11 Ocak 2005 23:00
Bilimi fahişeleştiren güç
George W. Bush'un son seçimlerdeki başarısı, pek çok kesim için büyük hayal kırıklığıydı. Bilimci bir dostum; seçimlerden hemen önce, "Sonuç ne olursa olsun, Amerikalıların yüzde 49'u veya yüzde 51'i Bush'u desteklemiş olacak. Rakibine oy verenlerin pek çoğu da, ilkeli bir muhalefet oluşturduklarından değil, Bush'un tarzını beğenmedikleri için aksi oy kullanmış olacak" diyordu.
Başka bir deyişle; dünyanın en çok kitle imha silahına sahip olan ülkesi, üstelik bilim alanında sonsuz sayıda Nobel ödülü toplamış olmasına rağmen, bilimin yüzyıllardır taşıyor olması gereken entelektüel değerlerden kültürel olarak etkilenmiyor. Oysa bilim, bu değerler sayesinde, varoluşla yüzleşmenin diğer yollarına ağır bir darbe indirmişti, özellikle de dini otoriteye.
Köle-müşteriler Siyasi yapılar bağlamında ABD'nin durumu, "modern" olmak için vatandaşlarını anestetize ederek onları asla tatmin olmayan köle-müşteriler haline getiren diğer ülkelerden farklı değil. Bu ülkelerin çoğu için hasar yerel; kendi halklarını ve kendi halklarının geleceğine zarar veriyorlar. Oysa ABD'nin verdiği zarar küresel, devasa, dolaysız ve hızlı. Bu da, durumun kaygılandırıcılığını artırıyor ve daha dikkatli bir inceleme gerektiriyor. İncelenmesi gerekenlerden biri, Amerikan biliminin Amerikalı olmayanlar tarafından nasıl algılandığı ve ABD'li bilimcilerin kendilerine dair algılamaları. Küba Moleküler İmünoloji Merkezi Müdürü Dr. Agustin Lage'nin protesto mektubunu ele alalım. Lage, ABD'nin Küba, İran, Libya veya Sudan kaynaklı bilimsel makalelerin yayınlanmasını yasaklamasına tepki göstererek, "Bu saçma önlem, bizzat ABD halkı için bir risk teşkil ediyor. ABD bilim camiasının, bu tedbirin uygulanmasına izin vermeyeceğini ve hukuki yollarla mücadele edeceğini biliyoruz" diyor. Nitekim, bu protestodan bir süre sonra, "sadece bilimsel iletişim" üzerindeki yasak kaldırıldı. Dr. Lage neden endişeleniyor? ABD'nin son onyıllar içinde dünyadaki rolünün olumsuz olduğunu, bu dönemin, ABD bilim camiasının büyük ölçüde açık veya gizli desteklediği bir küresel yıkım ve sömürü dönemi olduğunu not edelim. Bu şartlar altında, Dr. Lage'nin protestosu nasıl değerlendirilmeli? İlerici bir bilimci, bilimsel yayına karşı köktenci önlemlerin, ABD halkının sağlığı veya bilgisi için risk oluşturması nedeniyle kaygı duymalı mı? Eğer kaygı ABD vatandaşlarının sağlığı ise, sorumluluk ABD yönetiminindir. Ve eğer ABD bilim camiası, Amerikan vatandaşlarının yaşamını iyileştirmek için gereken bilgiye erişim konusunda endişe duyuyorsa, o bilgileri nerede bulacağını iyi bilir. Öyleyse, endişe bu olamaz. Eğer ABD bilim camiası bu yasağa karşı çıktıysa, muhtemelen sebep, dünya biliminde uzun süredir korunan hegemonyayı sürdürmektir. Öyleyse neden bu kaygı var, üstelik Küba'dan yükseliyor?
