,5 milyar yapacaksın. Sözde sigortalıyız. Yapıldı zannediyoruz ama bir bakıyoruz ki sigorta yok. Şikayet edersek işten atılıyoruz. Bu nasıl denetlenecek, nasıl olacak? Buna bir çözüm istiyoruz, Allah sonumuzu hayır etsin diyoruz!" Ramazan Özturlay (turizm işçisi): Millet açlıktan evden dışarı çıkamıyor. Abartmıyorum, öyle arkadaşlarım var ki, dört aydır iş bulamıyorlar. Ben turizm işçisiyim. Patronlar otel üstüne otel açıyor. Sigortalı işçi sayısına bak, çok az. Sonra Maliye Bakanımız diyor ki, biz her yeri denetliyoruz. Nereyi denetliyorlar, gelsinler beraber denetleyelim. Otellerin doluluk oranı yüzde yüzü geçiyor, turist rekoru kırılıyor. Ama bundan işçiler de, halk da kazanmıyor. Kazananlar sadece otellerin patronları. Bugün bir sürü kayıtsız otel var. İnsanlar asgari ücretle çalıştırılıyor. Çok doluyum, anlatamıyorum. Düşünün artık daha ne haksızlıklar var. Turizmde işçilerin en fazla yüzde yirmisi sigortalıdır. Hem de turizmin başkenti dedikleri Antalya'da. Sonra çıkıp yetkililer ahkam kesmesin şu kadar turist geldi diye. Geldi de ne oldu? Kim kazandı? Bunu söylesinler. Kazanan patronlar. Biz işçilere de 350 milyon aylık. Şimdi bir de bunun üstüne yüzde 5 eklesinler devam. Gitmez böyle, olmaz. Ayşe Dölek (turizm işçisi): Kira parası, ilaç parası, yemek parası... Çocuğunu okutanlar var. Bunlar varken asgari ücret 300-400 milyon. Ondan sonra da memlekette kapkaç var, hırsızlık aldı başını gitti diyorlar. 300 milyona bu ülkede adam çalıştırılır mı, vicdan mıdır! Ben bir çocuk okutuyorum. 50 milyon çocuğun okul servisine 200 milyon ev kirasına gidiyor. Elektrik, su etti 300. Sabahın altısında gidiyorum işe, gecenin ikisinde geliyorum evime. Birazcık rahatlayabilmemiz için en az 900 milyon olmalı asgari ücret. Belki kulağa çokmuş gibi geliyor ama inanın bu bile belki ucu ucuna yeter. Nereye kadar gidebilir ki bir işçi böyle. Hırsızlık, kapkaç yapıyor insanlar. Ne yapsınlar! Bugün canlı şahidi oldum. Çocuk hırsızlık yaptı diye kafasını gözünü yardılar, öldürüyorlardı çocuğu. Niye yarıyorsunuz kardeşim. Asgari ücret yükselsin, çalışınca insan gibi yaşasın herkes, o zaman çocuk hırsızlık yapar mı! Ramazan Yılmaz (işsiz): Kayseriliyim. Bir buçuk ay önce iş buluruz büyük şehirdir diye geldim Antalyaya. Hayat şartları çok zor. 300-350 milyonla kim geçinebilir? Bugün asgari ücretin altında bir iş bulsam çalışacağım. Geçinebileceğim için değil, ölmemek için. Mecbur bırakıldık, ne yapalım!
Evrensel'i Takip Et