12 Aralık 2005 23:00

Emeğin çilenin izinde...

Daha çok işçi resimleri yapan ressam İrfan Ertel, "Barış" başlıklı yeni sergisiyle Anadolu'nun yaşlı insanlarının yüzlerini tuvallerine taşıyor. Tarlada, evde yorulmak bilmeden ömürleri boyunca çalışan nineler, türlü köy işlerinde didinen yaşlı adamlar İrfan Ertel'in resimlerinde bazen gülümseyerek, bazen de yoksulluk akan yüzlerini gizleyerek bakıyorlar dünyaya. Kimi yaşmağıyla ağzını kapatmış, kimi gülerken yakalanmış, kimi büyük bir acı, büyük bir özlemle gözlerini bir yere dikmiş. Ama hepsi de gülüşleri ve acılarıyla yaşama sarılmışlar. Bütün Anadolu'da gezip gördüğü yerlerden hikayeler ve portreler derleyen Ertel, bu resimlerde coğrafyayla insan yüzleri arasındaki bağlantıyı da ortaya koyuyor. Bahar aylarında doğanın cömert güzelliği insanların yüzlerini de güzelleştirirken, yoksul yerlerdeki insanların yüzleri de ağaçlar ve dağlar gibi zayıf, kara ve ümitsiz. Biraz daha yaklaşsanız üzerlerindeki mayıs kokusunu duyuracak kadar canlı duran portler, acının ve umudun sesini de getiriyor. Resimleri, Anadolu'da çekilen çilenin bir yansıması olarak gördüğünü söyleyen Ertel, "Benim için de önemli olan emeğin ne çileli bir yorgunluk olduğunu göstermekti. Emeğin aynı derecede de önemli ve yüce bir değer olduğu bu insan yüzlerine bakarak anlayabiliriz" diyor. Resimlerde görülen her insanın ayrı ayrı hikayeleri olduğunu belirten Ertel, "O hikayeleri bilmek ben de başka türlü duygular da uyandırdı" belki resme bakanın da bu hikayeyi bir yerinden tutacağı hissi veren bir kadın yüzü, beyaz yaşmağı, yaşmağın boncuklu süsleriyle arkasındaki arı kovanlarının ve ormanın çoğalttığı gülüşüyle bize bakıyor.

Doğa ve insan "İnsan yüzlerindeki emeği göstermeye çalıştım" diyen Ertel, koşulsuz çalışmanın, toprağı bitip tükenmeden işlemenin ne büyük çilelere mal olduğunu da anlatıyor. Bu çile yalnız ekmek ve yalnız umut için çekiliyor. Ve bu resimlerde anlaşılıyor ki insanlar yaşlansa da güzel günlere duyulan umut yitirilmiyor. Ama öbür taraftan yaşamın ağırlığı ve yoksunluklar kadar geçen yılların izlerini de İrfan Ertel'in yaptığı insan yüzlerinde görmek mümkün. Unutulmaya terk edilmiş yaşlı insanların, ki kimisi 70'ini çoktan devirmiş, kimisi 80'den fazla kimisi de 90 gösterse de daha 50'nin başında, hepsinin gençlere doğru içtenlikle bakan gözlerinde bağışlama ve sitem var. Oysa 90'dan sonra Anadolu'da kaç köy ıssız kaldı, unutuldu yaşlılarla birlikte kimbilir. Ama bu unutulmanın öbür yanında güçlü doğayı da hissettiren Ertel'in, özellikle geniş gövdeleriyle hükümran duran ağaçları dikkat çekiyor. İnsana biraz da doğanın ağaçtaki emeğini duyuran Ertel, insan ve doğayı birbirinden koparmaya çalışmıyor. Pekçok kuşa yuva olan bu geniş ağaç gövdeleri de yine insanlar gibi yaşlı ve merhametli duruyor. Mayısta işçi resimleriyle birlikte Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde de sergilenecek olan bu çalışmalar şimdilik 25 Aralık'a dek Kadıköy'deki DMS Sanat Galerisi'nde izleyiciye açık. Ertel resimlerinde çilenin ve emeğin izini sürüyor, bunların karşılığıysa; acı, yoksulluk, umut ve bir parça ekmek.

Evrensel'i Takip Et