19 Şubat 2005 23:00
DİRENİŞ BİRLEŞİYOR
GÜNÜN YAZILARI
Polisin panzer ve biber gazı kullandığı acımasız saldırıya karşı canlarını siper eden SEKA işçileri ve eşleri, fabrikanın kapatılması kararı geri alınana kadar mücadele edeceklerini bildirdi. Hükümete ve Başbakan Tayyip Erdoğan'a lanet okuyan SEKA'lılar, tüm emekçilere ve eşlerine direnişe geçme çağrısında bulundu.
"Hükümetin Allah belasını versin" diyen işçi eşi Nebahat İkiz, eşlerinin yanında olacaklarını ve sonuna kadar direneceklerini vurguladı. "İşçi eşleri, kadınlar, kadın işçiler birlik olalım birlikte direnelim" çağrısını yapan İkiz, SEKA'yı kapattırmayacaklarını kaydetti.
Polisin biber gazıyla çocuklara ve kadınlara saldırdığını anlatan Saime Değirmenci, özelleştirilmek istenen fabrikaların direnişe geçmesi gerektiğini, kadınların da bu mücadeleye katılmasını istedi. Değirmenci kendilerine destek verilmesini istedi.
"Tayyip Yüce Divan'a" Yasemin Sayan ise saldırıya tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "SEKA'lılar onları İzmit'te bir daha gezdirmeyecek, kadınlara nasıl vurduklarının hesabını verecekler. Tayyip'i Yüce Divan'da yargılanırken görmek en büyük zevkim olacak. Bu fabrikaları kapatmak isteyenleri çocuklarıma kan davam gibi anlatacağım. Ben gidersem çocuklarım bu davayı sürdürecek." "Polisi saldırtan Tayyip'e yazıklar olsun" diyen Fatma Çağlar, "Tazminatlarımız hesabımıza yatmış. Biz ona bağışlıyoruz. Artık ne yapacaksa yapsın. Karısına elbise mi alır, uçak mı alır, yetmedi yat alsın. Biz üretmek istiyoruz" diye konuştu. Kapıdan almadıkları için tel örgüden atlayarak fabrikaya girdiklerini söyleyen Nebiye Biçkici, SEKA'yı kapattırmayacaklarını söyledi. "Gurur duyduk, bir avuç kadına kaç tane polis düşüyor. Bu bizim daha güçlü olduğumuzu gösteriyor" diyen Biçkici, AKP'ye oy verdiğine pişman. Hayatı boyunca ne annesinden ne de babasından dayak yemediğini ilk kez polisin el kaldırdığını kaydeden Hacer Erol "AB yolunda şiddet yoktu, bu işçiye, kadına uygulanan ne o zaman?" diye sordu.
AKP'ye siyaset yok! AKP'nin İzmit'te siyaset yapmasına izin vermeyeceklerini belirten 9 yıllık işçi Cengiz Gökçe, şunları söyledi: "Evimize gelip oy için yalvarıyorlardı. Şimdi copla vuruyorlar. Buraya polis de, jandarma da dikse bu fabrika üretmediği sürece çıkmayacağız." Ekmek mücadelesi verdiklerini belirten 15 yıllık işçi Halil Cebeci de saldırıyı kınadı.
ÜRETİM YAPILANA KADAR SEKA İzmit Fabrikası'nda eylemlerini sürdüren işçiler, geceyi, kapandıkları mekanik atölyesinde geçirdi. Battaniyelerle paletlerin üzerlerinde yatan işçiler, ailelerinin getirdiği yemekleri yediler. Selüloz-İş Sendikası Genel Başkanı Ergin Alşan, "Siyasi iktidar kapatma kararını kaldırana kadar bu fabrikayı terk etmiyoruz. Bu akşam geri çekildiler ama bundan sonra da bu saldırılara devam edecekler. Biz de üretimi başlatana kadar atölyeleri terk etmeyeceğiz" dedi. Genel Başkan Şardımcısı Halil Bahçeci de fabrika üretime geçene kadar mücadelede kararlı olduklarını söyledi. Öte yandan önceki gün gece geç saatlerde KESK Genel Başkanı Sami Evren, TÜMTİS Genel Başkan Sabri Topçu ve sendikaların Kocaeli şubeleri SEKA işçilerini ziyaret ederek destek verdi. Türkiye'nin her yanında sokağa çıkacaklarını söyleyen Sami Evren, Eğitim Sen'in ve SEKA'nın kapatılmasına izin vermeyeceklerini söyledi. . Emek Platformu Dönem Sözcüsü Mehmet Soğancı ve Tarım Orkam-Sen Başkanlar Kurulu yaptıkları yazılı açıklamayla SEKA'ya müdahaleyi kınadı. SDP Ankara İl Örgütü'nün çağrısı ile Yüksel Caddesi'nde basın açıklaması yapan gençler de yaptıkları eylemle "AKP SEKA'dan, Eğitim Sen'den elini çek" dediler.
