15 Nisan 2003 21:00
Şaron'dan ABD'ye 'yol haritası'
Bush yönetiminin Suriye'ye karşı giderek üst perdeden dile getirdiği tehditler, İsrail'i memnun ediyor. İsrailli yöneticiler, ABD'ye Suriye'ye diz çöktürmek için "neler yapılması gerektiği"ne dair tavsiyelerini iletmekten de geri kalmıyorlar.
İsrail Başbakanı Ariel Şaron, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı "tehlikeli bir lider" olarak nitelendirdi. Şaron, Yediot Ahronot gazetesine verdiği demeçte, "Beşar Esad, tehlikeli, yargıları çarpıktır" ithamında bulundu. Esad'ın Irak'ta olanlardan "yanlış sonuç çıkardığını" söyleyen Şaron, "Esad'ın durumu kavramadaki yeteneksizliğinin onu tehdit haline getirdiğini" iddia etti.
5 talep Şaron, ABD'den, Filistinli örgütlerin dışarı atılması ve Hizbullah gerillalarının Güney Lübnan'dan çıkartılması için Suriye'ye ağır baskı yapmasını da istedi. ABD'den Suriye'ye "çok ağır baskı yapmasını" istediklerini belirten Şaron, bunu Suriye ile savaşa girilsin anlamında söylemediğini, ancak Şam yönetimine diplomatik ve ekonomik baskı uygulanabileceğini ifade etti. Şaron, Suriye'den istediklerini şöyle sıraladı:Hamas ve İslami Cihad'ın Şam'da faaliyet göstermelerin engellenmesi ve buradan çıkarılmaları
İran Devrim Muhafızları'nın Bekaa Vadisi'nden çıkarılması
Filistin yönetimi ve İsrailli Araplara, silah sağlanması girişimleri de dahil, Suriye ve İran arasındaki işbirliğinin sona ermesi
Lübnan Ordusu'nun Lübnan-İsrail sınırı boyunca konuşlanması ve Hizbullah'ın bölgeden çıkarılması
Hizbullah'ın Güney Lübnan'da ürettiği ileri sürülen karadan karaya füzelerin yok edilmesi
'Amerikalılar iletsin' İsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz da, Amerikalılara bir dizi talep ileteceklerini, bu taleplerin Şam'a verilmesini istediklerini belirtti. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı "İsrail'in var olma hakkını tanımamak" ve "Irak'a savaş sırasında silah temin etmek" ile suçlayan Mofaz, Ma'ariv gazetesine yaptığı açıklamada şöyle konuştu: "Suriyelilerden talep etmeyi düşündüğümüz uzun bir liste var. Bu taleplerin Amerikalılar tarafından iletilmesi uygun olur. Taleplerimiz arasında İran'ın Hizbullah'a Suriye limanları üzerinden yaptığı yardımın sona erdirilmesi, Hamas ve İslami Cihad'ın Şam'daki faaliyetlerinin durdurulması bulunuyor."
'Terör devleti' suçlaması Bu sözler, İsrail'in birinci amacının Lübnan üzerindeki Suriye "koruması"nı ortadan kaldırmak, ikinci amacının ise Filistinli örgütleri tecrit etmek olduğunu gösteriyor. Diğer İsrailli yetkililer ise, taleplerinde daha da ileri gidiyorlar. Devlet Bakanı Uzi Landau, Suriye'yi "terör devleti" olarak nitelendirdi ve ABD'nin bu ülkeyi "biraz caydırmasını" talep etti. Ha'aretz gazetesi yorumcularından Ze'ev Schiff, ABD'nin Suriye'ye yönelik tehditlerini şöyle değerlendirdi: "Washington, Şam'ın Irak'ı yeni bir Lübnan haline getirmeye karar verdiğini öğrendi. Ayrıca; Şam'ın kaçan Iraklı liderleri barındırma ve onların, dünyanın diğer köşelerindeki saklanma merkezlerine geçmesine izin vermeye niyetli olduğuna dair istihbarat aldı."
İşgalin avantajı Uluslararası gözlemciler, Irak'ın askeri açıdan ele geçirilmesinin, Washington'a diğer bölge ülkeleriyle "ilgilenmek" için olağanüstü bir fırsat sağladığında birleşiyor. Bu "ilgilenme" tarzının askeri olması gerekmiyor. Bu görüşleri yansıtan eski İsrail Başbakanı Şimon Peres, "Sanırım Amerika, Suriye'ye nereye gittiğine karar vermesi gerektiğini söyleyecek. Bunu söylemek için de bir koalisyon inşa edecek. Irak işgalinden sonra Amerikalılar, askeri güç kullanmadan dahi bir güce sahipler. Gözlemlediğimiz en büyük değişim budur" diye konuştu.
