1 Nisan 2004 22:00

Patrona sınır yok

AKP hükümetinin tepkiler nedeniyle bir türlü Meclis Genel Kurulu'na sunamadığı Maden Yasa Tasarısı'ndaki son değişiklikler, maden patronlarına teşviklerde sınır tanımıyor. Tasarı üzerinde 13 Şubat'ta yapılan değişikliklerle, zaten çok fazla olan teşvikler yeniden ve yüzde 200 oranında artırılıyor. Maden Yasa Tasarısı'na karşı çıkan ve kamuoyunu aydınlatma faaliyeti yürüten demokratik kitle örgütlerinin oluşturduğu çalışma grubunda görev alan Yüksek Jeoloji Mühendisi Tahir Öngür de, gazetemize yaptığı değerlendirmede, tasarıya eklenen teşviklerin yüksekliğini eleştirdi. "Tasarının şubattan önceki şekli üzerinden yapılan hesaplamalara göre, yabancı bir şirket 1 milyon ton krom çıkarıp götürse Türkiye'ye hiçbir şey bırakmayacak, üstüne de devlet teşvik olarak 30 milyon dolar verecekti" diyen Öngür, "Bu yetmemiş beyefendilere. Getirilen değişiklikle teşvikler yüzde 200'e çıkarıldı. Başkalarına her yerde en üst düzeyde verilen teşviklerin iki katı madencilere verilecek. Bu nasıl tartışılacak bilmiyorum" yorumunda bulundu.

Teşvik yağması Maden Yasa Tasarısı'na eklenen maddeler, Tahir Öngür'ün yukarıdaki yorumunun ne kadar haklı olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü, tasarının 9. maddesinde, "Madencilik yatırımları, bulunduğu bölgeye bakılmaksızın, devletin uyguladığı tüm teşviklerden en üst seviyede yararlandırılır" hükmü yer alıyordu. Bu teşvikler 'yetersiz' görülmüş olacak ki, tasarıya şubat ayında, "Yatırımlara uygulanan genel teşviklere ilave olarak madencilik faaliyetlerine aşağıdaki teşvikler de uygulanır" hükmünün yer aldığı 25. madde eklendi. 25. maddeye göre getirilen yeni teşvikler şöyle;
  • Ürettiği madeni yurt içinde ve kendi tesisinde işleyip ek katma değer sağlayanlardan, bu tesislerde üretimde değerlendirilen maden miktarı için devlet hakkının yüzde 50'si alınmaz.
  • Madencilik faaliyetlerinde, ileri ve yüksek teknoloji kullanılarak üretilen madeni üç ürüne dönüştüren yatırımlarda yüzde 200 yatırım indirimi uygulanır.
  • Küçük ölçekli işletmelerden harç ve teminatlar yüzde 50 oranında alınır.
  • Madencilik faaliyetleri neticesinde tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergisi matrahından, Rezerv Tüketim Payı olarak yüzde 5 oranında indirim yapılır.
  • Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren madencilik alanında faaliyette bulunan, fiilen ve sürekli olarak asgari 10 işçi çalıştıran işletmelerin elektrik enerjisi giderlerinin yüzde 20'si Hazine tarafından karşılanır. Bu orana 10'dan sonraki her bir işçi için 0.5 puan eklenir.
  • Bu kanunun yayım tarihinden önce madencilik faaliyetinde bulunan işletmeler, ilgili idareye vermiş oldukları en son dört aylık sigorta prim bordrolarında bildirdikleri işçi sayılarını fiilen ve sürekli olarak en az yüzde 20 oranında artırmaları ve asgari 10 işçi çalıştırmaları koşuluyla yüzde 20 oranında enerji desteğinden yararlanır. Bundan sonraki her bir işçi için destek oranı 0.5 puan artırılır.


