19 Aralık 2004 23:00

İran edebiyatı tartışıldı

Türkiye Edebiyatçılar Derneği, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ve BESAM'ın katkılarıyla ve İran İslam Cumhuriyeti Büyükelçiliği Kültür Müsteşarlığı'nın işbirliği ile düzenlenen İran Edebiyatı Sempozyumu Ankara'da düzenlendi. Türkiye ve İran'dan şair ve yazarların katıldığı sempozyumun açış konuşmasını yapan İran Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Ferhat Palizdar, kültürel bir olay olan edebiyatın ülkeler ve milletlerarası etkileşimlere bağlı olduğunu söyledi. İran'daki toplumsal yaşamın siyasal ve sosyal özelliklerinin İran edebiyatı üzerinde etkili olduğunu ifade eden Palizdar, "Bu tür etkinlikler karşılıklı kültür alışverişine katkıda bulunacaktır" dedi.

Yeterince tanınmıyor Edebiyatçılar Derneği Genel Başkanı Gökhan Cengizhan, Türk ve İran edebiyatının çağlar boyunca karşılıklı bir etkileşimle iç içe geçtiğini belirterek, İslam'ın kabulünden sonra Türk edebiyatının önce Arap sonra da İran edebiyatının etkisinde kaldığını kaydetti. Türk edebiyatının Farsça ile buluşmasının divan edebiyatını ve Osmanlıca'yı yarattığını dile getiren Cengizhan, Türk edebiyatı üzerinde etkili olan İran edebiyatının Türkiye'de yeterince tanınmadığını söyledi. "Edebiyatçılar her zaman toplumun öncüleridir" diyen Cengizhan, komşu edebiyatların barış kültürü temelinde bir araya gelmesinin zorunlu olduğunu ifade etti. BESAM adına konuşan Mustafa Şerif Onaran, edebiyatın dostluk ve kardeşliğin ölmezliği için var olduğunu söyleyerek, İran kültürü ile Anadolu kültürü arasında bir örtüşme olduğunu belirtti. Edebiyatın ve şiirin insanlar arasındaki bağı, dostluğu başlatan, kuvvetlendiren ve yayan bir iksir olduğunu söyleyen Yasin Hatiboğlu ise, "Şiire layık olduğu önemi veremezsek toplum içindeki dostluğu ve barışı temin etmemiz zor olur" diye konuştu.

İran edebiyatının etkisi Sempozyumun ikinci günü konuşan yazar Vecihi Timuroğlu da, şiirin Türk edebiyatına Arapça'dan değil Farsça'dan geldiğini anlattı. Türk aruzunun İran aruzundan alınmış olmasına karşın hece yapısına bağlı geliştirildiğini ifade eden Timuroğlu, İran şiirinde bilgeliğin, Osmanlı şiirinde ise süslemenin öne çıktığını belirtti. Sempozyuma "İslam İnkılabı Edebiyatının içerik özellikleri" başlıklı bir bildiri sunan İranlı şair Sabir İmami, İran şiirlerinden, "halkın yoksulluk içinde bile zulme karşı direnmesinin", "zenginlerin mal ve servet toplamakla meşgul olmasından yakınmanın" örneklerini verdi. Riza Abdülmelikiyan da, kendisinin de içinde yer aldığı "Genç Şiir Ofisi"nin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Sempozyuma "Kardeşim Füruğ" isimli bir bildiri sunan şair Selma Ağabeyoğlu ise, Şark toplumlarına has kadın olma durumunun zorlukları ve acılarının Füruğ'un dizelerinde can bulduğunu söyledi. "Bir kadın şair olarak pek çok dizede ortak acılarımızı yakaladım" diye konuşan Ağabeyoğlu, Füruğ'un çağının kimlikli, ayaklarının üstünde durabilen, yaratan, üreten kadınlarının temsilcisi olabildiğine dikkat çekti.

Evrensel'i Takip Et