14 Ekim 2011 12:37

Memur gün yüzü görmesin mi?

Gökhan Durmuş

Bakana göre bu çalışma sistemi ile yılda 3 milyar kilovat saat, yaklaşık 600 milyon lira tasarruf olacak.

ESNEKLİĞİN ÖNÜNÜ AÇMAK İSTİYORLAR

Enerji Bakanının açıklamalarını gazetemize değerlendiren KESK Genel Başkanı Lami Özgen, gün ışığının bahane edilerek memurların sabah ezanından akşam ezanına kadar çalıştırılmak istendiğini ifade etti.

Memurların 8 saatlik çalışma süresini uzun süren mücadele sonucunda elde ettiğini belirten Özgen, “Bu hak ortadan kaldırılmaktadır. Gün ışığı bahane edilerek, Ulusal İstihdam Stratejisi içerisinde de yer alan iş güvencesini ortadan kaldıracak düzenlemeleri hayata geçirmeyi hedefliyorlar. Bakana şunu sormak lazım, yaz aylarında memurlar 15-16 saat mi çalışacak?​” diye sordu.

Memurların çalışma hayatına esnek çalışmayı getirmek istediklerini dile getiren Özgen, şu öneride bulundu, “Gün ışığından yararlanmak istiyorlarsa sabah 07.00’dan 15.00’e kadar çalışma olabilir ama bunun içinde özellikle metropollerde olan memurlara ücretsiz servis hakkı verilmelidir. Ama amaçları bu değildir. Yapmak istedikleri esnek ve güvencesiz çalışmanın önünü açmaktır.”

AÇIKLAMALARIN ALTI BOŞ

Enerji Bakanının altı boş açıklamalar yaptığını dile getiren Kamu-Sen Genel Başkanı Genel Başkan İsmail Koncuk, “Bankanın iş bulamadığı boş bir zamanına gelmiş. Zaten Türkiye’yi diğer ülkeler ile karşılaştırdığınızda fazla çalışıyoruz. Almanya’da 35 saat, Fransa’da 35 saat, Türkiye’de 40 saat çalışıyor memurlar. Buna ulaşımı da hesaba katmak gerekiyor. Büyük kentlerde işe gitme 1.5 saati alıyor. Ulaşımı da saydığınızda günde 11 saat çalışıyor memurlar. Bu da haftada 55 saattir” diye konuştu.

Çalışma sürelerini artırmanın verimi de artıracağı anlamına gelmeyeceğini aktaran Koncuk, iş yoğunluğu arttıkça buna paralel olarak verimin düştüğünü söyledi.

“Sayın Bakan memurların ne kadar çalıştığını bilmiyor. Altında makam aracı istediği yere istediği zamanda ulaşıyor, önünde eskort var. Memurun işe nasıl gittiğini bilmiyor. Bakkalları örnek veriyor” diyen Koncuk, günde 16 saat çalışan esnafın ailesine, çocuklarına ne kadar zaman ayırdığını, ne kadar dinlendiğini hesaplamasını istedi. Koncuk, Avrupa’da bütün esnafların akşam 18.00’de dükkanlarını kapattığını da söyledi.

Ülkede işçilerin 45 saat çalıştığını, cumartesi günleri çalışmaları karşılığında fazla mesai ücreti aldığını belirten Koncuk, “Cumartesiyi çalışma günü ilan ederlerse işçiye fazla mesai verilmeyecek anlamına gelir. Bakana şunu sormak lazım, birilerinin sizden böyle bir isteği mi oldu acaba? Bunun için mi yapıyorsunuz?​”

ÜCRET DE ESNEKLEŞİR

Eğitim Sen Eğitim Uzmanı Erkan Aydoğanoğlu ise “İlk bakışta güzel bir taktik enerjiden tasarruf sağlamayı amaçlıyorlarmış gibi gösteriyorlar. Doğal olarak tasarruf konusuna toplumun geniş kesimlerinden tepki gelmeyeceğini biliyorlar. Bunu yaparken hükümetin asıl amacı çalışmayı esnekleştirmek. Metropollerde memurlar nasıl sabah 6’da işe gidecekler? Bütün memurlara servis hakkı verilecek mi? AKP hükümeti esnek çalışmayı meşrulaştırmak için böyle açıklamalar yapıp, kılıflar uyduruyor” dedi.  Önce çalışma sürelerinin sonra da ücretin esnekleştirileceğine dikkat çeken Aydoğanoğlu, bir süre sonra da “Sen az çalışıyorsun sana bu kadar ücret” deneceğini ifade etti.
(İstanbul/EVRENSEL)


KAZANILMIŞ HAKLARI YOK SAYAN BİR ANLAYIŞ

Yrd. Doç. Özgür Müftüoğlu: Öncelikle şunu hatırlatmakta fayda var. Bakan Yıldız Tes-İş’in kongresinde “İşçiler 16-17 saat çalışsınlar” demişti. Şimdiki açıklaması da bu yönde ve toplamda “daha fazla çalışılsın” anlayışı öne çıkıyor. Bu daha fazla çalışma ve üretmek gibi görünse de aslında bu emeğin daha fazla sömürülmesi anlamına geliyor. Bu emekçilerin izinleri, çalışma süreleri gibi kazanılmış haklarını yok sayan bin anlayış. Aslında bakılırsa bu hükümetin temel anlayışı. Cumartesi günlerinin çalışma günü olması da çalışma süresini uzatacak ve kazanılmış hakkın geri alınması anlamına gelecek.

