24 Nisan 2004 21:00

Peki hayatimiz niye degişmiyor?

Antalya'daki toplantıda Diyarbakır milletvekili Cavit Torun'u azarlayarak, "Ben de Güneydoğu milletvekiliyim. Bölgenin sorunlarını senden iyi biliyorum" diye çıkışan Başbakan Erdoğan'a tepki geldi.

Paylaş
Hükümet partisi olan AKP, geçtiğimiz günlerde Antalya'da geniş katilimli bir toplanti yapti. Çeşitli konularin tartişildigi toplantilarin birinde söz alan AKP Diyarbakir milletvekili Cavit Torun, "Bölgeye gereken önem verilmiyor" dedi. Torun, bölgenin sorunlarını gündeme getirdi ama getirdiğine de pişman oldu. Çünkü daha sonra kürsüye çıkan AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cavit Torun'u azarlarcasına, "Ben de Güneydoğu milletvekiliyim. Bölgenin sorunlarını senden iyi biliyorum" diye çıkıştı. Ancak, halk Başbakan'la aynı görüşte değil. Güneydoğu Genç İş Adamları Derneği Başkanı Abdulkadir Akboz, hükümetin 36 ili kapsayan bir teşvik yasası çıkardığına, ancak bu yasada Aksaray ile Diyarbakır'ın bir tutulduğuna dikkat çekti. Bundan dolayı yatırımcıların batı illerini tercih ettiğini anlatan Akboz, "Bölge her açıdan ihmal edildi. Habur Sınır Kapısı'ndan kaybımız 150 milyar dolar iken, IMF'den alınan borç 16 milyar dolar. İşsizlik Diyarbakır'da yüzde 40'lardan, yüzde 65'lere çıktı" dedi. Cizre Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Adnan Elçi ise yaklaşık iki yıldır iktidarda olan AKP döneminde Cizre'ye bir yatırım yapılmadığını ifade etti. Teşvik yasasının çıkarıldığını ancak uygulamada sıkıntılar yaşandığını kaydeden Elçi, "Teşvik yasasi çikarilirken geri kalmiş illere öncelik verilmesi gerekiyor. Ancak bati ile dogu illeri eşit tutuluyor" sözleriyle hükümeti eleştirdi.

Ayrimcilik yapilmasin Diyarbakir'da esnaflık yapan Abdullah Kaya da hükümetten memnun değil. Esnafın krizde olduğunu belirten Kaya, "bölgeler arasında ayrımcılık yapıldığı sürece sorunlar çözülmez" diye konuştu. Oto tamircisi 25 yaşindaki Irfan Çelik ise, bugüne kadar herhangi bir yatirim görmediklerini dile getirdi. Diyarbakir'da işsizlik ve yoksullugun arttigina dikkat çeken Çelik, "Yoksulluğu anlamak için Diyarbakır'daki Yeşil Kart'lı sayısına bakmak yeterlidir" dedi. Oto tamiri yaptıklarını ama paralarını alamadıklarını anlatan Çelik, şöyle devam etti; "Deftere yazıyoruz. 2000'den bu yana borçları duran var. Bölge için gereken yapılmışsa neden bir değişme olmuyor? Bizim işlerimiz, müşteri sayımız niye her geçen gün düşüyor?"


BATMAN: NEDEN İŞÇİ ALINMIYOR DA ATILIYOR? Göç ve işsizliğin en önemli sorun olarak dile getirildiği Batman'da; AKP Hükümeti döneminde kamuya ait fabrikalarda çalışan işçiler işten çıkarıldı. Özelleştirmeler yaygınlaştırıldı. Buna karşın ile herhangi bir yatırım yapılmadı. Seyfettin Ok (Köy Hizmetleri işçisi): Batman'da işsizlik orani yüzde 70. Halk yoksulluk içinde yaşiyor. Köy hizmetleri özelleştirilirse 3 bin civarinda kişi işsizlik ordusuna katilacak. Şakir Alay (Köy Hizmetleri işçisi): TEKEL, TÜPRAŞ ve PETKIM özelleştirildi. TPAO'da işçiler işten çikarildi. Yatirim yapiliyorsa neden işçi alinmiyor da devlet kurumlari kapatiliyor? Zaten işsizligin yogun olarak yaşandigi bölgede bir de özelleştirmelerin yaşanmasi halki daha da zor durumda birakti. Sabri Ulugtekin (Sivaci): Kahveler işsiz dolu ama TPAO'dan işçi çikariliyor. Eskiden 7 bin işçi çalişirken şimdi bu sayi 2 binin altina düştü. Güneydogu ve Batman'a yatırım istiyoruz.


