20 Aralık 2005 23:00
TÜSİAD hükümeti ve yargıyı topa tuttu
GÜNÜN YAZILARI
Uzun süredir keskin çıkışlar yapmayan Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), yılın son Yüksek İştiare Konseyi toplantısında oklarını hükümete ve yargıya yöneltti. Türkiye'nin gündemindeki Rektör Yücel Aşkın ve Orhan Pamuk davaları konusunda TÜSİAD'dan uyarılar geldi. Patronlar hükümeti son olaylarda siyasi sorumluluk üstlenmemekle suçladı.
TÜSİAD'ın yılın son Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısı Ankara'da başladı. YİK toplantısına Başbakan Tayyip Erdoğan katılmazken onur konuğu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer oldu. Başbakan Erdoğan ile aralarının bozuk olduğu ileri sürülen TÜSİAD yöneticileri bu durumu yalanlarken, Erdoğan önceki gün TÜSİAD yöneticilerine 45 dakika ayırdı. Erdoğan, bugün TOBB Yönetim Kurulu toplantısına katılacak.
Toplantıyı açan TÜSİAD YİK Başkanı Mustafa Koç, Van 100.Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın'ın tutuklu yargılanması konusunda, rektöre reva görülen muameleyi ve uzun gözaltı süresini tasvip etmenin mümkün olmadığını vurguladı. Koç, "Bazı çevrelerin kamuoyunu etkilemek çabası olarak görülebilecek bu tür davranışları, ne yazık ki adil olacağına inandığımız yargı sistemine ciddi gölge düşürmektedir" diye konuştu.
Ayrımcılık izlenimi yaratacak politikalardan kaçınılması gerektiğini kaydeden Koç, işsizliği giderecek politikaların kısa sürede devreye sokulması gerektiğini ifade etti. Türkiye'nin yerinin Avrupa Birliği olduğunu sık sık tekrarlayan Koç, "Türkiye ticaret savaşlarının ortasında yalnız kalmaması ve birliklerden birinin içinde yer alması gerekiyor. Bu alandaki tek aday da AB'dir" dedi.
Eğitime eleştiri Türban konusu yüzünden hükümet ile YÖK'ün sık sık karşı karşıya kalmasına da eleştiri yönelten Koç, "Bir yandan işsiz ordusu, bir yandan kalifiye eleman sıkıntısı... Eğer hemen eğitim sistemini reforma tabi tutmazsak ne AB entegrasyonunu sağlayabilir ne rekabetçi olabiliriz. Üniversiteler türban ve YÖK ile gündemde. Yüksek öğretimin mevcut yapısı sürerse uzun vadede kaybederiz. Eğitim sistemi güncelleştirilmeli. Ortaöğretimde 4 yıl iyi bir adım ancak desteklenmeli. Meslek liseleri problemli. Ara eleman üretemiyor. Mesleki eğitimde çeşitlilik sağlanmalı, donanım ve müfredat geliştirilmeli" diye konuştu. "Öncelikle içinde yaşadığımız hareketli coğrafyanın yansımalarının, istikrarımızı tehlikeye sokmasına izin vermememiz gerekir" diyen Koç, bu yüzden ülke dahilinde kapsayıcı ve birleştirici olmanın, ayrımcılık izlenimi yaratacak politikalardan kaçınmanın öneminin büyük olduğunu söyledi. Koç, bunun yanında, işsizlik, gelir dağılımındaki bozukluk ve bölgelerarası eşitsizliği gidermeyi hedefleyen politikaların kısa süre içinde hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Hükümetin sorumluluğu TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı da konuşmasında, gereksiz tartışmaların ülke itibarını zedelediğine dikkat çekerek, ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını istedi. Sabancı, hükümetin bu konuda siyasi sorumluluk üstlenmesi gerektiğinin altını çizdi. Kamu otoritelerinde gözlenen kararsız tutumun bazı yasa maddelerinin kapıdan kovulup bacadan girmesinin, Türkiye'nin demokratik standartlarda elde ettiği başarıyı dış dünyaya anlatma çabalarının önüne bir engel olarak dikildiğini belirten Sabancı, Türkiye aleyhine propaganda yapanların istikrar ve demokrasi içinde gelişmesini istemeyenlerin sürekli kışkırtma zemini arayanların ekmeğine yağ sürdüğünü anlatırken, şunları kaydetti: "Orhan Pamuk, Hırant Dink davalarına, Hasan Cemal, İsmet Berkan, Murat Belge, Haluk Şahin ve Erol Katırcıoğlu hakkında açılan davalara, 'yasalar böyle ne yapalım', bakış açısıyla değil yasaların çağdaş, çoğulcu, demokratik standartlara uygun olmamasının siyasi sorumluluğu üstlenilerek yaklaşılmalı." Sabancı, erken seçim olmayacağını sürekli vurgulayan hükümetin bundan faydanalanarak siyasetin altyapısına ilişkin düzenlemeler yapması ve barajı mutlaka birkaç puan düşürmesi gerektiğini vurguladı.
