3 Ocak 2005 22:00
Egebank sanığı Demirel Bulgaristan'da tutuklandı
GÜNÜN YAZILARI
Egebank'ın içini boşaltmaktan dolayı hakkında dava açılan ve yurtdışına çıkış yasağı olan Murat Demirel'in, yılbaşı gecesi "Rıza Terzioğlu" adlı bir balıkçı teknesiyle Bulgaristan'a kaçtığı ortaya çıktı. Bulgaristan İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Demirel ve eşini taşıyan tekne yılbaşı akşamı saat 22.00 sıralarında Burgaz limanına giriş yaptı. Ancak, önceden istihbarat alan interpol ve Bulgar polisi tekneye baskın yaptı. Teknede bulunan Murat Demirel'in serbest kalmak için sınır polisine önce 40 bin, daha sonra da 100 bin Euro rüşvet teklif ettiği, ancak polisin bu rüşveti geri çevirdiği bildirildi. Murat Demirel ve eşi Ayşegül Esenler'in üzerinde 25 bin dolar ve 29 bin Euro nakit para da ele geçirildi. Murat Demirel ve eşiyle birlikte teknede bulunan Zafer Arıkan adlı bir Türk vatandaşı iade edilmek üzere gözaltına alındı. Egebank'ı 1 milyar 200 milyon dolar zarara uğratmak suçundan 37 arkadaşıyla birlikte yargılanan ve 715 gün cezaevinde kalan Murat Demirel, 13 Eylül 2002 tarihinden beri tutuksuz olarak yargılanıyor. Bu arada, insan kaçakçılığında kullanılan "Rıza Terzioğlu" adlı balıkçı teknesinde çuvallar dolusu antidepresan ve ağrı kesici haplar bulunması dikkati çekti.
UÜ'de güvenlik dört nala!
Uludağ Üniversitesi "güvenlik önlemleri"nde sınır tanımıyor. Kampüs içerisindeki Özel Güvenlik Birimleri (ÖGB), Jandarma ve sivil polislerin varlığına şimdi de özel atlı birlikler eklendi. Öğrenciler durumdan rahatsız. Öğrenciler, üniversitedeki "güvenlik" görevlisi sayısının artırılmasının asıl sebebinin öğrencilerin tepki eylemlerini bastırmak olduğu konusunda hem fikir. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri 3.sınıf öğrencisi olan Ömer Özdemir her bireyin tartıştığı bir gündemi olduğuna ama 'örgütlenme' denildiğinde akla terörün geldiğine dikkat çekiyor. Özdemir, üniversitelerindeki her geçen gün bir yenisi eklenen güvenlik birimlerine ilişkin "Üniversitenin özerkliği vardır. Üniversite kampüsüne karakol kurulması yasal olarak mümkün değil. Böyle olmasına rağmen, karakolun 'Uludağ Üniversitesi Jandarma Karakolu' diye ismi var" şeklinde konuştu. Uludağ Üniversitesi'ndeki jandarma, sivil polis ve atlı-coplu ÖGB üçgeninin öğrenciler üzerindeki etkisine değinen Özdemir, şunları aktardı: "Yüzde 40'ı eroin kullanan öğrencilerle ilgilenmeyen bir jandarma, aynı anda elinizdeki dergiyi sakıncalı bulduğu için sizi gözaltına alabiliyor. Birde ayrıca atlı olarak türeyen ÖGB'ler var şimdi de. Kendimizi bilgisayar oyunundaki subjeler gibi hissediyoruz. Birileri bu işi programlamış, yapmış sende dışına çıkamazsın. Bir tarafta atlar, bir tarafta jandarma, bir yanda sivil polisler..." Fransızca Öğretmenliği 3.sınıf öğrencisi Atra Kayabaşı, kendisinin üniversitedeki eylem ve etkinliklere katılmadığını fakat demokratik bir üniversite talebiyle yola çıkanlara karşı sürekli güvenlik önlemleri alınmasını da kabul edemeyeceğini belirtti. Örgütlü ve tepki gösteren öğrencilerin yıldırılmak istendiğini söyleyen Kayabaşı sözlerine şöyle devem ediyor: "ÖGB ve yanında oturan jandarma, yurdun hemen yanındaki Uludağ Üniversitesi Jandarma Karakolu ve bahçemizde gezmek istediğimde etrafımda dolaşan atlı ÖGB'ler. Bu durumda kendimi bilimsel, demokratik bir yerde değil de askeriye ya da kışlada hissediyorum. Öğretim kışlada olmaz. Başka hangi üniversitelerde atlı birimler olabilir diye düşünüyorum da, olsa olsa İngiltere'de olur herhalde. Okulun ilk yıllarında, yemek fiyatlarının düşürülmesi nedeniyle bir eyleme katılmıştım, müdahale edildi ve herkes gözaltına alındı. Bu durum başka hangi ülkede vardır acaba? İşte buna verilecek bir cevabım yok." Gökçen Salihoğlu Felsefe 3.sınıf öğrencisi ve öğrencilerin üniversitelerinde alınan kararlarda söz hakkı olmadığını dile getirerek, rektörlük tarafından belirlenmiş öğrenci temsilcilerinin kendilerini temsil etmediğini belirtiyor. Öğrencilerin güvenlik birimlerinin okuldan çıkmalarını istediklerini aktaran Salihoğlu, "Jandarma bölgesi olmasına rağmen sivil polisler telsizleriyle kantinlerimizde rahatça dolaşıp, kimlik kontrolü yapıp, kişiyi çok kolay mimleyip, yalnızlaştırmaya yönelik hareketlerde bulunabiliyor" diyerek, üniversitelerindeki bu tür uygulamalara tepkili olduklarını söylüyor. Uluslararası İlişkiler 3. sınıf öğrencisi Mustafa Kumral da üniversitelerde tek tip anlayışı kırmaya çalışmak amacıyla mücadele ettiklerini belirtiyor. Herhangi bir olayda muhalefet ettiklerinde coplarla saldırıldığına dikkat çeken Kumral, "Böyle bir süreçte öğretmenlere cop kullananların, öğrencilere, bize yapıldığı gibi şiddet kullanarak gözaltına alması, jandarmanın barikat kurması beklenebilir. Üniversiteler terörize ediliyor. Birçok üniversite de faşist öğrenciler öne çıkartılıyor" diyor.