Türkiye özellikle 2002 yılından bu yana hızlı bir büyüme içinde. Hükümet Türkiye ekonomisini dünyanın en iyi ekonomisi olarak gösteriyor ve övünüyor. Ama bunun karşısında emekçilerin haklarını geriye götürecek uygulamaları hayata geçiriyor. Cumartesi gününün gasbedilme girişimi de buna denk geliyor. Bakanın bu anlayışı öbür taraftan da çalışma sürelerinin esnekleştirilmesini beraberinde getiriyor. Verdiği örnek de bu yönde zaten. “Özel sektörde de cumartesi çalışılıyor. Kamuda niye çalışılmıyor” diyor. Aslında özel sektörde çalışanların cumartesi günü tatil yapma hakları gasbediliyor. Bunun geri alınması ve özel sektör için de cumartesi gününün ücretli izin günü olması gerekirken bu hakkı olanları geriye götürmeye çalışıyor. Dolayısıyla, bu açıklamayı AKP Hükümetinin bugüne kadar uygulamış olduğu emek karşıtı politikaların uzantısı olarak görebiliriz.

Diğer taraftan AB İstihdam Stratejisi, OECD, IMF ve DB’nin esnekleştirme telkinleriyle bağlantılı olarak ortaya konan Ulusal İstihdam Stratejisi’nin parçası olarak da değerlendirilmeli.

Şuna dikkat çekmek gerekir. Bakan “Henüz getirmiyoruz, tartışabiliriz” diye bir anlayış içinde. Bu aslında hükümetin temel anlayışı. Önce tepkiye bakıyor, sonra duruma göre hayata geçiriyor. Bu noktada sendikaların en hızlı ve etkili şekilde tepki göstermeleri gerekiyor. Eğer sendikalar ve emekçiler tepki göstermezse bu saldırı da hayata geçecektir.  AKP Hükümeti bur yandan da emekçileri birbiriyle rekabete sürüklüyor. Yani bir takım hakları olanlara karşı hakkı olmayan işçi ve emekçileri kullanıyor, onları hakları ortadan kaldırmanın yolu olarak görüyor. Sendikalar maalesef geçen 30 yıllık sürede neoliberal politikalar uygulanırken kayıt dışı ve taşeron olarak çalışan kesimlerin haklarını savunmadı. Sadece kendi üyelerinin çıkarları içir mücadele yürüttü. Dolayısıyla sendikalı olmayan kesimler bu haklardan mahrum kaldılar. Onlar da hakka sahip olanlara tepki gösteriyor. Bu nedenle sendikalar bütün emekçilerin haklarını savunan bir hat izlemeli. Örneğin KESK, sadece memurlar bu hakkı kaybedecek diye değil hakkı olmayanların da bu hakkı elde etmesi talebiyle mücadele etmeli. Aynı şekilde diğer kamu emekçileri konfederasyonları, Türk-İş, Hak-İş ve DİSK de bu mücadele içinde olmalı. Ancak topyekün bir mücadele yürütülürse birbirini aşağı çeken rekabetten kurtulunmuş olunur.


BAKAN İŞÇİLER 18 SAAT ÇALIŞSIN DEMİŞTİ

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız Türk-İş üyesi Tes-İş Sendikasının Genel Kurulunda yaptığı konuşmada da işçilerin çalışma sürelerinin uzatılmasını istemiştir.  

Enerji Bakanı Taner Yıldız şöyle konuşmuştu, “Bizler gelişmekte olan Türkiye olarak mutlaka yeri gelecek 16-18 saat çalışabileceğiz. Ben biliyorum ki benim işçim işini bitirmeden çıktığı direkten inmez. O direkte sorunu 8 saatte çözerse 8 saat, 18 saatte çözerse 18 saat çalışır. O yüzden biz uzlaşı içerisinde bütün emeklerimizi beraber ortaya koyarak Türkiye’yi geliştireceğiz.”


TÜRKLER HAYATINDAN MEMNUN DEĞİL

Paris merkezli Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütünün (OECD) ‘How’s life’ (Hayat nasıl) raporu, 40 ülkede yürütülen araştırmalar sonucunda insanların yaşamlarından memnun olup olmadığını tespit etti. Mutluluk ve refah derecelerini ortaya koyan raporda, Türkiye memnuniyet sıralamasında 32. oldu.  

OECD 11 kriter üzerinden hareketle; gelir, barınma, sağlık ve iş-ev dengesi gibi insanların yaşam kalitelerini ortaya koyacak sorular sordu.  Katılımcılara hayatlarından memnun olup olmadıkları sorulduğunda Danimarka en olumlu cevabı vererek ilk sırayı aldı.

Kanada 2., Norveç 3. olurken Türkiye 32. ve Çin son sırada yer aldı. Katılımcılara “Bugün nasıl hissediyorsunuz” sorusu sorulduğunda Türkiye en az olumlu cevabı vererek sonuncu oldu. Ülkeler arasında en fazla çalışan ülke Türkiye olarak belirlendi. Son sırayı ise Hollanda aldı. İşe gitmek için harcanan süre ortalama 38 dakika olarak belirlendi. Türkiye’de ise bu süre 40 dakika veya daha fazla. Türkiye işe gitmek için en fazla süreyi harcayan 3. ülke oldu. İlk sırada Güney Afrika yer aldı. Uzun dönemli işsizlik rakamları kadınlarda ve gençlerde yüksek görüldü. Kadınlar ve erkekler arasında büyük boşluk görülmezken en fazla boşluk Yunanistan’da görüldü. İrlanda’da ise erkeklerde işsizlik oranı yüksek çıktı. Son 15 yıl içinde aşağı yukarı tüm OECD ülkelerinde kadınlar için işsizlik oranı düşüş gösterdi. İspanya, İtalya ve İrlanda’da keskin bir düşüş tespit edilirken, Türkiye ve Çek Cumhuriyeti’ndeyse tam tersi işsizlik oranlarında artış belirlendi. 

Evrensel'i Takip Et