'Kolay hedef Şam' Emekli İsrailli diplomatlardan Itamar Rabinoviç de, benzer bir görüşü dile getirdi. Rabinoviç, "Savaşın ardından Bush'un bir avantajı var: Tehditlerini ayrıntılandırmak zorunda değil" dedi. Rabinoviç, Washington'un bu avantajı "sonuna kadar kullanacağını" ekledi ve "Bu noktada, Irak'taki askeri başarının caydırıcılığa dönüştürülmesi yeterli olabilecektir. ABD, Suriye'ye saldırmak istemiyor, Suriye de kendisine saldırılmasını. Şam, ABD'nin sergilediği askeri kapasitenin ışığında, neler olabileceğini değerlendirmek zorunda. Irak tehdidinin ortadan kaldırılmasından sonra, bölgede iki tehdit kaldı: İran ve Suriye. Suriye, kendisinin 'kolay hedef' olduğunu anlamalı" dedi.
5 talep Şaron, ABD'den, Filistinli örgütlerin dışarı atılması ve Hizbullah gerillalarının Güney Lübnan'dan çıkartılması için Suriye'ye ağır baskı yapmasını da istedi. ABD'den Suriye'ye "çok ağır baskı yapmasını" istediklerini belirten Şaron, bunu Suriye ile savaşa girilsin anlamında söylemediğini, ancak Şam yönetimine diplomatik ve ekonomik baskı uygulanabileceğini ifade etti. Şaron, Suriye'den istediklerini şöyle sıraladı:
'Amerikalılar iletsin' İsrail Savunma Bakanı Şaul Mofaz da, Amerikalılara bir dizi talep ileteceklerini, bu taleplerin Şam'a verilmesini istediklerini belirtti. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı "İsrail'in var olma hakkını tanımamak" ve "Irak'a savaş sırasında silah temin etmek" ile suçlayan Mofaz, Ma'ariv gazetesine yaptığı açıklamada şöyle konuştu: "Suriyelilerden talep etmeyi düşündüğümüz uzun bir liste var. Bu taleplerin Amerikalılar tarafından iletilmesi uygun olur. Taleplerimiz arasında İran'ın Hizbullah'a Suriye limanları üzerinden yaptığı yardımın sona erdirilmesi, Hamas ve İslami Cihad'ın Şam'daki faaliyetlerinin durdurulması bulunuyor."
'Terör devleti' suçlaması Bu sözler, İsrail'in birinci amacının Lübnan üzerindeki Suriye "koruması"nı ortadan kaldırmak, ikinci amacının ise Filistinli örgütleri tecrit etmek olduğunu gösteriyor. Diğer İsrailli yetkililer ise, taleplerinde daha da ileri gidiyorlar. Devlet Bakanı Uzi Landau, Suriye'yi "terör devleti" olarak nitelendirdi ve ABD'nin bu ülkeyi "biraz caydırmasını" talep etti. Ha'aretz gazetesi yorumcularından Ze'ev Schiff, ABD'nin Suriye'ye yönelik tehditlerini şöyle değerlendirdi: "Washington, Şam'ın Irak'ı yeni bir Lübnan haline getirmeye karar verdiğini öğrendi. Ayrıca; Şam'ın kaçan Iraklı liderleri barındırma ve onların, dünyanın diğer köşelerindeki saklanma merkezlerine geçmesine izin vermeye niyetli olduğuna dair istihbarat aldı."
İşgalin avantajı Uluslararası gözlemciler, Irak'ın askeri açıdan ele geçirilmesinin, Washington'a diğer bölge ülkeleriyle "ilgilenmek" için olağanüstü bir fırsat sağladığında birleşiyor. Bu "ilgilenme" tarzının askeri olması gerekmiyor. Bu görüşleri yansıtan eski İsrail Başbakanı Şimon Peres, "Sanırım Amerika, Suriye'ye nereye gittiğine karar vermesi gerektiğini söyleyecek. Bunu söylemek için de bir koalisyon inşa edecek. Irak işgalinden sonra Amerikalılar, askeri güç kullanmadan dahi bir güce sahipler. Gözlemlediğimiz en büyük değişim budur" diye konuştu.
'Kolay hedef Şam' Emekli İsrailli diplomatlardan Itamar Rabinoviç de, benzer bir görüşü dile getirdi. Rabinoviç, "Savaşın ardından Bush'un bir avantajı var: Tehditlerini ayrıntılandırmak zorunda değil" dedi. Rabinoviç, Washington'un bu avantajı "sonuna kadar kullanacağını" ekledi ve "Bu noktada, Irak'taki askeri başarının caydırıcılığa dönüştürülmesi yeterli olabilecektir. ABD, Suriye'ye saldırmak istemiyor, Suriye de kendisine saldırılmasını. Şam, ABD'nin sergilediği askeri kapasitenin ışığında, neler olabileceğini değerlendirmek zorunda. Irak tehdidinin ortadan kaldırılmasından sonra, bölgede iki tehdit kaldı: İran ve Suriye. Suriye, kendisinin 'kolay hedef' olduğunu anlamalı" dedi.
Evrensel'i Takip Et