EMEP'ten kınama Emeğin Partisi Genel Başkan Yardımcısı Memet Kılınçaslan yaptığı açıklamayla hükümetin işçilere yönelik saldırılarını kınadı. Hükümetin ekmeğine ve ülke kaynaklarına sahip çıkan SEKA ve TEKEL işçileri ile ailelerine saldırıya geçtiğini belirten Kılınçaslan, saldırı sırasında onlarca işçinin yaralandığını ve EMEP üyesi Gülsüm Mansur'un kolunun kırıldığını kaydetti. Yolsuzluklar ve istifalarla çalkalanan hükümetin hıncını işçilerden almaya çalıştığını vurgulayan Kılınçaslan, "Yolsuzlukların üzerine gitmek, halkın taleplerine kulak vermek yerine, patronların açılış davetlerine koşan ve hazırlanan kürsülerden işçileri ve emekçileri tehdit eden ve saldırı emri veren Başbakan giderek acizleşmektedir" dedi. KİT'leri peşkeş çekmek isteyen hükümetin, bunun önünde engel gördüğü işçi ve emekçileri ezmeye çalıştığını belirten Kılınçaslan, direnen SEKA işçilerinin bu ülkenin gerçek sahipleninin işçiler olduğunu hatırlattığını söyledi. Kılınçaslan, SEKA işçilerinin ve onlara destek için fabrikalarına kapanan TEKEL işçilerinin yürünecek yolu gösterdiğini bildirdi.
Mektup
Sevgili emekçi dostlarımız; SEKA'da gerçek direniş şimdi başladı. Diyeceksiniz ki bugüne kadar yaptığınız neydi? Elbette direnişti. Aradaki fark ise, hükümete göre bugünden itibaren işsiz olmamızdır. ÖİB Başkan Yardımcısı ve SEKA Yönetim Kurulu Başkanı çift devlet maaşlı İ. Destan SEKA resmen kapatılmıştır diyerek kamuoyuna bir açıklamada bulunmuştur. Bununla beraber AKP Hükümeti SEKA çalışanının kıdem tazminatlarını banka hesaplarına yatırmış, Emniyet Kuvvetleri SEKA'yı kuşatmış ve her an fiili kuvvet kullanarak direnişi bitirmek amacındadır. Fakat şunu unutmuş olmalılar; SEKA artık sadece İzmit değildir. SEKA artık Türkiye'dir. AKP Hükümeti sadece İzmit'i, İzmitli'yi değil, Tüm Türkiye'yi karşısına almıştır. SEKA'daki direnişe polisin müdahale edeceği anlarda Malatya TEKEL işçileri de AKP Hükümeti'ni protesto ederek "SEKA'ya destek olmak ve özelleştirmelere karşı çıkmak" adına kendilerini fabrikalarına kapatmışlardır. Yine aynı gün Tokat'ta TEKEL işçisi arkadaşlarımız anayolu trafiğe kapatarak SEKA lehine slogan atmışlar ve AKP Hükümeti'ni protesto etmişlerdir. İnanıyoruz ki bu hareketler tüm ülkeye yayılacak ve IMF'ye uşaklık yapan her kim olursa olsun, tarihin kirli ve karanlık sayfalarına gömüleceklerdir! Evet! SEKA'lı gerçek direnişe başlamıştır. Biz gücümüzü IMF'den ya da Dünya Bankası'ndan değil, onurlu ve örnek davamıza olan inancımızdan, bizleri attığımız her adımda sonuna kadar destekleyen eş ve çocuklarımızdan, bizlere desteklerini esirgemeyen kaderdaşımız değerli emekçi arkadaşlarımızdan, 14 Aralık 2004 tarihinden beri bizimle ağlayıp, gülen halkımızdan