7 Mart 2004 23:00
Asıl terör işte bu
GÜNÜN YAZILARI
Uluslararası Af Örgütü, dünyada her üç kadından birinin fiziksel şiddete ya da cinsel tacize maruz kaldığını açıkladı. Bu durum yalnızca 'geri kalmış' ülkelerde yaşanmıyor.
"Medeniyetin beşiği" olarak gösterilen Avrupa ülkelerinden İngiltere'de her dört kadından biri erkeklerin şiddetine maruz kalıyor.
'Her yerde risk' Af Örgütü Genel Sekreteri Irene Khan, "Kadınlara karşı şiddet uygulanması zulümdür. Yatak odalarından savaş alanlarına kadar kadınlar her yerde riskte. Hükümetler milyonlarca kadının her gün yüz yüze kaldığı, gerçek 'terörle' savaşmakta başarısızlar" diye konuştu. Khan, kadınlara yönelik şiddetin her toplumu içten içe yiyip bitiren bir kanser olduğunu belirtti. Örgütün hazırladığı, "Kadınlara yönelik şiddeti durdurun-Bu bizim elimizde" başlıklı rapor, şiddetin sigaradan ya da trafik kazalarından çok daha fazla can aldığını ortaya koyuyor. Rapora göre dünyada cinayete kurban giden kadınların yüzde 70'i eşleri tarafından öldürülüyor. Dahası; her gün 15 yaşından küçük milyonlarca kız, seks tacirlerinin eline düşüyor.
Savaşın vahşeti İnsan hakları örgütünün raporu, şiddet ve tecavüz gibi suçların "savaş stratejisi" olarak kullanıldığını gösteriyor. Mahkemeler bu suçların önemini azaltarak, adeta bunları destekliyor. 1994 Ruanda soykırımında yüzbinlerce kadına sistematik bir şekilde tecavüz edildiği ve bu kadınların çoğunun AIDS virüsüne yakalandığı biliniyor. Afganistan, Irak, Afrika ve Bosna-Hersek gibi ırza geçmenin "savaş stratejisi" olarak kullanıldığı yerlerde kadınlar, aileleri tarafından dışlanıyor. Hatta çoğu kez tecavüze uğrayan genç kızlar 'namus cinayetlerine' kurban gidiyor. Bu kadınlar için savaş bitse de vahşet bitmiyor. Kürtajın yasaklanması yönündeki eğilimleri eleştiren Af Örgütü, ABD yönetiminin, kürtajın yasal olduğu ülkelerde aile planlama programlarına yaptığı desteği azalttığına işaret etti. Etiyopya, Kenya, Zambiya ve Romanya'da, bu nedenle sağlık programlarında kesintiye gidildi. Güney Afrika'da tecavüz, genç kadınların çoğunun ilk "cinsel deneyimi". Sadece 2002 yılında 54 bin tecavüz ya da tecavüz girişimi rapor edilmiş bulunuyor.
Gizli kalıyor Vahşetin başka bir boyutu ise, cinsel şiddete maruz kalan kadınların bunları açıklayamaması. İngiltere gibi "gelişmiş" bir ülkede dahi tecavüz olaylarının yalnızca beşte birinin rapor eldiği belirtildi. Af Örgütü, kendisi de dahil olmak üzere, insan hakları örgütlerinin kadına karşı şiddet konusunda çok yavaş hareket ettiklerini kabul etti. Af Örgütü; kadınların yıllardır eşitlik mücadelesinde çok yol katettiğini, ancak 'dini, etik ve geleneksel baskıların' bu mücadeleyi sekteye uğrattığını da bildirdi.
İBRETLİK VERİLER ABD: Her 90 saniyede bir kadın tecavüze uğruyor. Her gün 4 kadın, aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybediyor. Şili: Tecavüze uğrayan kadınların yalnızca yüzde 3'ü polise gidiyor. Meksika: Son on yılda 370 kadın saldırıya uğrayarak öldürüldü. Rusya: Bir yıl içinde aile içi şiddet nedeniyle 14 bin ölüm gerçekleşti. İngiltere: 2003'te 14 bin kadın tecavüze uğradı. Ayrıca aile içi şiddet nedeniyle her hafta iki kadın ölüyor. Mısır: 15-49 yaşları arasındaki evli kadınların yüzde 97'sinin cinsel organı şiddet sonucu zarar görmüş. Hindistan: Yılda yaklaşık 15 bin genç kız öldürülüyor. Pakistan: Yılda yaklaşık 1000 kadın namus cinayetine kurban gidiyor. Sri Lanka: 1999 yılında bu ülkede yaşayan kadınların. Yarısından fazlasının cinsel saldırılara ve baskıya maruz kaldığı belirlendi.
Paris'te kadın yürüyüşü Fransa'nın başkenti Paris'te binlerce kadın, 8 Mart öncesi bir yürüyüş gerçekleştirdi. Kadın Hakları Ulusal Kolektifi tarafından önceki gün düzenlenen yürüyüşe katılan yaklaşık 10 bin kadın, muhafazakâr hükümetin sosyal haklarda gerilemeye yol açan politikalarını eleştirdi. Yürüyüş kortejinin başında sendikalar, işyerlerinde kadınlara eşit haklar verilmesini talep eden gruplar ve feministler yer alırken, bu grupların hemen arkasında, okullarda türban ve diğer dini simgelerin kullanılmasını yasaklayan yasayı destekleyen gruplar bulunuyordu. 30 kadar türbanlı Müslüman kadın da başlangıçta yürüyüşe katıldı, ancak küçük grup, bir süre sonra dağılmak zorunda kaldı.
