Almanya'da vize skandalı

Almanya'nın Doğu Avrupa ülkeleri ve Rusya'da bulunan konsolosluklarında rüşvet karşılığında vize verildiğinin ortaya çıkması, Federal Parlamento Alt Komisyonu'nda önceki gün ele alınmaya başlandı. CDU/CSU, rüşvet karşılığında vize verilmesinin ortaya çıkarılmasını isterken hükümet partileri SPD ve Yeşiller, rüşvet politikasının 1998 öncesine dayandığını söyleyerek soruşturmanın kapsamının genişletilmesini istediler. Basına yansıyan bilgilere göre, Almanya'nın Moskova, Kiev, Tiran ve Priştina temsilciliklerinde rüşvet karşılığında verilen vizeler sayesinde kriminal ve fuhuş olaylarına karışan insanların Almanya'ya getirildiği belirtiliyor. CDU/CSU tarafından gündeme getirilen rüşvet karşılığında vize verilmesiyle ilgili 48 somut olayın olduğu ifade ediliyor. Muhalefet partileri, hükümetin izlediği politikalarda uluslararası vize kriterlerini ihlal ettiğini ileri sürüyor.

Dışişleri Bakanlığı kabul etmedi Rüşvetle vize konusunda bir açıklama yapan Federal Dışişleri Bakanlığı, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti. Bakanlık Sözcüsü Walter Lindner, konunun genelleştirilmesinin yanlış olduğunu söyledi. Lindner, söz konusu ülkelerde yaşanan rüşvet olaylarının tekil olduğunu da ileri sürdü. Lindner yaptığı açıklamada, dünya çapındaki 190 Alman büyükelçiliğinde yılda 3 milyon vize başvurusu olduğunu, kaçakçıların ise sürekli yeni yöntemlerle kolay vize almaya çalıştıklarını belirterek, gelenler arasında bazılarının usulsüz gelmiş olabileceğini kabul etti.

Dolaylı kabul Konuyu gündeme getiren CDU/CSU ise, rüşvetle vize vermenin sistematik olduğunu ileri sürerek, 2000-2002 yılları arasında Kiev'deki Alman Konsolosluğu'nda yaşananları örnek olarak gösterdi. İddiaya göre Kiev'den Almanya'ya gelmek üzere vize başvurusunda bulunan birçok kişiye "Seyahat Koruma Kimliği" adı altında seyahat belgesi verildiği, ayrıca bu kişilere gerekli teminatları göstermemelerine karşın kolayca vize verildiği ileri sürüldü. Muhalefet partileri "Seyahat Koruma Kimliği"nin Mart 2003'ten itibaren dünya çapında kaldırıldığını hatırlattı. Köln ve Memmingen'de görülen iki ayrı insan taciri davasında, vizenin suiistimal edilmesinde hükümetin de yardımcı olduğu açık olarak belirtiliyor. Fischer komisyona ifade verecek mi? Rüşvet yoluyla verilen vizeleri araştırmak üzere kurulan komisyonun başkanı, CSU'lu Hans-Peter Uhl, "Hükümeti, Federal Kriminal Dairesi tarafından insan kaçakçılığı konusunda yaptığı uyarıları ciddiye almadığı için uyarıyoruz" dedi. CDU'lu komisyon üyesi Jürgen Gehb ise, rüşvetle vize verilmesinde Federal İçişleri Bakanı Joschka Fischer'in de sorumluluğunun olduğunu ifade ederek, ilerleyen zaman içerisinde Fischer'i komisyona ifade vermek için çağırabileceklerini söyledi. Vize skandalında ayrıca, Dışişleri Bakanı eski Müsteşarı Ludger Volmer'in de parmağının olduğu ileri sürülüyor. Muhalefet partileri, "politik nedenlerden ötürü sınırların açıldığı"nı da öne sürüyorlar.