23 Şubat 2004 23:00
Bu duvarı kimse savunamaz
GÜNÜN YAZILARI
BM'ye bağlı Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'in inşa ettiği "utanç duvarı"nın ele alındığı oturumlar başladı. Filistin tarafının davadan başarıyla çıkması bekleniyor, ancak Divan'ın kararları herhangi bir bağlayıcılık içermiyor. İsrail ise, davada taraf olmayı reddetti.
Duruşmalarda Filistin'i temsil eden heyetten, Filistin Kurtuluş Örgütü Danışmanı Michael Tarazi, Evrensel'e bu davadan beklentilerini aktardı.
Evrensel: Filistin tarafının bu davadaki stratejisi ne olacak? Michael Tarazi: Bu dava, başlı başına, Filistin sorununun "iki eşit taraf" arasında bir mesele olmadığının kanıtı oldu. Ortada bir işgalci güç ve bir de işgal edilen halk vardır. Dava, işgalcinin uluslararası hukuka saygı duymak zorunda olduğu fikrini vurguluyor. Filistin tarafı da, dünyanın dikkatini bu eşitsizliğe çekmeyi amaçlıyor.
<İ>Gözlemciler, davanın Filistin için zaferle sonuçlanacağı kanısında. Filistin yönetimi, böyle bir sonucun ardından ne bekliyor? Bu soru, uluslararası toplum tarafından yanıtlanmayı bekliyor. Öncelikle bu davanın muhatabı BM Genel Kurulu'ydu. İsrail duvarı, Adalet Divanı'nın önüne, Genel Kurul'un kararı sonucu geldi. Yani burada "Filistin İsrail'e karşı" değil, "İsrail dünyaya karşı". Uluslararası toplum bu durum karşısında ne yapacak? İsrail'i uluslararası hukuka uymaya nasıl ve hangi araçlarla zorlayacak? Yoksa alınacak karar görmezden mi gelinecek? Biz de bu soruların yanıtını bekliyoruz. Filistin; uluslararası hukuka saygı duyulmasını beklemektedir. Zaten sorunun bu noktaya gelmesinin en baştaki sebebi, hukukun ayaklar altına alınması değil mi? İsrail, 50 yıldır uluslararası hukuku çiğniyor ve yaşadığımız bütün sorunların temelinde bu tutum yatmaktadır. Bunca yılın ardından, Filistinlilerin, bir değişiklik beklemeye hakkı yok mu? İsrail davada taraf olmayacağını ilan etti. Onun yerine siyonist Yahudiler Lahey'e gelip sokaklarda protesto gösterileri düzenliyorlar. Bu taktiği nasıl değerlendiriyorsunuz? İsrail, hukuki alanda o duvarı savunamayacağını çok iyi biliyor. O duvarı kimse savunamaz. Bu nedenle davalarını hukuk nezdinde yürütemiyorlar. Bunun yerine, uluslararası kamuoyunu etkilemek için sokakları kullanmak istiyorlar. Ama Lahey sokaklarında Filistinliler, Filistin dostları da olacak. Bunu görüyorsunuz.
İsrail hükümeti, pazar günü Kudüs'te düzenlenen son intihar saldırısını, duvarın inşası için gerekçe yapmaya çalıştı. Duvarın "güvenlik" için inşa edildiği iddiası doğru mudur? İsrail, kendi topraklarına istediği kadar duvar örebilir. Buna bir şey diyen yok. Burada söz konusu olan duvar inşa etme hakkı değil, işgalci bir gücün, işgal topraklarında insan haklarını çiğneyip çiğnemediği. Madem duvar ile güvenlik sağlayacaklar, o zaman gidip duvarı kendi ülkelerinde örsünler, Filistinlilerin vatanlarında değil. Elbette, İsrail'in güvenliği dahil olmak üzere sorunların tümünün çözümü, işgalin sona ermesinde yatıyor.
