9 Şubat 2005 23:00
Filistinliler temkinli
GÜNÜN YAZILARI
Mısır'da yapılan İsrail-Filistin zirvesinden çıkan sonuçlar Filistinlileri tatmin etmedi. Sadece 'güvenliğin' konuşulduğunu, mültecilerin dönüş hakkı ve ırkçı duvar gibi konularda adım atılmadığını söyleyen Filistinliler; hayal kırıklığı yaşadıklarını ama tüm kuşkularına rağmen iyimserliklerini koruduklarını belirttiler.
İşgal altındaki Gazze Şeridi'nde yaşayan birçok Filistinli bu zirveden beklentileri olmadığını söyledi. Nahla el Natun, "Eski tas eski hamam" sözü ile düşüncelerini özetleyerek "Birçok zirve geldi geçti, hiçbirinden geriye bir şey kalmadı. Çözüm için bir program oluşturulmazsa bu zirve de işe yaramayacak" dedi. Şimdiye kadar yapılan tüm anlaşmaların sadece İsrail'e yaradığını söyleyen Natun "İsrail anlaşmalarla, zirvelerle dünyayı ve bizleri oyalayarak zaman kazandı. Geçmişte yapılan zirvelerde de birçok karar alındı, ama İsrail dünyanın gözü önünde bu kararları hiçe saydı" dedi.
Tek başına güvenlik anlamsız Bazı Filistinliler ise iyimserliklerini koruyarak yıl sonuna kadar şiddetin durdurulacağı sözünün verilmesinin önemli olduğunu belirtiyorlar. Filistinliler; bunun tek başına sorunun çözülmesi için yeterli olmadığını ama harap olmuş Filistin'in yaralarını sarması için kendilerine zaman kazandıracağını söylüyorlar. Hisham el Nabulsi, "Şu an için iyi bir karar. İnsanlar yoruldular. Ayrıca Filistin halkının büyük bölümü çok yoksul, açlık sınırının altında yaşayan binlerce kişi var. Bu zirvede güvenlik konuşuldu. Politik konular konuşulmadı. Ama yine de olumlu bir adım" dedi. Barış için umutlu olduğunu söyleyen Nabulsi "Şaron Gazze'yi işgal altında tutmakla ilgilenmiyor. Onun amacı Ortadoğu'yu kendi ekonomik çıkarları etrafında şekillendirmek" değerlendirmesini yaptı. Naime el Araj ise artık zirve istemediklerini, tutukluların serbest bırakılmasını, mültecilerin geri dönüş haklarının verilmesini istediklerini söyleyerek "Kocam işsiz, yedi çocuğum var ve akşama onlara yedirecek bir şeyim yok" dedi.
Tutuklu aileleri kızgın İsrail cezaevlerindeki Filistinlilerin aileleri, umutlu. Ancak ailelerin ortak görüşü; binlerce Filistinli hücrelerde tutulduğu sürece barışın sağlanamayacağı. İki oğlu İsrail askerleri tarafından öldürülen ve bir oğlu da 2002 yılından beri cezaevinde bulunan Nidal el Sarfiti, "Zirvenin ardından somut adım bekliyoruz. Ama Şaron, eli kana bulaşmış tutukluları serbest bırakmayacağını söylüyor. Hem de kendisinin iki elinden de kan damlarken... Ona güvenmiyoruz. İsrail anlaşmalar imzalıyor ve sonra bunları çiğniyor" dedi. Filistinliler genel olarak zirvede, mültecilerin dönüş hakkı, Kudüs'ün statüsü, yasadışı yerleşimler, ırkçı duvar konularının gündeme gelmemesinden rahatsız. Hamis Allavi isimli market sahibi de, Filistinlilerin gerçek talepleri konusunda somut adımlar atılmadığı sürece ilerleme sağlanamayacağını söyledi ve "Eğer gerçekten barış istiyorlarsa bütün şehirlerimizden çekilsinler" dedi.
Şaron'a protesto Diğer yandan zirve için Mısır'a giden İsrail Başbakanı Ariel Şaron, ilk kez geldiği bu ülkede protestolarla karşılandı. Birçok üniversitede öğrenciler eylemler yaparken, Gazeteciler Sendikası, zirveyi izlemelerine izin verilmediği için Kahire'de iki saatlık oturma eylemi düzenledi. Öğrenci eylemlerinde ABD ve İsrail karşıtı sloganlar atılarak İsrail bayrakları yakıldı. İskenderiye Üniveristesi'nde, binlerce polis okula yığılmasına rağmen öğrenciler protestolarını gerçekleştirdi. Eylemlerde yapılan konuşmalarda "elinde Arap kanı olan Şaron'un Mısır'a girmesinden duyulan rahatsızlık" dile getirilirken, muhalif gazeteler de Şaron'un Mısır'ı kirlettiği yorumları yaptılar. Eylemlerde, Şaron'un 1982'deki Sabra-Şatilla katliamından sorumlu olduğu da hatırlatıldı.