alıyoruz. Arkamızda, yanımızda bizleri destekleyen bu kadar büyük bir kitle varken, bizleri değil 3 bin 500 polisle, 35 bin polisle dahi ekmek teknemizden söküp atamayacaklardır. Bizler bu davaya birbirimize olan inancımız, güvencimiz, kardeşliğimize inanarak başladık. Kimler nasıl açıklama yaparsa yapsın bizleri asla ilgilendirmemektedir. SEKA'lı bugüne kadar bölünmemiştir, asla da bölünmeyecektir. Her zaman söyledik, usanmadan bir kez daha haykırıyoruz; "Ya hep beraber oluruz, ya da hep beraber ölürüz!" Kim nasıl anlamak isterse öyle anlasın... Hükümet edenler aldıkları bu adaletsiz kapatma kararını kaldırmadıkça SEKA'lı asla direnişini bitimeyecektir. Tek tek hepimizi öldürmeden fabrikamızdan asla çıkaramayacaklardır. "Gerçek direniş başladı" dememizin yeğane sebebi budur. 15 yaşından bu yana devletine vergisini veren, fabrikasında üreten, ülkesine hizmet eden biz SEKA'lılar için başka bir hayat ya da seçenek yoktur. Bizim için biçilen kefen artık kısa gelmektedir. Biçilen bu kefen tamamen yırtılıp yakılmadıkça direnişimiz asla bitmeyecektir. Değerli halkımız; Bizler, Atatürk'ün önderliğndeki atalarımızın dünyaya karşı verdiği Kurtuluş Savaşı'ndaki gibi inancımızı asla yitirmedik. Çünkü Türkiye'miz IMF ve Dünya Bankası'na karşı ikinci bir Kurtuluş Savaşı vermektedir düşüncesindeyiz. Bu nedenle sizler de bize olan desteğinizi esirgemeyin istiyoruz. Bizler belki atalarımız gibi az sayıda olabiliriz ama bizim her birimiz 70 milyonuz. Bu düşünceyle tekrar diyoruz ki; Atatürk'ün hediyesi olan SEKA halkındır, kapatılamaz ve asla da kapatılamayacaktır.
SEKA işçileri ve eşleri
"Tayyip Yüce Divan'a" Yasemin Sayan ise saldırıya tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "SEKA'lılar onları İzmit'te bir daha gezdirmeyecek, kadınlara nasıl vurduklarının hesabını verecekler. Tayyip'i Yüce Divan'da yargılanırken görmek en büyük zevkim olacak. Bu fabrikaları kapatmak isteyenleri çocuklarıma kan davam gibi anlatacağım. Ben gidersem çocuklarım bu davayı sürdürecek." "Polisi saldırtan Tayyip'e yazıklar olsun" diyen Fatma Çağlar, "Tazminatlarımız hesabımıza yatmış. Biz ona bağışlıyoruz. Artık ne yapacaksa yapsın. Karısına elbise mi alır, uçak mı alır, yetmedi yat alsın. Biz üretmek istiyoruz" diye konuştu. Kapıdan almadıkları için tel örgüden atlayarak fabrikaya girdiklerini söyleyen Nebiye Biçkici, SEKA'yı kapattırmayacaklarını söyledi. "Gurur duyduk, bir avuç kadına kaç tane polis düşüyor. Bu bizim daha güçlü olduğumuzu gösteriyor" diyen Biçkici, AKP'ye oy verdiğine pişman. Hayatı boyunca ne annesinden ne de babasından dayak yemediğini ilk kez polisin el kaldırdığını kaydeden Hacer Erol "AB yolunda şiddet yoktu, bu işçiye, kadına uygulanan ne o zaman?" diye sordu.
