07 Nisan 2004 21:00

PERTEV NAİLİ BORATAV
   Yeniden halkını anlatıyor

'Osmanlılık'tan kurtuluş için Ziya Gökalp'lerle başlayan halkbilim araştırmalarının ülkemizdeki dönüm noktası Pertev Naili Boratav'dır. Ancak onun çalışmaları halkbilim açısından en sıkıntı verici dönemlere rastlar.

Paylaş
Sanayi toplumunun oluşumunun ardından 'bilim' niteliği kazanan bir alandır 'halkbilimi'. Büyük şehirlerin toplumsal yaşamın merkezi haline gelmesiyle yaşanan devrimin ortaya çıkardığı sonuçlardan biridir. "Neydik, ne olduk" bilimidir. Türkiye'de ortaya çıkışı da sanayi toplumunun doğrudan etkilerinden biri olan milliyetçilik akımıyla ilgilidir. Yüzyıllardır süregelen 'Osmanlılık'tan kurtuluş için Ziya Gökalp'lerle başlayan halkbilim araştırmalarının ülkemizdeki dönüm noktası ise Pertev Naili Boratav olmuştur. Onun halkbilim çalışmalarına başladığı yıllar, bu bilim dalının tarihi açısından en sıkıntı verici dönemlere rastlar. 1930'ların ortalarından itibaren yükselişe geçen Almanya'daki Nazi Partisi'nin üzerinde en sistematik şekilde durduğu ve kendisini güçlendirmek için kullandığı alanların başında gelir halkbilim. Tabii sözünü ettiklerimiz; halkbiliminin metod ve yöntemlerinin kullanımıyla 'ari ırk'ı ortaya koymayı, Almanların soylarına ilişkin giderek zıvanadan çıkacak iddiaların 'bilim' kisvesi altında gösterilmesi yönündeki çalışmalardır. Ortaya çıkacak sonuç önceden 'belirlenmiş' olduğuna göre o yöntem ve metodların halkbilimine ait olmasının öneminin kalmaması ayrı konu. Ancak bu dönemde, bilime ihanet eden birçok Alman halkbilimcinin Gobbels'in propaganda materyallerine malzeme olacak araştırmalara, özellikle Bavyera gibi 'saf Alman' nüfusunun yaşadığı düşünülen bölgelerde iştahla giriştikleri bilinmektedir. Bunun karşılığını tarihte 'parasal problem çekmeyen' nadir halkbilimciler olarak almışlardır tabii...

Anadolu'nun kaydını tutmak İnançlar, töreler, giyim kuşam, halk edebiyatı, çocuk oyunları, yemek kültürü, el sanatları, halk türküleri ve dansları... Bunların hepsi, alt başlıklarıyla birlikte halkbiliminin konusunu oluşturur. İşte Pertev Naili Boratav halkbilimin alnına kara leke süren kimi Alman meslektaşlarıyla eşzamanlı olarak Anadolu'da bütün bu saydığımız başlıklara ilişkin ömür boyu sürecek çalışmalarına başlamıştır. Ve sonunda, hiç şüphe yok ki tüm dünyada halkbiliminin onuru olan bilimadamları arasına katılmıştır. Onun bilim anlayışı içinde sansür ya da egemenlerin dümen suyunda ilerlemek gibi tutumlara yer yoktur. Bu nedenle Türkiye'de bir ilk olan Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ndeki Halk Edebiyatı Kürsüsü'nün başkanlığından 1948'de ayrılmak zorunda kalır, kürsü kapatılır. O tarihten sonra da "Anadolu'nun söylence derleyicisi" çalışmalarını Anadolu'dan uzakta, Paris'te sürdürmek zorunda kalacaktır. 1998'deki ölümüne kadar tam elli yıl! Bir halkbilimciye böyle bir kaderin reva görülmesinin nedeni sadece kendi kurduğu kürsüden ayrılmak zorunda kalmaya zorlayan dönemin tek parti yönetimi midir? Yoksa CHP'li tek parti yıllarından sonra iktidara gelen tüm partiler, böyle bir bilimadamının tekrar kendi yurdunda çalışmasını sağlayacak olanakları ve güvenceyi sağlayamadıkları için suçlu mudur? Ki bu güvence ve olanakların sağlanması demek Türkiye'de halkbilim çalışmalarının özgürce yapılabilmesi demektir. Ancak bugün bile halen bu yönde bir ışık görülmüyor.