Hükümetten ateşkes kararına destek Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Mısır'da gerçekleşen İsrail-Filistin zirvesini değerlendirdi. İyimser bir tablo çizen Gül, ''taraflar arasındaki anlaşmanın yol haritası doğrultusunda ilerlemesi için Türkiye, aktif katkıda bulunmaya hazır. Umut verici ortamın ilk somut adımı atıldı. Ortak bir güvenlik işbirliğinin kurulması, İsrail'in Filistin kentlerinden çekilmesi ve bir grup Filistinli mahkûmu serbest bırakması. Sadece taraflara değil tüm uluslara önemli görevler düşmektedir" dedi. Türkiye'nin bu karara desteği konusunda İsrail Başbakanı Şaron ile Filistin Dişişleri Bakanı Nebil Şaat ile görüştüğünü belirten Gül, Filistin tarafına yüklenerek, "Filistin'de güvenlik reformu bir an gerçekleşmeli. Güvenliğin tek çatı altında toplanması gerekiyor" dedi. Gül, Filistin güvenlik güçleri için Türkiye'de 25 bin üniformanın hazırlandığını belirtti. Bu arada, ateşkes kararının ardından, İsrail hükümeti, ilk olarak salıverilmesi kararlaştırılan 500 Filistinli tutuklunun durumunu ele alacak. Filistin ve İsrail heyetleri, konuyla ilgili bir ortak komite kurmaya karar verdi.
ABD'ye İsrail askeri üssü 'Palestine Information Center' isimli internet sitesi, İsrail'in Negev çölündeki Zelem askeri üssünü Amerika'ya kiralamaya hazırlandığını bildirdi. Bu kiralama anlaşmasının iki ülke arasındaki askeri işbirliğinin genişletilmesi hazırlığının ilk işareti olduğu belirtildi. Kiralama ile birlikte Amerika ve İsrail arasındaki gizli askeri ilişkilerin de ortaya çıktığı dile getirilerek, Zelem askeri üssünün genellikle İsrail özel birliklerinin eğitimi için kullanıldığı ifade edildi. Bu özel birliklerin 'kentlerde ve nüfusun yoğun olduğu alanlarda savaşma eğitimi' aldığı açıklandı. Üssün, Irak'ta şehir gerillası ile karşı karşıya olan Amerikalılar tarafından benzer şekilde eğitim merkezi olarak kullanılacağı tahmin ediliyor.
Tek başına güvenlik anlamsız Bazı Filistinliler ise iyimserliklerini koruyarak yıl sonuna kadar şiddetin durdurulacağı sözünün verilmesinin önemli olduğunu belirtiyorlar. Filistinliler; bunun tek başına sorunun çözülmesi için yeterli olmadığını ama harap olmuş Filistin'in yaralarını sarması için kendilerine zaman kazandıracağını söylüyorlar. Hisham el Nabulsi, "Şu an için iyi bir karar. İnsanlar yoruldular. Ayrıca Filistin halkının büyük bölümü çok yoksul, açlık sınırının altında yaşayan binlerce kişi var. Bu zirvede güvenlik konuşuldu. Politik konular konuşulmadı. Ama yine de olumlu bir adım" dedi. Barış için umutlu olduğunu söyleyen Nabulsi "Şaron Gazze'yi işgal altında tutmakla ilgilenmiyor. Onun amacı Ortadoğu'yu kendi ekonomik çıkarları etrafında şekillendirmek" değerlendirmesini yaptı. Naime el Araj ise artık zirve istemediklerini, tutukluların serbest bırakılmasını, mültecilerin geri dönüş haklarının verilmesini istediklerini söyleyerek "Kocam işsiz, yedi çocuğum var ve akşama onlara yedirecek bir şeyim yok" dedi.