Halkın afyonu tüketim Dr. Lage'nin laboratuvarı, aralarında ABD'dekilerin de bulunduğu uluslararası yayınlarda 30 ayrı makale yayınlatmakta. Korkarım Lage'nin protestosu, yaygın ve talihsiz bir boyun eğme tutumunun bir ifadesi. Bu tutum sayesinde, nüfusunun yarısından fazlası ticarileşmiş dinin kültürel fundamentalistleri olan ABD gibi bir ülke, bilime ve bilim imgesine hakim olabilmekte. Kanım odur ki; bu yasak ne Hitlerci-faşist, ne ortaçağcıdır, ama ona karşı çıkmak da, daha iyi bir dünyaya doğru atılmış bir adım değildir. ABD tipi toplumlar, "halkların afyonu" olarak dinin yerine, tüketimle, tükettikçe artan doyumsuzlukla ve bu perspektifin kaybolmasına dair aşılanmış korkuyla karakterize olur. Amerikan toplumunun sosyal dokusundaki bağlar bunlardır; yine bunlar, ABD'nin dünyanın geri kalanına, kültüre ve bilime karşı tutumunu etkiler. Her şey, sanal rüyanın korunması için bir araçtır. Yüksek değer veya perspektif yoktur. Yakıt için gerçekçi bir maliyet getirmeye çalışan veya çevreyle ilgilenen sanal canavarlara karşı ilkokul düzeyinde bir savaş yürütülür. Kültürel ve/veya bilimsel boykotlar da, bu savaşın tali değişkenleridir.
ABD'ye boyun eğmek İyi ama, Kübalı önemli bir bilimci neden böylesi boykotlardan korksun? Bence bunun sebebi; kültür ve bilimin içsel değerlendirme sistemlerinin, Amerikan yayın ve seçim kriterlerine kölelikle karakterize olduğu küresel bir boyun eğiş. Kişi faşizm ve ortaçağcılık konusunda endişelenmeye başladıysa; kültür emperyalizmine bakmalı: En düşük ortak paydayı yayan, genel değerlere karşı en büyük kayıtsızlığı öğütleyen, ulusal ve uluslararası alanda mantıksız bir şiddeti dirilten, odur. Mevcut durumu, kendimizi ve gelecek nesilleri, kültürel ve bilimsel alanlardaki bu ek kölelikten kurtarmak için bir fırsat olarak değerlendiremez miyiz acaba? Bugün, bir süpergücün tam bir güvensizliğin pençesinde olduğunu görüyoruz: Kaba askeri güç kullanımına eşlik eden; ekonomik veya üretici dinamizmin tükenişi. Bilimi ve kültürü fahişeleştiren, onu liberist sosyal düzenin en sinsi boyutlarına teslim eden bir medeniyet. Dünya nüfusunun büyük çoğunluğunu, insan haklarını ve çevreyi düşman ilan eden bir kültür. Gelecek nesiller için böyle bir dünya mı istiyoruz?
Köle-müşteriler Siyasi yapılar bağlamında ABD'nin durumu, "modern" olmak için vatandaşlarını anestetize ederek onları asla tatmin olmayan köle-müşteriler haline getiren diğer ülkelerden farklı değil. Bu ülkelerin çoğu için hasar yerel; kendi halklarını ve kendi halklarının geleceğine zarar veriyorlar. Oysa ABD'nin verdiği zarar küresel, devasa, dolaysız ve hızlı. Bu da, durumun kaygılandırıcılığını artırıyor ve daha dikkatli bir inceleme gerektiriyor. İncelenmesi gerekenlerden biri, Amerikan biliminin Amerikalı olmayanlar tarafından nasıl algılandığı ve ABD'li bilimcilerin kendilerine dair algılamaları. Küba Moleküler İmünoloji Merkezi Müdürü Dr. Agustin Lage'nin protesto mektubunu ele alalım. Lage, ABD'nin Küba, İran, Libya veya Sudan kaynaklı bilimsel makalelerin yayınlanmasını yasaklamasına tepki göstererek, "Bu saçma önlem, bizzat ABD halkı için bir risk teşkil ediyor. ABD bilim camiasının, bu tedbirin uygulanmasına izin vermeyeceğini ve hukuki yollarla mücadele edeceğini biliyoruz" diyor. Nitekim, bu protestodan bir süre sonra, "sadece bilimsel iletişim" üzerindeki yasak kaldırıldı. Dr. Lage neden endişeleniyor? ABD'nin son onyıllar içinde dünyadaki rolünün olumsuz olduğunu, bu dönemin, ABD bilim camiasının büyük ölçüde açık veya gizli desteklediği bir küresel yıkım ve sömürü dönemi olduğunu not edelim. Bu şartlar altında, Dr. Lage'nin protestosu nasıl değerlendirilmeli? İlerici bir bilimci, bilimsel yayına karşı köktenci önlemlerin, ABD halkının sağlığı veya bilgisi için risk oluşturması nedeniyle kaygı duymalı mı? Eğer kaygı ABD vatandaşlarının sağlığı ise, sorumluluk ABD yönetiminindir. Ve eğer ABD bilim camiası, Amerikan vatandaşlarının yaşamını iyileştirmek için gereken bilgiye erişim konusunda endişe duyuyorsa, o bilgileri nerede bulacağını iyi bilir. Öyleyse, endişe bu olamaz. Eğer ABD bilim camiası bu yasağa karşı çıktıysa, muhtemelen sebep, dünya biliminde uzun süredir korunan hegemonyayı sürdürmektir. Öyleyse neden bu kaygı var, üstelik Küba'dan yükseliyor?
