11 Şubat 2004 23:00
Askeri alandaki patlayıcılar
'terör' örgütüne aitmiş!
Milli Savunma Bakanlığı, Tunceli'nin Hozat ilçesinde meydana gelen ve üç kişinin ölümüne, üç kişinin de yaralanmasına neden olan patlayıcıların "terör" örgütüne ait olduğunu öne sürdü. Avukat Barış Yıldırım, patlayıcı maddelerin 51. İç Güvenlik Tugayı'na ait olan atış poligonundan alındığını hatırlatarak, "Devletin bombası 'terör' örgütünde ne arıyor" diye sordu.
Tunceli'nin Hozat ilçesinde üç çocuk, 51. İç Güvenlik Tugay Komutanlığı'na ait bomba atış poligonunda "tüfek bombası, RPG-7A-P roketi ve havan eğitim bombası" gibi patlayıcıları hurda sanarak toplamıştı. Toplanan patlayıcıların patlaması sonucu U.G. (16), G.G. (15) ve E.A. (15) hayatını kaybetmişti. Hayatını kaybeden üç çocuğun yakınlarının açtığı dava sürüyor. Patlama sırasında Hıdır Çelik ile H.Ç. ve M.D. adlı kişiler de yaralanmıştı.
Dava üzerine mahkemeye bir yazı gönderen Milli Savunma Bakanlığı, "ölümlere ve yaranlamalara sebebiyet veren patlayıcı maddelerin 'teröristler' tarafından da kullanılan mühimmat olduğunu" öne sürdü. Yazıda, patlamadan Milli Savunma Bakanlığı'nın sorumlu olamayacağı savunuldu.
Atış poligonu tellerle çevrili değil Savunma Bakanlığı'nın yazısına tepki gösteren avukat Barış Yıldırım, 51. İç Güvenlik Tugayı'na ait atış poligonunun tellerle çevrili olmadığını hatırlarak, "Patlayıcıların bu alandan toplandığına dair tanık anlatımları var" dedi. Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı'nda yapılan incelemeler sonucu bazı maddelerin Makine Kimya Endüstrisi tarafından üretildiğinin tespit edildiğini ifade eden Yıldırım, "Devletin bombasının 'terör' örgütünde ne aradığını sormak gerekiyor" dedi. Yıldırım, bölgede bulunan patlayıcı maddelerin bir an önce temizlenmesi gerektiğini vurguladı.
src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Yeşil Kart işkencesi Ali Baş Yeşil Kart başvuru formunu dolduran ve üç gündür Yeşil Kart almak için uğraşan 60 yaşındaki Mustafa Eryiğit, Yeşil Kart alırken sağlığından olduğunu söyleyenlerden sadece birisi. Okuma yazma bilmediğini belirten Erğiyit, "Bundan 2 yıl önce aynı zorluklarla aldığım Yeşil Kart'ımı yenilemem istendi. Yeşil Kart'ımın hükümsüz olduğu belirtilerek yeniden belgelendirilmem istendi ve elime bir dosya tutuşturuldu. Kimsesiz ve yardıma ihtiyacım olduğunu mahallemdeki herkes biliyor. Muhtar biliyor. Aynı şeyleri ayrı ayrı kurumlardan istiyorlar. Dosyada yazılanları sırasıyla yerine getirmem için bu yaşımda 12 ayrı kurumu dolaşmak zorunda kaldım" dedi. Dosyada yazılı olan kurumlardan sırasıyla belge almak zorunda kaldığını ifade eden Erğiyit, dosyasını doldurabilmek için 3 gün uğraştığını ifade etti. Dosyayı eksiksiz olarak doldurmanın yeterli olmadığına dikkat çeken Eryiğit, şunları söyledi: "Birçok zorluk içerisinde dosyayı doldurduktan sonra teslim etmeye götürdüğümde bu defa dosyada adı olmayan kurumlardan da belge getirmem istendi. Tarım Kredi Kooperatifi'ne üye olmadığıma dair yazı istediler. Daha sonra Ziraat Odası'ndan arazimin olmadığına dair yazı getirmem söylendi. Bu yerleri bulmak için çok zorluk çekiyoruz. Benim gibi yaşlı insanları oradan oraya koşturuyorlar. Okur-yazar olmayanlar yanında bu işlerden anlayan bir kişi bulundurmalılar. Sanki bizim Yeşil Kart almamamız için uğraşıyorlar." Dön baba dön! Sağlık Bakanlığı tarafından yardıma muhtaç kişilere verilen 'Yeşil Kart'ı alabilmek için dargelirlilerin 12 ayrı kurumdan tek tek yoksul olduğunu belgelemeleri gerekiyor. Birçoğu okuma-yazma bilmeyen, dar gelirliler için kuruluşlara tek tek gidip durumunu belgelemeleri adeta işkenceye dönüşüyor. Dar gelirliler mahalle veya köy muhtarından hanede kaç kişi olduğunu, mesleğini, gelirini, tarla, ev, hayvan, dükkân gibi mallarının olmadığına dair belge alacak. Dar gelirliler Nüfus İl Müdürlüğü'nden vukuatlı nüfus kayıt örneği aldıktan sonra, kentte bulunan vergi dairelerinden vergi ile ilişiği olmadığını belirten belge almak zorunda. Aynı işlemler Tapu müdürlüklerinde de gerçekleştirildikten sonra, nüfus kaydının olduğu il veya ilçe belediyesinden de taşınmaz malının olmadığını belirten bir başka belge alacak. Belediyelerin emlak servislerinden de emlak vergisi borcu olmadığını belirten belgeyi de tamamlayacak olan dar gelirliler SSK ve Bağ-Kur'dan da belge almak zorunda. Son olarak polis veya jandarma karakoluna gönderilen dar gelirliler, evde yaşayanların tamamının adını forma yazdıktan sonra ne iş yaptığını, aylık gelirlerini, kira alıp almadıklarını, kiracıysa ne kadar kira verdiğini ve ailenin toplam gelirini belirtmek zorunda. Tüm bu işlemleri tamamlayan dar gelirliler 1 adet fotoğraf ile birlikte valiliğe Yeşil Kart talebini içeren dilekçesini yazdıktan sonra beklemeye başlayacak.