TÜSİAD'IN KAYGILARI:
İŞSİZLİK, CARİ AÇIK VE BÖLGESEL EŞİTSİZLİK TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı ekonomideki gidişat konusunda da hükümete uyarılarda bulundu. Sabancı Türkiye ekonomisinin önündeki en büyük üç problemi: "cari açık, işsizlik, bölgesel gelişme dengesizliği" olarak açıkladı. Sabancı, 2006 yılında 3 yıllık planın devreye alınması, özelleştirmeler, yabancı sermaye ve enflasyon hedeflemesinin olumlu bir atmosfer yarattığını savundu. "Ama kalıcı ve sürdürülebilir bir yapı için kaygılarımız var" diyen Sabancı bunları cari açık, işsizlik ve bölgesel gelişme dengesizliği olarak sıraladı. Cari açıkta finansman kalitesinin giderek arttığını ve geçmişe göre daha az borçla finanse edildiğini belirten Sabancı, şöyle devam etti: "Ancak yapısal bazı değişimler için düğmeye basılmalı. Cari açık üreten yapı değişmeli. Bu da, katma değerin yükseltilmesini gerektiren ve orta vadede sonuç verecek bir strateji işidir. Kısa vadede ise yabancı sermaye artırılmalı. Vergideki indirimler önemli, bir rekabet engelini ortadan kaldırdı. Ayrıca istihdam üzerindeki vergi, kayıtdışına itiyor. Yatırım istihdam demektir. Yatırımın önü açılmazsa bugüne kadar yapılanlar da anlam kazanmaz. Türkiye daha çok istihdam yaratmalı. KOBİ'ler için de ayrı bir strateji gerekir. Ayrıca bölgelerarası eşitsizliğin kaldırılması için bölgesel kalkınma ajanslarının devreye sokulması gerekiyor." TÜSİAD YİK Başkanı Mustafa Koç ise büyümenin önündeki engeller olarak uluslararası terör ve bölgesel savaş ortamını öne çıkardı.
HÜKÜMETTEN CEVAP: BİR TÜSİAD KLASİĞİ TÜSİAD'ın eleştirilerine yanıt Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'ten geldi. Çelik, "Son yapılan açıklama bir TÜSİAD klasiğidir. Keşke TÜSİAD tepkisini ortaya koyarken kendisini etkileyen ideolojik gruplar gibi bizi de dinlemiş olsaydı" dedi. Çelik, gazetecilerin, "TÜSİAD'ın, genel liselere geçişin kolaylaştırılmasının mesleki eğitimde ihtiyaç duyulan reformlara ters düştüğü yönünde eleştirilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Demokrasilerde sivil toplum örgütlerinin özellikle kamuoyu oluşturmada çok önemli bir yeri vardır. Bu TÜSİAD olabilir, başka bir sendika olabilir. Biz bunu dinleriz, değerlendiririz. Ancak açıklama bir TÜSİAD klasiğidir. Keşke TÜSİAD böyle bir rapor yayınlarken, tepkisini ortaya koyarken kendisini etkileyen ideolojik gruplar gibi bizi de dinlemiş olsaydı. TÜSİAD'ın değerli yetkilileri eğer bizi dinlemiş olsaydı, bizim argümanlarımızı dinleseydi, ne yaptığımızı birinci ağızdan, ikinci ağızdan, üçüncü ağızdan duymuş olsalardı, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu konudaki yetkili insanlarını dinleselerdi, ben eminim ki böyle bir kanıya varmayacaklardı. Ama üzülerek ifade edeyim ki böyle bir kanıya varırken, bizimle konuşmamışlardır."