AKP'ye siyaset yok! AKP'nin İzmit'te siyaset yapmasına izin vermeyeceklerini belirten 9 yıllık işçi Cengiz Gökçe, şunları söyledi: "Evimize gelip oy için yalvarıyorlardı. Şimdi copla vuruyorlar. Buraya polis de, jandarma da dikse bu fabrika üretmediği sürece çıkmayacağız." Ekmek mücadelesi verdiklerini belirten 15 yıllık işçi Halil Cebeci de saldırıyı kınadı.
ÜRETİM YAPILANA KADAR SEKA İzmit Fabrikası'nda eylemlerini sürdüren işçiler, geceyi, kapandıkları mekanik atölyesinde geçirdi. Battaniyelerle paletlerin üzerlerinde yatan işçiler, ailelerinin getirdiği yemekleri yediler. Selüloz-İş Sendikası Genel Başkanı Ergin Alşan, "Siyasi iktidar kapatma kararını kaldırana kadar bu fabrikayı terk etmiyoruz. Bu akşam geri çekildiler ama bundan sonra da bu saldırılara devam edecekler. Biz de üretimi başlatana kadar atölyeleri terk etmeyeceğiz" dedi. Genel Başkan Şardımcısı Halil Bahçeci de fabrika üretime geçene kadar mücadelede kararlı olduklarını söyledi. Öte yandan önceki gün gece geç saatlerde KESK Genel Başkanı Sami Evren, TÜMTİS Genel Başkan Sabri Topçu ve sendikaların Kocaeli şubeleri SEKA işçilerini ziyaret ederek destek verdi. Türkiye'nin her yanında sokağa çıkacaklarını söyleyen Sami Evren, Eğitim Sen'in ve SEKA'nın kapatılmasına izin vermeyeceklerini söyledi. . Emek Platformu Dönem Sözcüsü Mehmet Soğancı ve Tarım Orkam-Sen Başkanlar Kurulu yaptıkları yazılı açıklamayla SEKA'ya müdahaleyi kınadı. SDP Ankara İl Örgütü'nün çağrısı ile Yüksel Caddesi'nde basın açıklaması yapan gençler de yaptıkları eylemle "AKP SEKA'dan, Eğitim Sen'den elini çek" dediler.
EMEP'ten kınama Emeğin Partisi Genel Başkan Yardımcısı Memet Kılınçaslan yaptığı açıklamayla hükümetin işçilere yönelik saldırılarını kınadı. Hükümetin ekmeğine ve ülke kaynaklarına sahip çıkan SEKA ve TEKEL işçileri ile ailelerine saldırıya geçtiğini belirten Kılınçaslan, saldırı sırasında onlarca işçinin yaralandığını ve EMEP üyesi Gülsüm Mansur'un kolunun kırıldığını kaydetti. Yolsuzluklar ve istifalarla çalkalanan hükümetin hıncını işçilerden almaya çalıştığını vurgulayan Kılınçaslan, "Yolsuzlukların üzerine gitmek, halkın taleplerine kulak vermek yerine, patronların açılış davetlerine koşan ve hazırlanan kürsülerden işçileri ve emekçileri tehdit eden ve saldırı emri veren Başbakan giderek acizleşmektedir" dedi. KİT'leri peşkeş çekmek isteyen hükümetin, bunun önünde engel gördüğü işçi ve emekçileri ezmeye çalıştığını belirten Kılınçaslan, direnen SEKA işçilerinin bu ülkenin gerçek sahipleninin işçiler olduğunu hatırlattığını söyledi. Kılınçaslan, SEKA işçilerinin ve onlara destek için fabrikalarına kapanan TEKEL işçilerinin yürünecek yolu gösterdiğini bildirdi.