Boratav'ın uzun yol haritası Şimdi önümüzde iki kitap var. "K Kitaplığı" tarafından yeni baskıları yayınlanan, "Yüz Soruda Türk Folkloru" ve "Yüz Soruda Türk Halk Edebiyatı". Boratav'ın birer 'temel kitap' halinde planladığı ve yeni baskılarına eleştirmen Konur Ertop'un sunuş yazılarının da eklendiği bu iki kitap bugün halen halkbilimine merak duyanlar için temel kaynak olma özelliğini koruyor. Kitapların birincisinde halkbiliminin, halk edebiyatı dışında kalan konuları, "İnanışlar, Töre ve Törenler, Oyunlar" başlığı altında incelenir. Çocukluğunuzdan bu yana karşınıza çıkan evrene, dünyaya, güneşe ve aya, uğur, efsun, büyü, doğum ve ölüme, talih ve kadere, ağıtlara, çocuk ve büyük oyunlarına ve bağlantılı bir çok konunun kökenleri ve içerikleri; hem Anadolu'daki ve hem de Anadolu dışındaki kimi Türk toplumları arasındaki farklılaşmalar/benzerlikler, uygulamalar, kitabın temel konusunu oluşturur. Tabii aynı zamanda Boratav'ın yol haritası da ortaya çıkar. Alevi-Bektaşi şairlerinden Kıpçak Türkleri'nin inanışlarına, Muğla'dan Maraş'a, Trabzon'dan Ankara'ya uzanan ucu bucağı belirsiz bir harita. İkinci kitapta, yani "Yüz Soruda Türk Halk Edebiyatı"nda ise bu kez aşık edebiyatı, destan ve hikaye, meddahlık ve gerçekçi hikaye, masal, fıkra, efsane, atasözleri, alkış ve kargışlar, tekerleme, türkü, mani, seyirlik halk oyunları incelenir. Nasreddin Hoca-Sivrihisar ilişkisinden, İstanbul'daki meddahların nasıl yaşadıklarına, alkış (övgü) ve kargış (yergi)lerin hangi anlayışla yaratıldığına kadar halk edebiyatının sonu gelmez denizinde bir gezidir bu kitap.

Nazilerin ülkesinde... Boratav'ın ölümünün ardından kişiliğine ve eserlerine yönelen ilginin zamanla sönüp gitmemesi için atılan iki önemli adımdır bu kitapların yeni baskılarının yayınlanması. Daha yakın zamanda Kültür Bakanlığı'nın yayınladığı Boratav derlemelerini içeren Nasrettin Hoca Fıkraları kitabının yine Kültür Bakanlığı tarafından 'muzır' olduğu gerekçesiyle satışına engel olunduğu bu garip ülkede ne olursa olsun yaşamaya devam edecek Pertev Naili Boratav. Yazıya 'Nazilerin halkbilimcileri'yle başlamıştık, Nazilerin memleketindeki bir halkbilimcinin başına gelenlerle bitirelim: 1936'da devlet bursuyla araştırmalar yapmak üzere Almanya'ya gönderilir genç araştırmacı Pertev Naili Boratav. Dedik ya, halkbiliminin o yıllarda 'yükseldiği' ülkedir Almanya. Ancak o, olup bitenin ne anlama geldiğini bilmektedir. Ve daha o tarihte Hitler aleyhine konuşmalar yapar. Sonuç? Boratav'ın daha sonra kendi ülkesinden ayrılmasına neden olacak olayların ilk işaretidir: Türkiye, Almanya'da Alman ırkçılarını eleştiren konuşmalar yapan kendi bilimadamının bursunu keser ve geri çağırır...

ÖNCEKİ HABER

Mozaiklerin kaderi bugün belli oluyor

SONRAKİ HABER

Myers'tan savaş çığlığı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...