SEZER'DEN İŞSİZLİK VE CARİ AÇIK UYARISI Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de ekonomide elde edilen sonuçların iyimserliği artırdığını, ancak bunun toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırılamadığını söyledi. Sezer, yalnızca enflasyondaki düşüşü göz önüne alarak ekonominin tam anlamıyla düzlüğe çıktığının söylenemeyeceğini vurguladı. Sezer, TÜSİAD (YİK) toplantısına katıldı. TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı'nın "onur konuğu" olarak takdim ettiği Sezer, toplantıda, "Ekonomide elde edilen sonuçlar, iyimserliğimizi artırmaktadır. Bununla birlikte olumlu gidişin, toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırılamadığı da bilinmektedir. Yalnızca enflasyondaki düşüşü göz önüne alarak, ekonominin tam anlamıyla düzlüğe çıktığını söyleyebilecek durumda da değiliz. Ekonomide kırılganlığı artıran cari açık ve işsizlik gibi sorunlar üzerinde ivedilikle durulması, istikrarlı bir yapıya ulaşılması yönünden önemlidir" diye konuştu.
Eğitime eleştiri Türban konusu yüzünden hükümet ile YÖK'ün sık sık karşı karşıya kalmasına da eleştiri yönelten Koç, "Bir yandan işsiz ordusu, bir yandan kalifiye eleman sıkıntısı... Eğer hemen eğitim sistemini reforma tabi tutmazsak ne AB entegrasyonunu sağlayabilir ne rekabetçi olabiliriz. Üniversiteler türban ve YÖK ile gündemde. Yüksek öğretimin mevcut yapısı sürerse uzun vadede kaybederiz. Eğitim sistemi güncelleştirilmeli. Ortaöğretimde 4 yıl iyi bir adım ancak desteklenmeli. Meslek liseleri problemli. Ara eleman üretemiyor. Mesleki eğitimde çeşitlilik sağlanmalı, donanım ve müfredat geliştirilmeli" diye konuştu. "Öncelikle içinde yaşadığımız hareketli coğrafyanın yansımalarının, istikrarımızı tehlikeye sokmasına izin vermememiz gerekir" diyen Koç, bu yüzden ülke dahilinde kapsayıcı ve birleştirici olmanın, ayrımcılık izlenimi yaratacak politikalardan kaçınmanın öneminin büyük olduğunu söyledi. Koç, bunun yanında, işsizlik, gelir dağılımındaki bozukluk ve bölgelerarası eşitsizliği gidermeyi hedefleyen politikaların kısa süre içinde hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Hükümetin sorumluluğu TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı da konuşmasında, gereksiz tartışmaların ülke itibarını zedelediğine dikkat çekerek, ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını istedi. Sabancı, hükümetin bu konuda siyasi sorumluluk üstlenmesi gerektiğinin altını çizdi. Kamu otoritelerinde gözlenen kararsız tutumun bazı yasa maddelerinin kapıdan kovulup bacadan girmesinin, Türkiye'nin demokratik standartlarda elde ettiği başarıyı dış dünyaya anlatma çabalarının önüne bir engel olarak dikildiğini belirten Sabancı, Türkiye aleyhine propaganda yapanların istikrar ve demokrasi içinde gelişmesini istemeyenlerin sürekli kışkırtma zemini arayanların ekmeğine yağ sürdüğünü anlatırken, şunları kaydetti: "Orhan Pamuk, Hırant Dink davalarına, Hasan Cemal, İsmet Berkan, Murat Belge, Haluk Şahin ve Erol Katırcıoğlu hakkında açılan davalara, 'yasalar böyle ne yapalım', bakış açısıyla değil yasaların çağdaş, çoğulcu, demokratik standartlara uygun olmamasının siyasi sorumluluğu üstlenilerek yaklaşılmalı." Sabancı, erken seçim olmayacağını sürekli vurgulayan hükümetin bundan faydanalanarak siyasetin altyapısına ilişkin düzenlemeler yapması ve barajı mutlaka birkaç puan düşürmesi gerektiğini vurguladı.
