16 Ocak 2005 23:00
EMEP'ten direnişteki işçilere ziyaret
Emeğin Partisi (EMEP), TÜMTİS'e üye oldukları için işten atılan İzmir Ambalaj işçilerini ziyaret ederek Kurban Bayramı öncesinde erzak yardımında bulundu.
"Yaşasın sınıf dayanışması", "İzmir Ambalaj işçisi yalnız değildir", sloganları atılan ziyaret sırasında konuşan TÜMTİS İstanbul Şube Başkanı Ali Rıza Atik, işçilerin tek suçlarının sendikaya üye olmak, insanca yaşanabilir bir ücret istemeleri olduğunu söyledi. Direniş sürecinde dayanışma ziyaretlerinin eksikliğine değinen Atik, EMEP'in 118 gündür sürekli işçilerin yanında olduğunu, daha önce de işçilere kömür dağıttığını, direniş başladığı günden beri yemek getirdiğini belirterek teşekkür etti.
EMEP İstanbul İl Yöneticisi Metin İlgün ise, işçilerin sürdürdüğü onurlu direnişin Türkiye işçi sınıfının ve emekçilerin önümüzdeki süreçte neler yapabileceğini gösterdiğini söyledi. "Burada sendikal örgütlenme mücadelesini sürdüren siz ve sendikanız TÜMTİS örnek bir tutum sürdürüyorsunuz. Sizin buradaki direnişiniz sadece ambalaj işçisinin kazanması direnişi değildir, bütün sermayeye karşı direniştir" diyen İlgün, işçilerin yanında olmaya devam edeceklerini belirtti. İlgün, TÜMTİS'in aynı zamanda Türk-İş'in üyesi olduğunu fakat Türk-İş Başkanı Salih Kılıç'ın direnişteki işçileri ziyaret etmek yerine Başbakan ve patron takımıyla Rusya'ya ziyaret yapmayı tercih ettiğini söyledi. EMEP'in direniş başladığı günden itibaren gösterdiği destek için teşekkür eden TÜMTİS Genel Eğitim Sekreteri Gürel Yılmaz da, "Tabii gönül isterdi ki bu mücadeleyi kazanmak için sürdürdüğümüz inat bütün emek örgütleri, sendikalar tarafından ortaklaştırılsın ve emek örgütlerinin ziyaret ettiği, mücadelenin kazanılması için katkı koyduğu bir mücadele mevzisi olsun" diye konuştu.
Savaş hurdalarına inceleme İskenderun'daki demir-çelik fabrikasında işlenen savaş hurdaları incelemeye alındı. Çevre ve Orman Bakanlığı, Hatay'ın İskenderun ilçesindeki demir-çelik fabrikalarında işlenen savaş hurdalarının çevreye ve insan sağlığına zarar verdiği yönündeki suç duyurusu üzerine inceleme başlattı. İskenderun'daki günlük Körfez gazetesinin imtiyaz sahibi Erdal Yılmaz'ın Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı suç duyurusu üzerine Çevre ve Orman Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı, inceleme yapmak üzere ilçeye müfettiş gönderdi. Bakanlık müfettişinin İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Sağlık Grup Başkanlığı, Sarıseki ve Azganlık belde belediyeleri ve demir çelik fabrikaları ile görüşmeler yapacağı, daha sonra da raporunu hazırlayacağı bildirildi.
