14 Şubat 2004 23:00

Edebiyata Üç Nokta

Edebiyat dergilerinin arasına yeni katılan "Üç Nokta", kendi okuruna ulaşmak için ilkeli bir yayıncılık anlayışıyla yola çıktı. Genç edebiyatçılar için bir ilk adım olma amacı güden derginin yayın kurulu üyesi Sevecen Tunç, edebiyatı para getiren bir meta olarak düşünmediklerini, popüler kültürün yozlaştırdığı dili reddettiklerini ve bu yüzden medyanın ya da edebiyat erklerinin desteğini arkasına almamayı ilke edindiklerini söylüyor.

Günümüz koşullarında bir edebiyat- sanat dergisi çıkarmanın ne gibi zorlukları var? İçinde bulunduğumuz birçok olumsuzluğun arasından sanıyorum ilk sırayı ekonomik olanaksızlıklar alıyor. Öyle ki; ilk sayımızın dosyasını Mart 2003'te tamamlamamıza rağmen, maddi sıkıntılar yüzünden ancak aralıkta çıkarabildik. Bunun yanı sıra, verili bakış açılarıyla, düzenle problemi olan bir derginin başka sıkıntıları da olmalıydı elbet. Şiiri, edebiyatı para getiren bir meta olarak düşünmeyen, popüler kültürün yozlaştırdığı dili reddeden; bu yüzden medyanın veya edebiyat erklerinin desteğini arkasına almamayı ilke edinen bir derginin, magazinel, medyatik şiir ortamından da uzak durması gerekirdi. Sanatın ticarileştirildiği böyle bir ortamda, henüz ilk sayısını çıkarmış bir dergi olarak; edebiyatın varlık alanına girmek zor oluyor elbette.

Derginin içeriğini belirlerken en çok hangi noktalara dikkat ediyorsunuz? Dergimizi, bir önceki sayıda konuyu okurlara duyurarak, bir dosya çerçevesinde çıkarıyoruz. Yoğun çaba ve hummalı bir telaş gerektirdiğinden olsa gerek; dergiyi üç aylık periyoda oturtmak daha uygun oldu bizim için. Günümüzde çoğu şair, imge tuzaklarına düşerek, yığma şiirler yazmaktadır. Bu yapmacık tavrı dışlayarak, gönderilen ürünleri estetik kaygı ve dil bilinciyle seçiyoruz. Çünkü, sözde kimlikler üzerinden, yaşanan hayatı -çarpıklığı, çirkinliği, tüm açmazlarıyla- yadsıyan ya da toz pembe bir anlatımla olduğundan farklı gösteren şair, demek ki sunulu düzenle gül gibi geçinmektedir. Yarattığı anlam katmanları amaçsız ve sığdır; nihayetinde birer "kitsch"dir. Üç Nokta, "kitsch" olanla barışık değildir.

Edebiyat dergilerinin okuyucuya ulaşıp ulaşamaması konusunda ne düşünüyorsunuz? Çoğu edebiyat dergisinin dağıtım ve dolaşım konusunda sıkıntı çektiğini düşünmüyorum. Bu sorunuz,u biraz da gerçek okur ve sorumlu dergicilik meselesi olarak algılıyorum. Üzülerek belirtmeliyim ki; Türkiye'de gerçek okur çoğunlukla edebiyata aktif olarak, şair veya yazar kimliğiyle katılanlardan oluşmaktadır. Çünkü akıl çağının insanında bir Gülten Akın vakitsizliği yaşanmaktadır: "Ah/ kimselerin vakti yok/ durup ince şeyleri anlamaya." Gün geçtikçe, yazınsal ürün zenginliğinin yanı sıra, sistem ve popüler kültür karşıtı hareketler içerisinde, edebiyat dergilerinin sayısındaki artışı umut verici buluyorum. Bu artış, dergicilerin toplum mu şiirden kopuyor; şair mi toplumdan gibi tartışmalardan sıyrılıp, edebiyata artan ilgiyi dikkate alarak; çabalayan okura, gerçek okura sahip çıkması gerektiğinin göstergesidir. Dergiye gönderilen ürünle ilgili, yazma eğilimi içerisindeki okura yanıt gelmemesi ya da yayımlanan ürünün sahibine derginin ulaştırılmaması, okuyucu için cesaret kırıcı örneklerdir.

Üç Nokta, içerik ve amaç olarak yayınlanan öteki dergilerden hangi noktalarda ayrılıyor? Üç Nokta; edebiyat, genç yazar ve şairleri serüvenine ortak olmaya çağıran bir dergi; önceliği yeni isimler. Çünkü geleceğin şiir dilini, poetikasını, şiir tavrını, belki de yepyeni kopuşları, patlamaları yaratacak olan genç kalemler. Şiirin kalıcı olmasının tek yolu bu. Edebiyat erklerinin tekelleşmesi, kadrolaşıp kapılarını genç şairlere kapaması gelişmenin, değişimin önünü kesiyor. Özünde de şiirin ruhuna aykırı bir tutum. Metin Celal'in söylediği gibi; "Şiir el öpen değil, küstahlık edendir." Varlığını bir edebiyat erkinin sırtını sıvazlayarak ispatlayan bir dergi şiirin değil, paranın ahlakını seçmiştir. Zaten şiir kendi etiğini yaratır.

Okurunuzla ya da edebiyat meraklılarıyla nasıl bir bağ kurmak istiyorsunuz? Üç nokta, okuyucuya çağrışım yoluyla, varsınız; öyleyse tamamlayın diyor. Bir derginin kalıcılığını, sürekliliğini, yaratmaya çalıştığı şiir geleneğini dergiyi çıkartanlardan çok, okuyanlar sağlar. Biz şiir serüvenimize okuyucuyu ortak ettiğimiz gibi, geleceğe yönelik sorumluluğu da üleştirdik. Burası, ileride şiir adına yürüyecek gençlerin buluşma noktası. Biz ilk sayımızla ilerlemeye başladık; çünkü şiir uzun bir yürüyüştür. Ayak izleri değil ardımızda; yalnızca...

Evrensel'i Takip Et