Halkın afyonu tüketim Dr. Lage'nin laboratuvarı, aralarında ABD'dekilerin de bulunduğu uluslararası yayınlarda 30 ayrı makale yayınlatmakta. Korkarım Lage'nin protestosu, yaygın ve talihsiz bir boyun eğme tutumunun bir ifadesi. Bu tutum sayesinde, nüfusunun yarısından fazlası ticarileşmiş dinin kültürel fundamentalistleri olan ABD gibi bir ülke, bilime ve bilim imgesine hakim olabilmekte. Kanım odur ki; bu yasak ne Hitlerci-faşist, ne ortaçağcıdır, ama ona karşı çıkmak da, daha iyi bir dünyaya doğru atılmış bir adım değildir. ABD tipi toplumlar, "halkların afyonu" olarak dinin yerine, tüketimle, tükettikçe artan doyumsuzlukla ve bu perspektifin kaybolmasına dair aşılanmış korkuyla karakterize olur. Amerikan toplumunun sosyal dokusundaki bağlar bunlardır; yine bunlar, ABD'nin dünyanın geri kalanına, kültüre ve bilime karşı tutumunu etkiler. Her şey, sanal rüyanın korunması için bir araçtır. Yüksek değer veya perspektif yoktur. Yakıt için gerçekçi bir maliyet getirmeye çalışan veya çevreyle ilgilenen sanal canavarlara karşı ilkokul düzeyinde bir savaş yürütülür. Kültürel ve/veya bilimsel boykotlar da, bu savaşın tali değişkenleridir.
ABD'ye boyun eğmek İyi ama, Kübalı önemli bir bilimci neden böylesi boykotlardan korksun? Bence bunun sebebi; kültür ve bilimin içsel değerlendirme sistemlerinin, Amerikan yayın ve seçim kriterlerine kölelikle karakterize olduğu küresel bir boyun eğiş. Kişi faşizm ve ortaçağcılık konusunda endişelenmeye başladıysa; kültür emperyalizmine bakmalı: En düşük ortak paydayı yayan, genel değerlere karşı en büyük kayıtsızlığı öğütleyen, ulusal ve uluslararası alanda mantıksız bir şiddeti dirilten, odur. Mevcut durumu, kendimizi ve gelecek nesilleri, kültürel ve bilimsel alanlardaki bu ek kölelikten kurtarmak için bir fırsat olarak değerlendiremez miyiz acaba? Bugün, bir süpergücün tam bir güvensizliğin pençesinde olduğunu görüyoruz: Kaba askeri güç kullanımına eşlik eden; ekonomik veya üretici dinamizmin tükenişi. Bilimi ve kültürü fahişeleştiren, onu liberist sosyal düzenin en sinsi boyutlarına teslim eden bir medeniyet. Dünya nüfusunun büyük çoğunluğunu, insan haklarını ve çevreyi düşman ilan eden bir kültür. Gelecek nesiller için böyle bir dünya mı istiyoruz?
Evrensel'i Takip Et