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Bulgar ev işçileri sendikalaşma yolunda Onur Bakır Bulgaristan'da 500 bine yakın ev işçisi bulunuyor. Sosyalizmin tasfiyesinin ardından pazar ekonomisine geçilmesiyle ev-eksenli çalışmanın hızla yaygınlaştığı Bulgaristan'ın Petrich bölgesindeki ev işçileri sendikalaşma yolunda ilerliyor. Ev-Eksenli Çalışanlar Örgütü (KALOIAN) Temsilcisi Rozalina İvanova, gazetemize kapitalizme geçişin yarattığı çöküntüyü, ev-eksenli çalışmanın Bulgaristan'da nasıl ortaya çıktığını, ev işçilerinin "işçi olarak tanınma ve sendikalaşma" mücadelesini anlattı. Sosyalizmden kapitalizme geçiş Petrich'e nasıl yansıdı? 650 bin hektarlık bir alanı kapsayan Petrich bölgesi, Bulgaristan'ın güneybatısındaki en büyük bölgedir. Bölge iki anayolun; Yunanistan sınırındaki Sofya'dan Kulata'ya uzanan yolla, Petrich'ten Zlatarevo ve Makedonya'ya doğru giden yolun arasında yer alıyor. Yunanistan ve Makedonya'ya yakınlığı, uluslararası ticareti teşvik eden sınırlar arası işbirliği projeleri yerel altyapının gelişmesine yol açtı. Sosyalist dönemde, bölgede çok sayıda büyük fabrika ve işletme vardı. Petrich'te özellikle elektronik eşya, televizyon parçaları, termostat, giyim eşyası ve ayakkabıda yoğunlaşan üretim hem yerel, ulusal pazar için, hem de Avrupa'ya ihraç edilmek üzere gerçekleştiriliyordu. Sosyalist dönemde, kırsal alanda dahil olmak üzere çok sayıda istihdam olanakları vardı. Petrich, milyonlarca kişinin taze ve işlenmiş meyve, sebze ve tütün ihtiyaçlarını karşılayabilme potansiyeline sahipti. Sanayi ve tarımda çalışma saatleri haftada 5 gün, günde 8 saat olmak üzere düzenlenmişti. İşçilerin 300 ila 600 Leva arasında değişen aylık ücretleri ve düzenli iş sözleşmeleri vardı. Herkes, sosyal güvenlik ve emeklilikten yararlanma, ücretli tatil, hastalık ve ölüm ücreti ve izni hakkına sahipti. Siyasi değişimler, ekonomik ve finansal bir krize yol açtı. Kamuya ait birçok işletme özelleştirildi, ya çok düşük fiyatlara satıldı ya da basitçe tahrip edildi. Tarım kooperatifleri de parçalandı ve dağıtıldı. Petrich'te ev-eksenli çalışma nasıl ortaya çıktı? Özelleştirmelerin ardından, Yunan ve İtalyan şirketleri için iş yapan Yunan ve İtalyan taşeronlar, büyük şirketlerden makinalar alarak dikiş fabrikaları ve atölyeler açtılar. Bu, kitlesel işsizliğe ve işçilerin haklarına gösterilen saygıda, çalışma ve ödeme koşullarında köklü değişikliklere yol açtı. Bugün fabrika ve atölyelerde işçiler, haftada 7 gün, günde 10 ila 16 saat arasında (20 saate kadar da çıkabiliyor) çalışıyor ve ayda 120 ila 220 Leva arasında değişen bir ücret alıyorlar. İşyerlerinin çoğunda hiçbir sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı bulunmuyor, bu hakların bulunduğu işyerlerinde de hesaplamalar asgari ücret üzerinden yapılıyor. Artık meyve ve sebze üretimi için kesin bir pazar olanağı ve tütün yetiştirme ve pazarlama sistemi bulunmuyor. Küçük atölyelerin ve yurtdışından gelen taşeronların sayısındaki artışla, Petrich'te yeni bir çalışma biçimi ortaya çıktı: Ev-eksenli çalışma. Petrich'te ev-eksenli çalışmanın da dört biçimi bulunuyor: Ayakkabıların üst parçalarını dikme, elbiselerin üzerine sedef ve süs işleme, el ve hediye çantaları dikme ve fabrikada dikilen elbiselerin üzerindeki gevşek iplikleri sıkıştırma. Çalışma koşulları ve ücretler ne durumda? İş taşeronlar tarafından veriliyor ve genellikle köylerde ve