Atış poligonu tellerle çevrili değil Savunma Bakanlığı'nın yazısına tepki gösteren avukat Barış Yıldırım, 51. İç Güvenlik Tugayı'na ait atış poligonunun tellerle çevrili olmadığını hatırlarak, "Patlayıcıların bu alandan toplandığına dair tanık anlatımları var" dedi. Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı'nda yapılan incelemeler sonucu bazı maddelerin Makine Kimya Endüstrisi tarafından üretildiğinin tespit edildiğini ifade eden Yıldırım, "Devletin bombasının 'terör' örgütünde ne aradığını sormak gerekiyor" dedi. Yıldırım, bölgede bulunan patlayıcı maddelerin bir an önce temizlenmesi gerektiğini vurguladı.
src=/resim/b1.gif width=5>



Yeşil Kart işkencesi Ali Baş Yeşil Kart başvuru formunu dolduran ve üç gündür Yeşil Kart almak için uğraşan 60 yaşındaki Mustafa Eryiğit, Yeşil Kart alırken sağlığından olduğunu söyleyenlerden sadece birisi. Okuma yazma bilmediğini belirten Erğiyit, "Bundan 2 yıl önce aynı zorluklarla aldığım Yeşil Kart'ımı yenilemem istendi. Yeşil Kart'ımın hükümsüz olduğu belirtilerek yeniden belgelendirilmem istendi ve elime bir dosya tutuşturuldu. Kimsesiz ve yardıma ihtiyacım olduğunu mahallemdeki herkes biliyor. Muhtar biliyor. Aynı şeyleri ayrı ayrı kurumlardan istiyorlar. Dosyada yazılanları sırasıyla yerine getirmem için bu yaşımda 12 ayrı kurumu dolaşmak zorunda kaldım" dedi. Dosyada yazılı olan kurumlardan sırasıyla belge almak zorunda kaldığını ifade eden Erğiyit, dosyasını doldurabilmek için 3 gün uğraştığını ifade etti. Dosyayı eksiksiz olarak doldurmanın yeterli olmadığına dikkat çeken Eryiğit, şunları söyledi: "Birçok zorluk içerisinde dosyayı doldurduktan sonra teslim etmeye götürdüğümde bu defa dosyada adı olmayan kurumlardan da belge getirmem istendi. Tarım Kredi Kooperatifi'ne üye olmadığıma dair yazı istediler. Daha sonra Ziraat Odası'ndan arazimin olmadığına dair yazı getirmem söylendi. Bu yerleri bulmak için çok zorluk çekiyoruz. Benim gibi yaşlı insanları oradan oraya koşturuyorlar. Okur-yazar olmayanlar yanında bu işlerden anlayan bir kişi bulundurmalılar. Sanki bizim Yeşil Kart almamamız için uğraşıyorlar." Dön baba dön! Sağlık Bakanlığı tarafından yardıma muhtaç kişilere verilen 'Yeşil Kart'ı alabilmek için dargelirlilerin 12 ayrı kurumdan tek tek yoksul olduğunu belgelemeleri gerekiyor. Birçoğu okuma-yazma bilmeyen, dar gelirliler için kuruluşlara tek tek gidip durumunu belgelemeleri adeta işkenceye dönüşüyor. Dar gelirliler mahalle veya köy muhtarından hanede kaç kişi olduğunu, mesleğini, gelirini, tarla, ev, hayvan, dükkân gibi mallarının olmadığına dair belge alacak. Dar gelirliler Nüfus İl Müdürlüğü'nden vukuatlı nüfus kayıt örneği aldıktan sonra, kentte bulunan vergi dairelerinden vergi ile ilişiği olmadığını belirten belge almak zorunda. Aynı işlemler Tapu müdürlüklerinde de gerçekleştirildikten sonra, nüfus kaydının olduğu il veya ilçe belediyesinden de taşınmaz malının olmadığını belirten bir başka belge alacak. Belediyelerin emlak servislerinden de emlak vergisi borcu olmadığını belirten belgeyi de tamamlayacak olan dar gelirliler SSK ve Bağ-Kur'dan da belge almak zorunda. Son olarak polis veya jandarma karakoluna gönderilen dar gelirliler, evde yaşayanların tamamının adını forma yazdıktan sonra ne iş yaptığını, aylık gelirlerini, kira alıp almadıklarını, kiracıysa ne kadar kira verdiğini ve ailenin toplam gelirini belirtmek zorunda. Tüm bu işlemleri tamamlayan dar gelirliler 1 adet fotoğraf ile birlikte valiliğe Yeşil Kart talebini içeren dilekçesini yazdıktan sonra beklemeye başlayacak.
Evrensel'i Takip Et