29 Ocak 2004 23:00

DİYARBEKİR'İN ÇÖP ÇOCUKLARI

Yoksulluğun fotoğrafını çekmek için çok gezmenize gere yok. Hele bulunduğunuz yer Diyarbakırsa... Çocuklar... Küçük ellerinde sakızları, çikolataları ve poşetleriyle önce kentteydiler. Boylarından büyük boya sandıklarını taşıyor, ellerinde bezleriyle arabaların camlarına yapışıyor, yanlarından gelip geçen büyüklerine "Abla, abi para verir misin?" diyorlardı. Önce kent merkezindeydiler, şimdi kentin çöplerine kadar indirildiler. Yani; yoksulluk onları çöplerin içine götürdü. Her sabahın zemherinde ve her akşamın karanlığında çöpleri karıştırarak kutuları, poşetleri ve naylonları topluyorlar. Sadece evlerine kuru bir ekmek parası götürebilmek için...

Mecburiyetten Mardin Yolu üzerinde bulunan Köy Garajı'nın yanındaki çöplükte çocuklar naylon, alimünyum, bira ve kola kutularını toplayarak ailelerinin geçimlerini sağlıyorlar. Burası, Yenişehir ve Bağlar'dan gelen çöplerin döküldüğü çöplük. Çocuklar bu çöplüğe kendi aralarında 'Silo çöplüğü' adını vermişler. Etraf kokudan geçilmemesine karşın, onlar çöp toplayarak evlerine birkaç lira da olsa para götürmenin uğraşını veriyorlar. Sağlıklı bir ortamda değiller. Ve bunun farkındalar. Ama çöp toplamaya mecbur olduklarını söylüyorlar. Çocukların yönelttiği "Paramız olsaydı, buraya gelir miydik?" sözleri her şeyi özetliyor.

Alay konusu olmak Dört arkadaş bir taraftan çöp toplarken, diğer taraftan da çocukluluğun verdiği heyecan olsa gerek, şakalaşıp oynuyorlar. Hepsinin ayrı ayrı öyküsü var. Gazeteye haber yapacağımız söylediğimizde, okulda arkadaşları görüp kendileriyle 'alay' edecekleri için itiraz ettiler. Sonra konuşmaya başladılar. Barış Görmez lise ikinci sınıf öğrencisi. Yaklaşık altı yıldır çöplüklerde topladığı naylon ve alimünyumları parçalarını satarak ailesinin geçimine katkıda bulunuyor. Tatil günlerinde çöplüğe gelen Görmez, okulların yarı yıl tatiline girmesi ile beraber çöplüğü kendine mesken tutmuş. 7 kardeş olduklarını söyleyen Görmez, babasının inşaatlarda iş olduğu zaman çalıştığını söylüyor. Ailesinin maddi durumu iyi olsaydı, çöplükte çöp toplamayacağını anlatan Görmez, günde 15 ile 20 milyon arasında para kazandığını söylüyor.

'Okumak isterdim' Serkan Aslan, ilkokul dördüncü sınıfa kadar okuyabilmiş. Parası olmadığı için okuldan ayrılmış. Neredeyse bütün vaktini çöplüklerde geçiriyor. Yedi kardeşlermiş. Evde kendinden başka çalışanın olmadığını söyleyen Aslan, babasının inşaat işlerinde arada bir yani iş olduğunda çalıştığını belirtiyor. Okumak isteğini söyleyen Aslan'ın, "Paramız olsaydı. Okumak isterdim. Yoksa kim gelip burada çalışırdı?" sözleri fazla söze gerek bırakmıyor. Aslan beş ailenin beraber kaldığı bir evde yaşıyor. Amcalarının ailesi ve kendi ailesi... Yoksulluk böyle yaşanıyor kadim kent Diyarbekir'de...

Evrensel'i Takip Et