kentlerde düzenli bir iş bulamayan ve küçük çocukları olan kadınlar ya da düzenli bir işi olduğu halde hiç ücret almayan ya da ücretini tam olarak alamayan, yaşamını sürdürmek için de ek bir işe ihtiyaç duyan kadınlar tarafından yapılıyor. Ev işçileri kendi işlerini atölyeden ya da fabrikadan almak, işi son teslim tarihinden önce bitirmek ve biten işi taşerona vermek zorundalar. Örneğin ayakkabıların üst parçalarını diken kadınlar işi akşam 5'te alıp, ertesi sabah saat 10'a kadar bitirerek teslim ediyorlar. Geç kalmak ya da kalitesiz iş yapmanın yaptırımları da oldukça sert. Ev-eksenli çalışanların ciddi problemleri var. Ücretler düşük, ancak günde 12 ila 16 saat arasında çalışırlarsa, asgari ücret olan 120 Leva'yı kazanabiliyorlar. Haklardan bahsetmek bile oldukça güç. Örneğin, bir kişinin bir gecede bitirmesi gereken ayakkabı sayısı 10'sa ve taşeron bir kadına 15 çift ayakkabı veriyorsa, o kadının bu işi reddetmesi oldukça zor. Reddetmesi durumunda, taşeron da bir daha o kadına iş vermeyi reddedecektir. Ev işçilerinin sosyal güvenlik hakkı yok ve çoğu zaman aynı işi yapan ev işçileri farklı ücretlendiriliyorlar. Genellikle köylerdeki kadınların ücreti, kentlerdeki kadınların ücretinden daha düşük. Taşeron, kadınların her zaman çalışmaya hazır olmasını istiyor. Taşeron bir sipariş aldığında, kadınların çalışmasını bekliyor. Eğer taşeron herhangi bir sipariş almazsa, kadınlar da iş alamıyor ve dolayısıyla gelir elde edemiyor. Bir başka büyük problem de taşeronların kadınlara insan değillermiş gibi davranması. Taşeronlar kadınları, isimleriyle değil numaralarıyla biliyor. Hükümetin son yaptığı araştırmaya göre 6.5 milyonluk çalışabilir işgücüne sahip olan Bulgaristan'da ev işçilerinin sayısı 500 bin. Biz, Petrich'te 5 bin dolayında ev işçisi olduğunu tahmin ediyoruz. Ev işçilerinin yanısıra, şu an itibariyle Bulgaristan'da özellikle tekstil ve ayakkabı sektöründe küçük fason iş yapan atölyelerde binlerce kadın çalışıyor. Örneğin sadece Petrich şehrinde kayıtdışı 54 atölye bulunuyor. Ev-işçilerinin örgütlenme çalışmaları nasıl başladı? Geçtiğimiz yıllarda Yunanlı taşeron önceden hiçbir uyarı yapmaksızın ücretleri 7 Leva'dan 5 Leva'ya düşürdü. Bunun üzerine ev işçilerinin yarısı başka iş almama kararı verdi. Bu karar taşeronu gerçekten endişelendirdi. İnsanlar ondan bir daha iş almayı reddettiler. Ev işçilerinin yarısı işlerini bitirmediği için taşeron da işi zamanında yollayamadı. Taşeron kamyonu dolduramadığından Yunanistan'a hiçbir şey gönderilmedi. Bu yüzden taşeron ücretleri yeniden 7 Leva'ya yükseltmek zorunda kaldı ve ev işçileri de onunla çalışmaya devam etmeyi kabul ettiler. Bu olay ev işçilerinin örgütlenmesinin ilk adımı oldu. Bizim temel amacımız büyük. Örgütümüz KALOIAN, haklarımızı korumak için Petrich'te sağlam bir örgüt kurmaya çalışıyor. Bu örgüt diğer bölgelerdeki ev-işçileriyle ve dünyanın dört bir yanından benzeri örgütlerle bağlantı içinde. Ulusal mevzuatınızda işçi olarak tanınıyor musunuz? Hayır, henüz işçi olarak tanınmış değiliz. Çalışma Bakanlığı ile görüşmeler sürüyor, şimdiden 5 toplantı yapıldı. İlk toplantıda bize "Siz de kimsiniz? Ev işçisi ne demektir? Ev-işçileri diye bir şey yoktur" diyorlardı, ancak yavaş yavaş bizi tanımaya başladılar ve son toplantıda bir oydaşma sağladık. İş Yasası'na ev-eksenli işçilerin tanındığına dair bir ekleme yapılacak. Şimdi bunun formülü üzerinde çalışılıyor.