'Her yerde risk' Af Örgütü Genel Sekreteri Irene Khan, "Kadınlara karşı şiddet uygulanması zulümdür. Yatak odalarından savaş alanlarına kadar kadınlar her yerde riskte. Hükümetler milyonlarca kadının her gün yüz yüze kaldığı, gerçek 'terörle' savaşmakta başarısızlar" diye konuştu. Khan, kadınlara yönelik şiddetin her toplumu içten içe yiyip bitiren bir kanser olduğunu belirtti. Örgütün hazırladığı, "Kadınlara yönelik şiddeti durdurun-Bu bizim elimizde" başlıklı rapor, şiddetin sigaradan ya da trafik kazalarından çok daha fazla can aldığını ortaya koyuyor. Rapora göre dünyada cinayete kurban giden kadınların yüzde 70'i eşleri tarafından öldürülüyor. Dahası; her gün 15 yaşından küçük milyonlarca kız, seks tacirlerinin eline düşüyor.
Savaşın vahşeti İnsan hakları örgütünün raporu, şiddet ve tecavüz gibi suçların "savaş stratejisi" olarak kullanıldığını gösteriyor. Mahkemeler bu suçların önemini azaltarak, adeta bunları destekliyor. 1994 Ruanda soykırımında yüzbinlerce kadına sistematik bir şekilde tecavüz edildiği ve bu kadınların çoğunun AIDS virüsüne yakalandığı biliniyor. Afganistan, Irak, Afrika ve Bosna-Hersek gibi ırza geçmenin "savaş stratejisi" olarak kullanıldığı yerlerde kadınlar, aileleri tarafından dışlanıyor. Hatta çoğu kez tecavüze uğrayan genç kızlar 'namus cinayetlerine' kurban gidiyor. Bu kadınlar için savaş bitse de vahşet bitmiyor. Kürtajın yasaklanması yönündeki eğilimleri eleştiren Af Örgütü, ABD yönetiminin, kürtajın yasal olduğu ülkelerde aile planlama programlarına yaptığı desteği azalttığına işaret etti. Etiyopya, Kenya, Zambiya ve Romanya'da, bu nedenle sağlık programlarında kesintiye gidildi. Güney Afrika'da tecavüz, genç kadınların çoğunun ilk "cinsel deneyimi". Sadece 2002 yılında 54 bin tecavüz ya da tecavüz girişimi rapor edilmiş bulunuyor.
Gizli kalıyor Vahşetin başka bir boyutu ise, cinsel şiddete maruz kalan kadınların bunları açıklayamaması. İngiltere gibi "gelişmiş" bir ülkede dahi tecavüz olaylarının yalnızca beşte birinin rapor eldiği belirtildi. Af Örgütü, kendisi de dahil olmak üzere, insan hakları örgütlerinin kadına karşı şiddet konusunda çok yavaş hareket ettiklerini kabul etti. Af Örgütü; kadınların yıllardır eşitlik mücadelesinde çok yol katettiğini, ancak 'dini, etik ve geleneksel baskıların' bu mücadeleyi sekteye uğrattığını da bildirdi.
İBRETLİK VERİLER ABD: Her 90 saniyede bir kadın tecavüze uğruyor. Her gün 4 kadın, aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybediyor. Şili: Tecavüze uğrayan kadınların yalnızca yüzde 3'ü polise gidiyor. Meksika: Son on yılda 370 kadın saldırıya uğrayarak öldürüldü. Rusya: Bir yıl içinde aile içi şiddet nedeniyle 14 bin ölüm gerçekleşti. İngiltere: 2003'te 14 bin kadın tecavüze uğradı. Ayrıca aile içi şiddet nedeniyle her hafta iki kadın ölüyor. Mısır: 15-49 yaşları arasındaki evli kadınların yüzde 97'sinin cinsel organı şiddet sonucu zarar görmüş. Hindistan: Yılda yaklaşık 15 bin genç kız öldürülüyor. Pakistan: Yılda yaklaşık 1000 kadın namus cinayetine kurban gidiyor. Sri Lanka: 1999 yılında bu ülkede yaşayan kadınların. Yarısından fazlasının cinsel saldırılara ve baskıya maruz kaldığı belirlendi.
Paris'te kadın yürüyüşü Fransa'nın başkenti Paris'te binlerce kadın, 8 Mart öncesi bir yürüyüş gerçekleştirdi. Kadın Hakları Ulusal Kolektifi tarafından önceki gün düzenlenen yürüyüşe katılan yaklaşık 10 bin kadın, muhafazakâr hükümetin sosyal haklarda gerilemeye yol açan politikalarını eleştirdi. Yürüyüş kortejinin başında sendikalar, işyerlerinde kadınlara eşit haklar verilmesini talep eden gruplar ve feministler yer alırken, bu grupların hemen arkasında, okullarda türban ve diğer dini simgelerin kullanılmasını yasaklayan yasayı destekleyen gruplar bulunuyordu. 30 kadar türbanlı Müslüman kadın da başlangıçta yürüyüşe katıldı, ancak küçük grup, bir süre sonra dağılmak zorunda kaldı.
Evrensel'i Takip Et