TÜSİAD'IN KAYGILARI:
İŞSİZLİK, CARİ AÇIK VE BÖLGESEL EŞİTSİZLİK TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı ekonomideki gidişat konusunda da hükümete uyarılarda bulundu. Sabancı Türkiye ekonomisinin önündeki en büyük üç problemi: "cari açık, işsizlik, bölgesel gelişme dengesizliği" olarak açıkladı. Sabancı, 2006 yılında 3 yıllık planın devreye alınması, özelleştirmeler, yabancı sermaye ve enflasyon hedeflemesinin olumlu bir atmosfer yarattığını savundu. "Ama kalıcı ve sürdürülebilir bir yapı için kaygılarımız var" diyen Sabancı bunları cari açık, işsizlik ve bölgesel gelişme dengesizliği olarak sıraladı. Cari açıkta finansman kalitesinin giderek arttığını ve geçmişe göre daha az borçla finanse edildiğini belirten Sabancı, şöyle devam etti: "Ancak yapısal bazı değişimler için düğmeye basılmalı. Cari açık üreten yapı değişmeli. Bu da, katma değerin yükseltilmesini gerektiren ve orta vadede sonuç verecek bir strateji işidir. Kısa vadede ise yabancı sermaye artırılmalı. Vergideki indirimler önemli, bir rekabet engelini ortadan kaldırdı. Ayrıca istihdam üzerindeki vergi, kayıtdışına itiyor. Yatırım istihdam demektir. Yatırımın önü açılmazsa bugüne kadar yapılanlar da anlam kazanmaz. Türkiye daha çok istihdam yaratmalı. KOBİ'ler için de ayrı bir strateji gerekir. Ayrıca bölgelerarası eşitsizliğin kaldırılması için bölgesel kalkınma ajanslarının devreye sokulması gerekiyor." TÜSİAD YİK Başkanı Mustafa Koç ise büyümenin önündeki engeller olarak uluslararası terör ve bölgesel savaş ortamını öne çıkardı.
HÜKÜMETTEN CEVAP: BİR TÜSİAD KLASİĞİ TÜSİAD'ın eleştirilerine yanıt Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'ten geldi. Çelik, "Son yapılan açıklama bir TÜSİAD klasiğidir. Keşke TÜSİAD tepkisini ortaya koyarken kendisini etkileyen ideolojik gruplar gibi bizi de dinlemiş olsaydı" dedi. Çelik, gazetecilerin, "TÜSİAD'ın, genel liselere geçişin kolaylaştırılmasının mesleki eğitimde ihtiyaç duyulan reformlara ters düştüğü yönünde eleştirilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Demokrasilerde sivil toplum örgütlerinin özellikle kamuoyu oluşturmada çok önemli bir yeri vardır. Bu TÜSİAD olabilir, başka bir sendika olabilir. Biz bunu dinleriz, değerlendiririz. Ancak açıklama bir TÜSİAD klasiğidir. Keşke TÜSİAD böyle bir rapor yayınlarken, tepkisini ortaya koyarken kendisini etkileyen ideolojik gruplar gibi bizi de dinlemiş olsaydı. TÜSİAD'ın değerli yetkilileri eğer bizi dinlemiş olsaydı, bizim argümanlarımızı dinleseydi, ne yaptığımızı birinci ağızdan, ikinci ağızdan, üçüncü ağızdan duymuş olsalardı, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu konudaki yetkili insanlarını dinleselerdi, ben eminim ki böyle bir kanıya varmayacaklardı. Ama üzülerek ifade edeyim ki böyle bir kanıya varırken, bizimle konuşmamışlardır."
SEZER'DEN İŞSİZLİK VE CARİ AÇIK UYARISI Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de ekonomide elde edilen sonuçların iyimserliği artırdığını, ancak bunun toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırılamadığını söyledi. Sezer, yalnızca enflasyondaki düşüşü göz önüne alarak ekonominin tam anlamıyla düzlüğe çıktığının söylenemeyeceğini vurguladı. Sezer, TÜSİAD (YİK) toplantısına katıldı. TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı'nın "onur konuğu" olarak takdim ettiği Sezer, toplantıda, "Ekonomide elde edilen sonuçlar, iyimserliğimizi artırmaktadır. Bununla birlikte olumlu gidişin, toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırılamadığı da bilinmektedir. Yalnızca enflasyondaki düşüşü göz önüne alarak, ekonominin tam anlamıyla düzlüğe çıktığını söyleyebilecek durumda da değiliz. Ekonomide kırılganlığı artıran cari açık ve işsizlik gibi sorunlar üzerinde ivedilikle durulması, istikrarlı bir yapıya ulaşılması yönünden önemlidir" diye konuştu.
Evrensel'i Takip Et