KALOIAN nasıl bir örgüt? Bir demokratik kitle örgütü. Sendika kurmak nihai amacımız. Bulgaristan'da bir sendika kurmak için en az 10 bin üyeye sahip olmanız gerekiyor. Örgütlenmeye devam ediyoruz ve 10 bin imza toplamaya çalışıyoruz. Ancak işçi olarak tanındıktan sonra bir sendika kurabilecek ve haklarımız için mücadele edebileceğiz. İşçi olarak tanınmak, sendikalaşmak, emeklilik ve sağlık sigortası ve bir asgari ücret öncelikli taleplerimiz. Biz yerel bir örgütüz ancak Bulgaristan'ın diğer yerlerindeki ev-eksenli işçiler tarafından da destekleniyoruz.
Savaş hurdalarına inceleme İskenderun'daki demir-çelik fabrikasında işlenen savaş hurdaları incelemeye alındı. Çevre ve Orman Bakanlığı, Hatay'ın İskenderun ilçesindeki demir-çelik fabrikalarında işlenen savaş hurdalarının çevreye ve insan sağlığına zarar verdiği yönündeki suç duyurusu üzerine inceleme başlattı. İskenderun'daki günlük Körfez gazetesinin imtiyaz sahibi Erdal Yılmaz'ın Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı suç duyurusu üzerine Çevre ve Orman Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı, inceleme yapmak üzere ilçeye müfettiş gönderdi. Bakanlık müfettişinin İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Sağlık Grup Başkanlığı, Sarıseki ve Azganlık belde belediyeleri ve demir çelik fabrikaları ile görüşmeler yapacağı, daha sonra da raporunu hazırlayacağı bildirildi.
src=/resim/b1.gif width=5>



Bulgar ev işçileri sendikalaşma yolunda Onur Bakır Bulgaristan'da 500 bine yakın ev işçisi bulunuyor. Sosyalizmin tasfiyesinin ardından pazar ekonomisine geçilmesiyle ev-eksenli çalışmanın hızla yaygınlaştığı Bulgaristan'ın Petrich bölgesindeki ev işçileri sendikalaşma yolunda ilerliyor. Ev-Eksenli Çalışanlar Örgütü (KALOIAN) Temsilcisi Rozalina İvanova, gazetemize kapitalizme geçişin yarattığı çöküntüyü, ev-eksenli çalışmanın Bulgaristan'da nasıl ortaya çıktığını, ev işçilerinin "işçi olarak tanınma ve sendikalaşma" mücadelesini anlattı. Sosyalizmden kapitalizme geçiş Petrich'e nasıl yansıdı? 650 bin hektarlık bir alanı kapsayan Petrich bölgesi, Bulgaristan'ın güneybatısındaki en büyük bölgedir. Bölge iki anayolun; Yunanistan sınırındaki Sofya'dan Kulata'ya uzanan yolla, Petrich'ten Zlatarevo ve Makedonya'ya doğru giden yolun arasında yer alıyor. Yunanistan ve Makedonya'ya yakınlığı, uluslararası ticareti teşvik eden sınırlar arası işbirliği projeleri yerel altyapının gelişmesine yol açtı. Sosyalist dönemde, bölgede çok sayıda büyük fabrika ve işletme vardı. Petrich'te özellikle elektronik eşya, televizyon parçaları, termostat, giyim eşyası ve ayakkabıda yoğunlaşan üretim hem yerel, ulusal pazar için, hem de Avrupa'ya ihraç edilmek üzere gerçekleştiriliyordu. Sosyalist dönemde, kırsal alanda dahil olmak üzere çok sayıda istihdam olanakları vardı. Petrich, milyonlarca kişinin taze ve işlenmiş meyve, sebze ve tütün ihtiyaçlarını karşılayabilme potansiyeline