VAN: HÜKÜMET SÖZÜNDE DURMADI Van halkı, yatırım yapmayan hükümetin, mevcut fabrikaları da kapatmaya çalıştığını ifade ediyor. Buna örnek olarak da Sümerbank Kundura ve Van Yün İplik fabrikalarını gösteriyor. Suat Bilek (Esnaf): AKP insanlara verdiği sözlerin arkasında durmadı. Bölgeye yatırım yapacağım dedi ama yapmadı. İşsizlik giderek artıyor. Buna rağmen ilin sayılı fabrikaları arasında yer alan Sümerbank Kundura ve Van Yün İplik gibi işletmeler zarar ediyor diye kapatılıyor. Ahmet Şentürk (Seyyar satıcı): Van'da iş olmadığı için farklı yerlere gidip orada çalışmak zorunda kalıyoruz. Biz istiyoruz ki bölgede fabrikalar kurulsun, insanlara iş olanakları sağlansın. Biz de gidip gurbette çalışmak zorunda kalmayalım. Ahmet Boldağ (İşçi): 80 yıllık Cumhuriyet tarihinde bölgeye gerçek anlamıyla bir yatırım yapıldığı görülmemiştir. AKP ve sonrasındaki partilerin de bir yatırım yapacağına ve bölgeyi geliştirip kalkındıracağına inanmıyoruz. Seçimlerden önce sınır ticaretinin açılacağını söyleyen AKP Hükümeti, herhangi bir adım atmış değil.


SİİRT: DUBLE YOL DÖKÜLÜYOR Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın en çok övündüğü konulardan birisi milletvekili şeçildiği Siirt'e yapmış olduğu "duble yol." Ancak duble yol daha doğru dürüst kullanıma açılmadan her yerden dökülmeye başladı. Özgür Demir: Hükümetin Siirt'in sorunlarını çözme gibi bir kaygısı yok. İşsizlik, çarpık kentleşme ve köylerin boşaltılması gibi önemli sorunlarımız var ama bunları kim çözecek? Mansur Koçak: Yapılan duble yol kullanılmaz hale geldi. Herkes şikâyetçi. Erdoğan bölge halkının hassasiyetini görmezden geliyor. Savaş rüzgarları estiriyor. Refika Akkuş: Erdoğan, seçim döneminde yaptığı konuşmalarda Siirt'in kendilerini tercih etmesi halinde bir çok sorunun giderileceğini söylemişti. Ancak Siirt'te halen ekonomik sorunlar had safhada, binlerce genç işsiz. Sosyal ve ekonomik olarak hiçbir değişiklik olmamıştır.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Dayanışma çağrısı 'NATO ve Bush Karşıtı Birlik' bileşenleri, 1 Nisan tarihinden bu yana demokratik kurumların polis tarafından basılmasını, üyelerinin 'terörist' ilan edilerek, gözaltına alınıp tutuklanmasını protesto etti. Polis tarafından kapatılan TAYAD'ın önünde dün saat 12.00'de biraraya gelerek insan zinciri oluşturan birlik bileşenleri, "TAYAD'ın onurlu sesi susturulamaz", "Baskılar bizi yıldıramaz" yazılı dövizler taşıdılar. Burada bir açıklama yapan Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği kurucu üyesi Hüseyin Kaşkır, İstanbul ve diğer illerde kurulu bulunan TAYAD, İdil Kültür Merkezi, Halkın Hukuk Bürosu, Ekmek ve Adalet Dergisi, Temel Haklar, Gençlik Gelecektir Dergisi gibi birçok yasal kuruluşa baskın düzenlenerek, avukat, sanatçı ve gazetecilerin gözaltına alındığını, bu kişilerden bir kısmının tutuklandığını söyledi. Kaşkır, "Üniversite öğrencisi Önder Babat sokak ortasında kurşunlanarak katledildi; ILPS çalışanı Aliyah Brunner'e kaçırılarak işkence yapıldı. Ankara ve Bursa'da Atılım çalışanlarına tacizde bulunuldu. Tüm bu hukuksuz uygulamalar halkımızın susturulması ve sindirilmek istenmesinin sonucudur" dedi.

Amaç sindirmek İstanbul'da yapılacak olan NATO zirvesi öncesi muhalif kesimlerin safdışı bırakılmak istendiğini söyleyen Kaşkır, antidemokratik uygulamaların işgalcileri, dünyanın teröristlerini rahat ettirmek için yapıldığını ifade etti. Kaşkır konuşmasına şöyle devam etti: "NATO ve Bush Karşıtı Birlik'i oluşturan kurumlar olarak, siyasi iktidarı, yasadışı antidemokratik uygulamalara, baskı ve gözaltılara son vermeye, faili meçhul cinayetlerin sorumlularını yargı önüne çıkarmaya çağırıyoruz. Halkların düşmanı NATO ve Bush'un ülkemizden defolması için mücadele edeceğimizi, 1 Mayıs'ta alanlarda NATO ve Bush'a hayır diye haykıracağımızı ilan ediyoruz." Hüseyin Kaşkır'ın konuşmasının ardından, polis baskınları kınanarak, eylem sona erdirildi. Baskınlarda yaklaşık 100 kişi gözaltına alındı, TAYAD ile Temel Haklar ve Özgürlükler Derneği kapatıldı.

ÖNCEKİ HABER

Sözleşmeli personel fiyaskosu

SONRAKİ HABER

Cilalı İbo öldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...