22 Aralık 2004 23:00
Kimliği söylencelere karışmış
bir Kürt ozanı: Evdalê Zeynikê
GÜNÜN YAZILARI
Dengbêjler, Kürt dilinin ozanlarıdır. Türk dilinde çalıp söyleyen ozanlar gibi şiir düzer, destan düzenlerler. Onların söyledikleri ezgili şiirler stran, kılam diye adlandırılır, öykülere çirok denir. Anlattıkları öyküleri tıpkı ozanlar gibi şiirlerle süslerler.
Dengbêjler de ozanlar da kimi zaman yaşam gereği, kimi zaman "Bu dağın ardında ne var" merakıyla ilden ile göçer, şehirden şehire gezerler. Gittikleri yerlere onlardan önce varır ustalıkları. Sazlarını dinleyen seslerinin övgüsünü duyan beyler paşalar onları yanlarına çağırır, "divanhanelerinde" gece sabaha dek onların seslerini, anlattıklarını dinler, konuklarına dinletirler. Beyler, paşalar usta dengbêjlerin kendi yanlarında yaşamalarını isterler. Çünkü dengbêjleri koruyup gözeten varlıklıların ünleri artar.Yanlarında kalmaları onurlarını yüceltir.
Dengbêjler, kimi zaman kendilerinden önce yaşamış dengbêjlerin stranlarını, kılamlarını yeni bir düzenle, kendilerince bir makamla söylerler.
'Usta malı satmak' Bu Türk ozanlarının da yaptığı bir şeydir, kendilerine kadar ozandan ozana, dilden dile gelmiş bir semaiyi , bir varsağıyı aslı gibi söylemek "usta malı satmak"tır. Usta olmaksa yeni bir söyleyiş, yeni bir eda gerektirir. Kendi adlarıyla anılacak yeni bir ezgi yaratmayı gerektirir. Dengbêjler de, ozanlar da kimin yanında yaşarlarsa yaşasınlar, bağımsızdırlar. Bazen gönlünün çektiği bir güzeli över, bazen bir başka ağanın korumasındaki bir başka dengbêj ile boy ölçüşür, "atışır"lar. Bu atışmalar da dilden dile dolaşır. Sonunda dengbej de ozan da söylenceleşir, söylencelere karışır. Yaşadığı dönem belirsizleşir. Sözlü kültürün yazıya geçmemesi/ geçememesi sonucu ozanların yüzyıllarının birbirine karışması, halkın sevdiği şiirleri sevdiği ozana mal etmesi, şiirdeki yer adlarını kendi köyündeki yer adlarıyla değiştirip, o ozanı kendi bölgesinde yaşamış gibi göstermesi rastlanıla gelmiş olaylardandır.
Söylenceleşen ozan Kürt dilinin ünlü dengbêjlerinden biri Evdalê Zeynikê'dir. 1900'lü yılların başlarında ölmüş olan bu ozan söylenceleşmiştir. Söylenceleşirken de gerçek zaman ve olaylarda, çizgilerde silinmeler olmuştur elbet. Ve ne yazık ki şiirlerinin çoğu yitmiştir. Dilden dile dolaşan 12 şiiri 2 şiirin çeşitlemeleridir. Ahmet Aras, 1960'lı yıllardan başlayarak Evdalê Zeynikê'nin ailesinden kalanları araştırarak, onu tanımış olanlarla konuşarak, bu ünlü dengbêjin izini sürmüş. Ses kayıt araçlarının olmadığı dönemde elinden geldiğince dinlediği şiirleri not ederek önemli bir araştırma yapmış. Bu araştırma günlük yaşamın bir parçası durumuna gelen baskılar, korkular, belge yakmalarla parçalanmış, sonra sabırla yenilenmiş, kitaplaşmış. Sonunda 1996 yılında Kürtçe olarak Deng Yayınları arasında yayımlanmış. Kitap, Kürtçe aslından Fehim Işık'ın çevirisiyle Evrensel Basım Yayın tarafından basıldı. Şiirlerin Türkçeleştirilmesi Aydın Hatipoğlu'nun. Yalnız Kürtçeyi hiç bilmeyen okurları uyaralım, sakınan göze batan çöp örneği bir yanlışlık olmuş ilk sayfalardaki dip notlarında. Bilurvan: Kavalcı, kaval çalan, çirokbej: anlatan, hikâye eden (öyküleyen) olacak. Kitabın sonunda Yaşar Kemal'in Yer Demir Gök Bakır'ından Evdalê'nin ünlü söylencesinin anlatıldığı bir bölüm var. Kitabı okuyanlar söylencenin Yaşar Kemal tarafından nasıl yeniden yaratıldığını görecekler. Işık üstüne... Bu özenli kitap, hem Anadolu'daki bilinen tarihe paralel bir tarihin hem Cumhuriyetten sonra belgelenmeye başlamış Türk Halk edebiyatına paralel bir başka halk edebiyatının bir belgesi olarak önemli. Anadili ve kimliği ne olursa olsun bu topraklarda yaşayan aydın ve emekçilerin okuması gerekli bir kitap. Okuyunca Yaşar Kemal gibi "ışık üstüne" söyleyen dengbêjler, abdallar, ozanlarla övüneceklerdir. Çünkü şairler yalnız bir halkın, bir ulusun değil bütün bir insanlığın oğulları/kızlarıdır.