sahipti. Sanayi ve tarımda çalışma saatleri haftada 5 gün, günde 8 saat olmak üzere düzenlenmişti. İşçilerin 300 ila 600 Leva arasında değişen aylık ücretleri ve düzenli iş sözleşmeleri vardı. Herkes, sosyal güvenlik ve emeklilikten yararlanma, ücretli tatil, hastalık ve ölüm ücreti ve izni hakkına sahipti. Siyasi değişimler, ekonomik ve finansal bir krize yol açtı. Kamuya ait birçok işletme özelleştirildi, ya çok düşük fiyatlara satıldı ya da basitçe tahrip edildi. Tarım kooperatifleri de parçalandı ve dağıtıldı. Petrich'te ev-eksenli çalışma nasıl ortaya çıktı? Özelleştirmelerin ardından, Yunan ve İtalyan şirketleri için iş yapan Yunan ve İtalyan taşeronlar, büyük şirketlerden makinalar alarak dikiş fabrikaları ve atölyeler açtılar. Bu, kitlesel işsizliğe ve işçilerin haklarına gösterilen saygıda, çalışma ve ödeme koşullarında köklü değişikliklere yol açtı. Bugün fabrika ve atölyelerde işçiler, haftada 7 gün, günde 10 ila 16 saat arasında (20 saate kadar da çıkabiliyor) çalışıyor ve ayda 120 ila 220 Leva arasında değişen bir ücret alıyorlar. İşyerlerinin çoğunda hiçbir sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı bulunmuyor, bu hakların bulunduğu işyerlerinde de hesaplamalar asgari ücret üzerinden yapılıyor. Artık meyve ve sebze üretimi için kesin bir pazar olanağı ve tütün yetiştirme ve pazarlama sistemi bulunmuyor. Küçük atölyelerin ve yurtdışından gelen taşeronların sayısındaki artışla, Petrich'te yeni bir çalışma biçimi ortaya çıktı: Ev-eksenli çalışma. Petrich'te ev-eksenli çalışmanın da dört biçimi bulunuyor: Ayakkabıların üst parçalarını dikme, elbiselerin üzerine sedef ve süs işleme, el ve hediye çantaları dikme ve fabrikada dikilen elbiselerin üzerindeki gevşek iplikleri sıkıştırma. Çalışma koşulları ve ücretler ne durumda? İş taşeronlar tarafından veriliyor ve genellikle köylerde ve kentlerde düzenli bir iş bulamayan ve küçük çocukları olan kadınlar ya da düzenli bir işi olduğu halde hiç ücret almayan ya da ücretini tam olarak alamayan, yaşamını sürdürmek için de ek bir işe ihtiyaç duyan kadınlar tarafından yapılıyor. Ev işçileri kendi işlerini atölyeden ya da fabrikadan almak, işi son teslim tarihinden önce bitirmek ve biten işi taşerona vermek zorundalar. Örneğin ayakkabıların üst parçalarını diken kadınlar işi akşam 5'te alıp, ertesi sabah saat 10'a kadar bitirerek teslim ediyorlar. Geç kalmak ya da kalitesiz iş yapmanın yaptırımları da oldukça sert. Ev-eksenli çalışanların ciddi problemleri var. Ücretler düşük, ancak günde 12 ila 16 saat arasında çalışırlarsa, asgari ücret olan 120 Leva'yı kazanabiliyorlar. Haklardan bahsetmek bile oldukça güç. Örneğin, bir kişinin bir gecede bitirmesi gereken ayakkabı sayısı 10'sa ve taşeron bir kadına 15 çift ayakkabı veriyorsa, o kadının bu işi reddetmesi oldukça zor. Reddetmesi durumunda, taşeron da bir daha o kadına iş vermeyi reddedecektir. Ev işçilerinin sosyal güvenlik hakkı yok