Mektup
Sevgili emekçi dostlarımız; SEKA'da gerçek direniş şimdi başladı. Diyeceksiniz ki bugüne kadar yaptığınız neydi? Elbette direnişti. Aradaki fark ise, hükümete göre bugünden itibaren işsiz olmamızdır. ÖİB Başkan Yardımcısı ve SEKA Yönetim Kurulu Başkanı çift devlet maaşlı İ. Destan SEKA resmen kapatılmıştır diyerek kamuoyuna bir açıklamada bulunmuştur. Bununla beraber AKP Hükümeti SEKA çalışanının kıdem tazminatlarını banka hesaplarına yatırmış, Emniyet Kuvvetleri SEKA'yı kuşatmış ve her an fiili kuvvet kullanarak direnişi bitirmek amacındadır. Fakat şunu unutmuş olmalılar; SEKA artık sadece İzmit değildir. SEKA artık Türkiye'dir. AKP Hükümeti sadece İzmit'i, İzmitli'yi değil, Tüm Türkiye'yi karşısına almıştır. SEKA'daki direnişe polisin müdahale edeceği anlarda Malatya TEKEL işçileri de AKP Hükümeti'ni protesto ederek "SEKA'ya destek olmak ve özelleştirmelere karşı çıkmak" adına kendilerini fabrikalarına kapatmışlardır. Yine aynı gün Tokat'ta TEKEL işçisi arkadaşlarımız anayolu trafiğe kapatarak SEKA lehine slogan atmışlar ve AKP Hükümeti'ni protesto etmişlerdir. İnanıyoruz ki bu hareketler tüm ülkeye yayılacak ve IMF'ye uşaklık yapan her kim olursa olsun, tarihin kirli ve karanlık sayfalarına gömüleceklerdir! Evet! SEKA'lı gerçek direnişe başlamıştır. Biz gücümüzü IMF'den ya da Dünya Bankası'ndan değil, onurlu ve örnek davamıza olan inancımızdan, bizleri attığımız her adımda sonuna kadar destekleyen eş ve çocuklarımızdan, bizlere desteklerini esirgemeyen kaderdaşımız değerli emekçi arkadaşlarımızdan, 14 Aralık 2004 tarihinden beri bizimle ağlayıp, gülen halkımızdan alıyoruz. Arkamızda, yanımızda bizleri destekleyen bu kadar büyük bir kitle varken, bizleri değil 3 bin 500 polisle, 35 bin polisle dahi ekmek teknemizden söküp atamayacaklardır. Bizler bu davaya birbirimize olan inancımız, güvencimiz, kardeşliğimize inanarak başladık. Kimler nasıl açıklama yaparsa yapsın bizleri asla ilgilendirmemektedir. SEKA'lı bugüne kadar bölünmemiştir, asla da bölünmeyecektir. Her zaman söyledik, usanmadan bir kez daha haykırıyoruz; "Ya hep beraber oluruz, ya da hep beraber ölürüz!" Kim nasıl anlamak isterse öyle anlasın... Hükümet edenler aldıkları bu adaletsiz kapatma kararını kaldırmadıkça SEKA'lı asla direnişini bitimeyecektir. Tek tek hepimizi öldürmeden fabrikamızdan asla çıkaramayacaklardır. "Gerçek direniş başladı" dememizin yeğane sebebi budur. 15 yaşından bu yana devletine vergisini veren, fabrikasında üreten, ülkesine hizmet eden biz SEKA'lılar için başka bir hayat ya da seçenek yoktur. Bizim için biçilen kefen artık kısa gelmektedir. Biçilen bu kefen tamamen yırtılıp yakılmadıkça direnişimiz asla bitmeyecektir. Değerli halkımız; Bizler, Atatürk'ün önderliğndeki atalarımızın dünyaya karşı verdiği Kurtuluş Savaşı'ndaki gibi inancımızı asla yitirmedik. Çünkü Türkiye'miz IMF ve Dünya Bankası'na karşı ikinci bir Kurtuluş Savaşı vermektedir düşüncesindeyiz. Bu nedenle sizler de bize olan desteğinizi esirgemeyin istiyoruz. Bizler belki atalarımız gibi az sayıda olabiliriz ama bizim her birimiz 70 milyonuz. Bu düşünceyle tekrar diyoruz ki; Atatürk'ün hediyesi olan SEKA halkındır, kapatılamaz ve asla da kapatılamayacaktır.
SEKA işçileri ve eşleri
Evrensel'i Takip Et