12 Mart 2004 23:00

DEP davasında 'inadım inat' tutumu!

Kapatılan DEP'in eski milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak'ın Ankara 1 No'lu DGM'de yeniden yargılandıkları davada esas hakkındaki görüşünü açıklayan Duruşma Savcısı Dilaver Kahveci, mahkemenin, eski kararını tasdik etmesini istedi. AHİM'in kararının ardından yeniden görülmeye başlanan davada savcı Kahveci, onca tanığa, duruşmaya rağmen önceki kararın aynen onaylanmasını isteyerek 'inadım inat' tutumunu sürdürürdü. DEP milletvekilleri duruşmaları boykot ettiler. Milletvekillerinin avukatları, müvekkilerinin bundan sonraki duruşmalara katılmama ve savunma yapmama kararı aldıklarını açıkladılar. DEP milletvekillerinin yeniden yargılanmalarına dün Ankara 1 No'lu DGM'de devam edildi. 2 Mart 2004 günü cezaevinde 10'uncu yıllarını dolduran milletvekilleri yeniden yargılama sürecinde görülen 12'nci duruşmaya katılmadılar. Duruşma, miletvekillerinin kendi iradeleri ile gelmediklerini belirten tutanakların mahkeme dosyasına gelmesinin ardından başlayabildi. Orhan Karadeniz Başkanlığı'nda görülen davayı; AP temsilcisi Richard Bayfaure, AP'den Feleknaz Uca, Luici Vinci, ABD Büyükelçiliği'nden Pihilip Kaplan, FİDİH'ten Emma Le Pennec, Özgür Parti Genel Başkanı Ahmet Turan Demir, DEHAP Genel Başakan Yardımcısı Veli Büyükşahin, Eski DEP milletvekili Sırrı Sakık ve CHP Konya milletvekili Atilla Kart izledi.

'Zanalara iftira atılıyor' Duruşmaya, yargılama süresince önemli tanıklar arasında yer alan Korucubaşı Abdullah Dursun'un Bursa Kapalı Cezaevi'nde kalan oğlu Ali Dursun'un ifadesi okunarak başlandı. Dursun'un ifadesinde "PKK'ya kendi istediğimle katıldım" sözleri yer aldı. Dursun, babasının aleyhinde tanıklık yapmanın zor olacağını belirterek babasının sanıklara iftira attığını vurguladı. Zana'yı basından tanıdığını bildiren Dursun, kendisiyle hiçbir örgütsel bağının olmadığını da vurguladı. Bursa'da öğrenciyken Diyarbakır'a gittiğini ve Dicle Üniversitesi'nde okuyan arkadaşı Ahmet Temel'in evinde kaldığını belirten Dursun, bu durumun babası tarafından öğrenildiğini açıkladı. "PKK'ya katıldığını" babasına söylemesinin ardından babasının bu durum ile Ahmet Temel arasında ilişki kurmaya çalıştığını ve Temel'i kaçırdığını anlatan Dursun, kendisinin kesinlikle Zana tarafından kaçırılmadığını ve babasının ifadelerinin gerçek dışı olduğunu bildirdi.

'Duruşmalara çıkmayacaklar' Duruşmada söz alan avukat Yusuf Alataş, 1994 yargılamasının hükümlerinin, ısrarla uygulanmaya çalışıldığını bildirdi. Alataş, yargılama boyunca kişileri rencide etmeden savunma yaptıklarını belirterek yargılamanın bir düzen içinde yapılmasına dikkat ettiklerini dile getirdi. Alataş, yetkililerin yargıyı etkilediklerini söyleyerek "Yetkililer bir yandan bağımsız yargı dediler, bir yandan da Zanaların düşünce suçlusu değil de terörist olduğunu dile getirdiler. Peki bu durumda nasıl yargının bağımsız olduğunu söyleyebiliriz" diye konuştu. Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in AP Başkanı Pat Cox ile görüşmelerinde "Zana ve arkadaşları duruşmada mahkemeye hakaret ediyorlar ve kendilerine ilginin sürekli olması için çıkmak istemiyorlar" dediğini hatırlatan Alataş, mahkeme heyetine "Neden bugüne kadar müvekkillerimin size hakaret ettiği tutanaklara geçmedi" diye sordu. Alataş, müvekkillerinin bundan sonra hiçbir duruşmaya katılmayacaklarını ve dolayısıyla kimseye hakaret etmeyeceklerini dile getirdi. Ali Dursun'un da birçok tanık gibi ifadesinde sanık milletvekillerini akladığını ifade eden Alataş, yargılamada hangi objektif kriterlere göre hareket edileceğini bilmek istediklerini söyledi.

İlk kararda ısrar Davanın öğleden sonraki oturumunda esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Savcı Kahveci, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 327/6. maddesi uyarınca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararı nedeniyle yeniden yapılan yargılama süresi içinde, tanıkların çoğunluğunun yeniden dinlenildiğini, hükümlü ve avukatlarına savunmalarını yapmaları için yeterli süre verildiğini bildirdi. Dinlenen tanık beyanları, hükümlü ve avukatlarının sundukları belge ve beyanlar ile dosyadaki diğer belge ve beyanların yeniden değerlendirildiğini bildiren Savcı Kahveci, mahkemenin ilk kararının değiştirilmesini gerektirecek bir durum tespit edilemediğini açıkladı. Savcı Kahveci, mahkemenin ilk kararının tasdik edilmesini, infazın durdurulması taleplerinin de reddine karar verilmesini istedi.

Evrensel'i Takip Et