Tutuklu aileleri kızgın İsrail cezaevlerindeki Filistinlilerin aileleri, umutlu. Ancak ailelerin ortak görüşü; binlerce Filistinli hücrelerde tutulduğu sürece barışın sağlanamayacağı. İki oğlu İsrail askerleri tarafından öldürülen ve bir oğlu da 2002 yılından beri cezaevinde bulunan Nidal el Sarfiti, "Zirvenin ardından somut adım bekliyoruz. Ama Şaron, eli kana bulaşmış tutukluları serbest bırakmayacağını söylüyor. Hem de kendisinin iki elinden de kan damlarken... Ona güvenmiyoruz. İsrail anlaşmalar imzalıyor ve sonra bunları çiğniyor" dedi. Filistinliler genel olarak zirvede, mültecilerin dönüş hakkı, Kudüs'ün statüsü, yasadışı yerleşimler, ırkçı duvar konularının gündeme gelmemesinden rahatsız. Hamis Allavi isimli market sahibi de, Filistinlilerin gerçek talepleri konusunda somut adımlar atılmadığı sürece ilerleme sağlanamayacağını söyledi ve "Eğer gerçekten barış istiyorlarsa bütün şehirlerimizden çekilsinler" dedi.
Şaron'a protesto Diğer yandan zirve için Mısır'a giden İsrail Başbakanı Ariel Şaron, ilk kez geldiği bu ülkede protestolarla karşılandı. Birçok üniversitede öğrenciler eylemler yaparken, Gazeteciler Sendikası, zirveyi izlemelerine izin verilmediği için Kahire'de iki saatlık oturma eylemi düzenledi. Öğrenci eylemlerinde ABD ve İsrail karşıtı sloganlar atılarak İsrail bayrakları yakıldı. İskenderiye Üniveristesi'nde, binlerce polis okula yığılmasına rağmen öğrenciler protestolarını gerçekleştirdi. Eylemlerde yapılan konuşmalarda "elinde Arap kanı olan Şaron'un Mısır'a girmesinden duyulan rahatsızlık" dile getirilirken, muhalif gazeteler de Şaron'un Mısır'ı kirlettiği yorumları yaptılar. Eylemlerde, Şaron'un 1982'deki Sabra-Şatilla katliamından sorumlu olduğu da hatırlatıldı.
Hükümetten ateşkes kararına destek Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Mısır'da gerçekleşen İsrail-Filistin zirvesini değerlendirdi. İyimser bir tablo çizen Gül, ''taraflar arasındaki anlaşmanın yol haritası doğrultusunda ilerlemesi için Türkiye, aktif katkıda bulunmaya hazır. Umut verici ortamın ilk somut adımı atıldı. Ortak bir güvenlik işbirliğinin kurulması, İsrail'in Filistin kentlerinden çekilmesi ve bir grup Filistinli mahkûmu serbest bırakması. Sadece taraflara değil tüm uluslara önemli görevler düşmektedir" dedi. Türkiye'nin bu karara desteği konusunda İsrail Başbakanı Şaron ile Filistin Dişişleri Bakanı Nebil Şaat ile görüştüğünü belirten Gül, Filistin tarafına yüklenerek, "Filistin'de güvenlik reformu bir an gerçekleşmeli. Güvenliğin tek çatı altında toplanması gerekiyor" dedi. Gül, Filistin güvenlik güçleri için Türkiye'de 25 bin üniformanın hazırlandığını belirtti. Bu arada, ateşkes kararının ardından, İsrail hükümeti, ilk olarak salıverilmesi kararlaştırılan 500 Filistinli tutuklunun durumunu ele alacak. Filistin ve İsrail heyetleri, konuyla ilgili bir ortak komite kurmaya karar verdi.
ABD'ye İsrail askeri üssü 'Palestine Information Center' isimli internet sitesi, İsrail'in Negev çölündeki Zelem askeri üssünü Amerika'ya kiralamaya hazırlandığını bildirdi. Bu kiralama anlaşmasının iki ülke arasındaki askeri işbirliğinin genişletilmesi hazırlığının ilk işareti olduğu belirtildi. Kiralama ile birlikte Amerika ve İsrail arasındaki gizli askeri ilişkilerin de ortaya çıktığı dile getirilerek, Zelem askeri üssünün genellikle İsrail özel birliklerinin eğitimi için kullanıldığı ifade edildi. Bu özel birliklerin 'kentlerde ve nüfusun yoğun olduğu alanlarda savaşma eğitimi' aldığı açıklandı. Üssün, Irak'ta şehir gerillası ile karşı karşıya olan Amerikalılar tarafından benzer şekilde eğitim merkezi olarak kullanılacağı tahmin ediliyor.
Evrensel'i Takip Et