sezer@evrensel.net
'Usta malı satmak' Bu Türk ozanlarının da yaptığı bir şeydir, kendilerine kadar ozandan ozana, dilden dile gelmiş bir semaiyi , bir varsağıyı aslı gibi söylemek "usta malı satmak"tır. Usta olmaksa yeni bir söyleyiş, yeni bir eda gerektirir. Kendi adlarıyla anılacak yeni bir ezgi yaratmayı gerektirir. Dengbêjler de, ozanlar da kimin yanında yaşarlarsa yaşasınlar, bağımsızdırlar. Bazen gönlünün çektiği bir güzeli över, bazen bir başka ağanın korumasındaki bir başka dengbêj ile boy ölçüşür, "atışır"lar. Bu atışmalar da dilden dile dolaşır. Sonunda dengbej de ozan da söylenceleşir, söylencelere karışır. Yaşadığı dönem belirsizleşir. Sözlü kültürün yazıya geçmemesi/ geçememesi sonucu ozanların yüzyıllarının birbirine karışması, halkın sevdiği şiirleri sevdiği ozana mal etmesi, şiirdeki yer adlarını kendi köyündeki yer adlarıyla değiştirip, o ozanı kendi bölgesinde yaşamış gibi göstermesi rastlanıla gelmiş olaylardandır.
Söylenceleşen ozan Kürt dilinin ünlü dengbêjlerinden biri Evdalê Zeynikê'dir. 1900'lü yılların başlarında ölmüş olan bu ozan söylenceleşmiştir. Söylenceleşirken de gerçek zaman ve olaylarda, çizgilerde silinmeler olmuştur elbet. Ve ne yazık ki şiirlerinin çoğu yitmiştir. Dilden dile dolaşan 12 şiiri 2 şiirin çeşitlemeleridir. Ahmet Aras, 1960'lı yıllardan başlayarak Evdalê Zeynikê'nin ailesinden kalanları araştırarak, onu tanımış olanlarla konuşarak, bu ünlü dengbêjin izini sürmüş. Ses kayıt araçlarının olmadığı dönemde elinden geldiğince dinlediği şiirleri not ederek önemli bir araştırma yapmış. Bu araştırma günlük yaşamın bir parçası durumuna gelen baskılar, korkular, belge yakmalarla parçalanmış, sonra sabırla yenilenmiş, kitaplaşmış. Sonunda 1996 yılında Kürtçe olarak Deng Yayınları arasında yayımlanmış. Kitap, Kürtçe aslından Fehim Işık'ın çevirisiyle Evrensel Basım Yayın tarafından basıldı. Şiirlerin Türkçeleştirilmesi Aydın Hatipoğlu'nun. Yalnız Kürtçeyi hiç bilmeyen okurları uyaralım, sakınan göze batan çöp örneği bir yanlışlık olmuş ilk sayfalardaki dip notlarında. Bilurvan: Kavalcı, kaval çalan, çirokbej: anlatan, hikâye eden (öyküleyen) olacak. Kitabın sonunda Yaşar Kemal'in Yer Demir Gök Bakır'ından Evdalê'nin ünlü söylencesinin anlatıldığı bir bölüm var. Kitabı okuyanlar söylencenin Yaşar Kemal tarafından nasıl yeniden yaratıldığını görecekler. Işık üstüne... Bu özenli kitap, hem Anadolu'daki bilinen tarihe paralel bir tarihin hem Cumhuriyetten sonra belgelenmeye başlamış Türk Halk edebiyatına paralel bir başka halk edebiyatının bir belgesi olarak önemli. Anadili ve kimliği ne olursa olsun bu topraklarda yaşayan aydın ve emekçilerin okuması gerekli bir kitap. Okuyunca Yaşar Kemal gibi "ışık üstüne" söyleyen dengbêjler, abdallar, ozanlarla övüneceklerdir. Çünkü şairler yalnız bir halkın, bir ulusun değil bütün bir insanlığın oğulları/kızlarıdır.
sezer@evrensel.net
Evrensel'i Takip Et