UÜ'de güvenlik dört nala!
Uludağ Üniversitesi "güvenlik önlemleri"nde sınır tanımıyor. Kampüs içerisindeki Özel Güvenlik Birimleri (ÖGB), Jandarma ve sivil polislerin varlığına şimdi de özel atlı birlikler eklendi. Öğrenciler durumdan rahatsız. Öğrenciler, üniversitedeki "güvenlik" görevlisi sayısının artırılmasının asıl sebebinin öğrencilerin tepki eylemlerini bastırmak olduğu konusunda hem fikir. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri 3.sınıf öğrencisi olan Ömer Özdemir her bireyin tartıştığı bir gündemi olduğuna ama 'örgütlenme' denildiğinde akla terörün geldiğine dikkat çekiyor. Özdemir, üniversitelerindeki her geçen gün bir yenisi eklenen güvenlik birimlerine ilişkin "Üniversitenin özerkliği vardır. Üniversite kampüsüne karakol kurulması yasal olarak mümkün değil. Böyle olmasına rağmen, karakolun 'Uludağ Üniversitesi Jandarma Karakolu' diye ismi var" şeklinde konuştu. Uludağ Üniversitesi'ndeki jandarma, sivil polis ve atlı-coplu ÖGB üçgeninin öğrenciler üzerindeki etkisine değinen Özdemir, şunları aktardı: "Yüzde 40'ı eroin kullanan öğrencilerle ilgilenmeyen bir jandarma, aynı anda elinizdeki dergiyi sakıncalı bulduğu için sizi gözaltına alabiliyor. Birde ayrıca atlı olarak türeyen ÖGB'ler var şimdi de. Kendimizi bilgisayar oyunundaki subjeler gibi hissediyoruz. Birileri bu işi programlamış, yapmış sende dışına çıkamazsın. Bir tarafta atlar, bir tarafta jandarma, bir yanda sivil polisler..." Fransızca Öğretmenliği 3.sınıf öğrencisi Atra Kayabaşı, kendisinin üniversitedeki eylem ve etkinliklere katılmadığını fakat demokratik bir üniversite talebiyle yola çıkanlara karşı sürekli güvenlik önlemleri alınmasını da kabul edemeyeceğini belirtti. Örgütlü ve tepki gösteren öğrencilerin yıldırılmak istendiğini söyleyen Kayabaşı sözlerine şöyle devem ediyor: "ÖGB ve yanında oturan jandarma, yurdun hemen yanındaki Uludağ Üniversitesi Jandarma Karakolu ve bahçemizde gezmek istediğimde etrafımda dolaşan atlı ÖGB'ler. Bu durumda kendimi bilimsel, demokratik bir yerde değil de askeriye ya da kışlada hissediyorum. Öğretim kışlada olmaz. Başka hangi üniversitelerde atlı birimler olabilir diye düşünüyorum da, olsa olsa İngiltere'de olur herhalde. Okulun ilk yıllarında, yemek fiyatlarının düşürülmesi nedeniyle bir eyleme katılmıştım, müdahale edildi ve herkes gözaltına alındı. Bu durum başka hangi ülkede vardır acaba? İşte buna verilecek bir cevabım yok." Gökçen Salihoğlu Felsefe 3.sınıf öğrencisi ve öğrencilerin üniversitelerinde alınan kararlarda söz hakkı olmadığını dile getirerek, rektörlük tarafından belirlenmiş öğrenci temsilcilerinin kendilerini temsil etmediğini belirtiyor. Öğrencilerin güvenlik birimlerinin okuldan çıkmalarını istediklerini aktaran Salihoğlu, "Jandarma bölgesi olmasına rağmen sivil polisler telsizleriyle kantinlerimizde rahatça dolaşıp, kimlik kontrolü yapıp, kişiyi çok kolay mimleyip, yalnızlaştırmaya yönelik hareketlerde bulunabiliyor" diyerek, üniversitelerindeki bu tür uygulamalara tepkili olduklarını söylüyor. Uluslararası İlişkiler 3. sınıf öğrencisi Mustafa Kumral da üniversitelerde tek tip anlayışı kırmaya çalışmak amacıyla mücadele ettiklerini belirtiyor. Herhangi bir olayda muhalefet ettiklerinde coplarla saldırıldığına dikkat çeken Kumral, "Böyle bir süreçte öğretmenlere cop kullananların, öğrencilere, bize yapıldığı gibi şiddet kullanarak gözaltına alması, jandarmanın barikat kurması beklenebilir. Üniversiteler terörize ediliyor. Birçok üniversite de faşist öğrenciler öne çıkartılıyor" diyor.
Evrensel'i Takip Et