Davaya katılmayan ülkeler İsrail, ABD ve Avrupa Birliği olarak sıralanıyor. AB böylece ABD ve İsrail'in yanında yer almış olmuyor mu? Biraz bekleyelim. AB'nin tutumunun Filistin lehine netleşeceğine, doğru tutumu alacaklarına ve uluslararası hukuktan yana taraf olacaklarına inanıyorum.
Evrensel: Filistin tarafının bu davadaki stratejisi ne olacak? Michael Tarazi: Bu dava, başlı başına, Filistin sorununun "iki eşit taraf" arasında bir mesele olmadığının kanıtı oldu. Ortada bir işgalci güç ve bir de işgal edilen halk vardır. Dava, işgalcinin uluslararası hukuka saygı duymak zorunda olduğu fikrini vurguluyor. Filistin tarafı da, dünyanın dikkatini bu eşitsizliğe çekmeyi amaçlıyor.
<İ>Gözlemciler, davanın Filistin için zaferle sonuçlanacağı kanısında. Filistin yönetimi, böyle bir sonucun ardından ne bekliyor? Bu soru, uluslararası toplum tarafından yanıtlanmayı bekliyor. Öncelikle bu davanın muhatabı BM Genel Kurulu'ydu. İsrail duvarı, Adalet Divanı'nın önüne, Genel Kurul'un kararı sonucu geldi. Yani burada "Filistin İsrail'e karşı" değil, "İsrail dünyaya karşı". Uluslararası toplum bu durum karşısında ne yapacak? İsrail'i uluslararası hukuka uymaya nasıl ve hangi araçlarla zorlayacak? Yoksa alınacak karar görmezden mi gelinecek? Biz de bu soruların yanıtını bekliyoruz. Filistin; uluslararası hukuka saygı duyulmasını beklemektedir. Zaten sorunun bu noktaya gelmesinin en baştaki sebebi, hukukun ayaklar altına alınması değil mi? İsrail, 50 yıldır uluslararası hukuku çiğniyor ve yaşadığımız bütün sorunların temelinde bu tutum yatmaktadır. Bunca yılın ardından, Filistinlilerin, bir değişiklik beklemeye hakkı yok mu? İsrail davada taraf olmayacağını ilan etti. Onun yerine siyonist Yahudiler Lahey'e gelip sokaklarda protesto gösterileri düzenliyorlar. Bu taktiği nasıl değerlendiriyorsunuz? İsrail, hukuki alanda o duvarı savunamayacağını çok iyi biliyor. O duvarı kimse savunamaz. Bu nedenle davalarını hukuk nezdinde yürütemiyorlar. Bunun yerine, uluslararası kamuoyunu etkilemek için sokakları kullanmak istiyorlar. Ama Lahey sokaklarında Filistinliler, Filistin dostları da olacak. Bunu görüyorsunuz.
İsrail hükümeti, pazar günü Kudüs'te düzenlenen son intihar saldırısını, duvarın inşası için gerekçe yapmaya çalıştı. Duvarın "güvenlik" için inşa edildiği iddiası doğru mudur? İsrail, kendi topraklarına istediği kadar duvar örebilir. Buna bir şey diyen yok. Burada söz konusu olan duvar inşa etme hakkı değil, işgalci bir gücün, işgal topraklarında insan haklarını çiğneyip çiğnemediği. Madem duvar ile güvenlik sağlayacaklar, o zaman gidip duvarı kendi ülkelerinde örsünler, Filistinlilerin vatanlarında değil. Elbette, İsrail'in güvenliği dahil olmak üzere sorunların tümünün çözümü, işgalin sona ermesinde yatıyor.
Davaya katılmayan ülkeler İsrail, ABD ve Avrupa Birliği olarak sıralanıyor. AB böylece ABD ve İsrail'in yanında yer almış olmuyor mu? Biraz bekleyelim. AB'nin tutumunun Filistin lehine netleşeceğine, doğru tutumu alacaklarına ve uluslararası hukuktan yana taraf olacaklarına inanıyorum.
Evrensel'i Takip Et