ve çoğu zaman aynı işi yapan ev işçileri farklı ücretlendiriliyorlar. Genellikle köylerdeki kadınların ücreti, kentlerdeki kadınların ücretinden daha düşük. Taşeron, kadınların her zaman çalışmaya hazır olmasını istiyor. Taşeron bir sipariş aldığında, kadınların çalışmasını bekliyor. Eğer taşeron herhangi bir sipariş almazsa, kadınlar da iş alamıyor ve dolayısıyla gelir elde edemiyor. Bir başka büyük problem de taşeronların kadınlara insan değillermiş gibi davranması. Taşeronlar kadınları, isimleriyle değil numaralarıyla biliyor. Hükümetin son yaptığı araştırmaya göre 6.5 milyonluk çalışabilir işgücüne sahip olan Bulgaristan'da ev işçilerinin sayısı 500 bin. Biz, Petrich'te 5 bin dolayında ev işçisi olduğunu tahmin ediyoruz. Ev işçilerinin yanısıra, şu an itibariyle Bulgaristan'da özellikle tekstil ve ayakkabı sektöründe küçük fason iş yapan atölyelerde binlerce kadın çalışıyor. Örneğin sadece Petrich şehrinde kayıtdışı 54 atölye bulunuyor. Ev-işçilerinin örgütlenme çalışmaları nasıl başladı? Geçtiğimiz yıllarda Yunanlı taşeron önceden hiçbir uyarı yapmaksızın ücretleri 7 Leva'dan 5 Leva'ya düşürdü. Bunun üzerine ev işçilerinin yarısı başka iş almama kararı verdi. Bu karar taşeronu gerçekten endişelendirdi. İnsanlar ondan bir daha iş almayı reddettiler. Ev işçilerinin yarısı işlerini bitirmediği için taşeron da işi zamanında yollayamadı. Taşeron kamyonu dolduramadığından Yunanistan'a hiçbir şey gönderilmedi. Bu yüzden taşeron ücretleri yeniden 7 Leva'ya yükseltmek zorunda kaldı ve ev işçileri de onunla çalışmaya devam etmeyi kabul ettiler. Bu olay ev işçilerinin örgütlenmesinin ilk adımı oldu. Bizim temel amacımız büyük. Örgütümüz KALOIAN, haklarımızı korumak için Petrich'te sağlam bir örgüt kurmaya çalışıyor. Bu örgüt diğer bölgelerdeki ev-işçileriyle ve dünyanın dört bir yanından benzeri örgütlerle bağlantı içinde. Ulusal mevzuatınızda işçi olarak tanınıyor musunuz? Hayır, henüz işçi olarak tanınmış değiliz. Çalışma Bakanlığı ile görüşmeler sürüyor, şimdiden 5 toplantı yapıldı. İlk toplantıda bize "Siz de kimsiniz? Ev işçisi ne demektir? Ev-işçileri diye bir şey yoktur" diyorlardı, ancak yavaş yavaş bizi tanımaya başladılar ve son toplantıda bir oydaşma sağladık. İş Yasası'na ev-eksenli işçilerin tanındığına dair bir ekleme yapılacak. Şimdi bunun formülü üzerinde çalışılıyor.
KALOIAN nasıl bir örgüt? Bir demokratik kitle örgütü. Sendika kurmak nihai amacımız. Bulgaristan'da bir sendika kurmak için en az 10 bin üyeye sahip olmanız gerekiyor. Örgütlenmeye devam ediyoruz ve 10 bin imza toplamaya çalışıyoruz. Ancak işçi olarak tanındıktan sonra bir sendika kurabilecek ve haklarımız için mücadele edebileceğiz. İşçi olarak tanınmak, sendikalaşmak, emeklilik ve sağlık sigortası ve bir asgari ücret öncelikli taleplerimiz. Biz yerel bir örgütüz ancak Bulgaristan'ın diğer yerlerindeki ev-eksenli işçiler tarafından da destekleniyoruz.
Evrensel'i Takip Et