    Bahaneler geçersiz Maden Yasası Tasarısı ilk ortaya atıldığı zaman oluşturulan, içinde Arkeoloji Derneği'nden TMMOB'a kadar yaklaşık 50 çevre ve meslek örgütünün yer aldığı oluşum tarafından hazırlanan ortak raporda, "Madencilik için Her şeyden Vaz mı Geçilmeli?" sorusu yöneltilerek, teşviklerin yüksekliğine değinilmişti. Tasarıda, verilen teşviklerin gerekçesi olarak, "Madencilik, sanayinin hammadde gereksinimini karşıladığından ülke ekonomisinin temelini oluşturur. Madenciliğin, döviz sağlaması, katma değer yaratması, istihdam yaratması, hizmet ve yan sanayi sektörlerini teşvik etmesi, özellikle bölgesel kalkınmayı ön plana çıkarması açısından ülke ekonomisinde ayrı bir önemi ve yeri vardır" gibi bahanelere yer verilmiş, ancak raporda bu tezler de yalanlanmıştı. "Teşviklerin, ülkenin yer altı zenginliklerinin hızla çıkarılması ve yurt dışına satılması için kullanılmasının savunulabilecek bir yanı olamaz" görüşüne yer verilen raporda, şu noktalara dikkat çekiliyor:
  • Madencilik, kendi ülkesinin sanayine hammadde sağladığı zaman bile bir öncü sektör değildir.
  • Ülkeler geliştikçe hammadde kullanım yoğunluğu azalmaktadır.
  • Yatırımın geri dönüşü çok kısa sürelidir.
  • Madencilik işletmeleri, pazardaki fiyatlara bağlı olarak sık sık çalışmalarına ara verir.
  • Madencilik, istihdamı cılız bir sektördür. Ülkemizdeki bütün madencilik işletmelerinde 72 bin kişi istihdam edilirken, kuyumculuk sektörünün tek başına 250 binden çok insana istihdam sağlamakta oluşu bile bunun anlaşılması için yeter.
  • Böyle teşvik edilen bir sektör spekülasyona, kara paraya, ihracatta vergi iadesi söz konusu olduğunda ortaya çıktığındaki gibi büyük ölçekli kötüye kullanmalara ve sektör içinde yıkıcı rekabete konu olur.

    src=/resim/b1.gif width=5>
    Başa dön


    Kamu reformu öğrencileri böldü Çağrı Yağar Antalya'da yedi ay önce bir anda ortadan kaybolan 16 yaşındaki Selma Erçağlar'dan hiçbir haber alınamıyor. 23 Ağustos 2003 de evden çıkan ve bir daha eve dönmeyen Selma'nın babası Yusuf Erçağlar kızının hiçbir sorunun olmadığını ancak okuldaki arkadaş çevresinin iyi olmadığını ve Selma'nın fuhuş ve uyuşturucu çetesinin eline düşmesinden endişe ettiklerini söyledi. Vanlı olduklarını on yedi yıldır Antalya'da yaşadıklarını belirten baba Erçağlar ailenin tek kızı olan Selma'nın lise 2 ye geçtiği yılın yaz aylarında ortadan kaybolduğunu aramadık yer bırakmadıklarını emniyetten ve jandarmadan da bir sonuç alamadıklarını belirtti. Antalyada Ticaret Lisesi'nde okuyan Selma ortadan kaybolduktan sonra ilk bir ay eve sık sık sessiz telefonların geldiğini ama daha sonra bu telefonlarından kesildiğini söylüyor babası. Bitkin bir halde kızlarını arayan Erçağlar ailesi Selma'yı görenlerin tanıyanların (0 242) 325 31 19 ve 243 31 30 nolu telefonlardan kendilerine ulaşmalarını istiyor.

    Aileler tedirgin Antalya'da fuhuş ve uyuşturucu sektörü ortaöğretim kurumlarını ciddi şekilde tehdit ediyor. Özellikle ortaöğretim kurumlarına yönelen fuhuş ve uyuşturucu çeteleri yüzünden veliler tedirgin.