4 Nisan 2003 21:00

Savaşa karşı şairlerden ortak bildiri

Amerika ve müttefiklerinin Irak'ı işgale girişmesine tepkiler giderek yoğunlaşıyor. Türkiye'de çeşitli toplumsal kesimler tarafından dile getirilen savaş karşıtlığına, şairler de bir bildiriyle katıldılar. Türkiye şiirinin yaşayan en önemli ustalarının da aralarında bulunduğu 200'e yakın şairin ortak imzasıyla bir bildiri hazırlandı. Savaşın ve işgalin lanetlendiği bildiri, bugün saat 15.00'da Akaretler Yokuşu (Beşiktaş), Vişnezade Şairler Parkı'nda açıklanacak. Şairlerin de katılacağı etkinlikte, savaş karşıtı şiirler okunacak. Şairler tarafından kaleme alınan bildiri şöyle: Yıllardır akıl almaz bir yanlış bilgilendirme ve propaganda saldırısıyla, zaman zaman çeşitli sıcak çatışmalarla süren ve son bir yıl boyunca da, iyiden iyiye artarak, 19 Mart 2003 günü Bağdat'ın bombalanmasıyla utanç verici bir insanlık suçuna dönüşen Irak Savaşı'nın doğurduğu acı ve yaralar, biz Türk şairlerini derinden etkilemektedir. Bizler, televizyonlarda her gün izlediğimiz ateş altındaki şehirlerin genel görüntülerinin altında, medyanın ve onun etkilediği halk kitlelerinin göremediği bireysel ve toplumsal acıları görüyoruz. Bizler, Türk şairleri, bu savaşın, tüm dünya basınında da yer aldığı gibi, esaret altındaki bir halkın özgürleştirilmesi ve zulümden kurtarılması savaşı olmadığını bilmekteyiz. Bu savaşın asıl amacı, bölgenin yeraltı ve yerüstü zenginliklerine ve zengin petrol kaynaklarına el koymak ve bölgede hâkim güç olmaktan başka bir şey değildir. Soruyoruz: Dün Afganistan, bugün Irak, yarın sıra kimdedir?.. Bizler, Türk şairleri, hangi dilde olursa olsun, sözcüklerin içeriklerinden arındırılmak yoluyla anlamlarından soyularak, insanların ve toplumların zihinleriyle böylesine alçakça oynanmasını; 'dil'in ortak düşünce ve iletişim ortamı olmaktan çıkarılarak, tek yönlü ve tek boyutlu bir dikte etme aracı haline getirilmek suretiyle, bu biçimde siyasallaştırılmasını ve kısır bir tartışma aracı haline getirilmesini şiddetle reddediyoruz. Zira bu durumun, dünyayı yeniden biçimlendirmeyi amaçlayan "Büyük Birader"in diktatörlüğünün yollarını döşediğini ve dünyanın geri kalanını onun yönetimi altına doğru hızla sürüklediğini görmekteyiz. Tarih, kendinde tanrısal güçler bulunduğunu, toplumları ve insanlık için neyin doğru olduğunu kendilerinden başka hiç kimsenin bilmeyeceğini düşünen yönetici, asla yıkılmayacağı sanılan düzen ve imparatorluk örnekleriyle doludur. Ancak, bunların söylemlerinin ve kurmuş oldukları sistemlerin çatırdadıkları ve çöktükleri, bunun acısını da toplumların ve insanlığın çektiği görülegelmiştir. Saddam Hüseyin ve George W. Bush bunların ne ilkleri ne de sonuncuları olacaktır. Dünya tarihinde tanık olunmamış ölçüde büyük bir askeri gücün, 12 yıldır kesintisiz bir biçimde süren akıl almaz baskılar ve ambargolarla, en temel haklarından bile yoksun bırakılarak, zaafa uğratılmış bir halkın üzerine çullanmasının, hiçbir insani ölçüye ve ölçüte sığmamakta olduğunu teslim etmeyen bir kişinin bile çıkmayacağını iyi bilmekteyiz. Yine bilmekteyiz ki, savaşların muzafferleri olmaz, savaşların sadece kurbanları vardır. Bizler, Türk şairleri, sınırlarımızın yanı başında sürmekte olan bu ahlaksız istilayı hiçbir biçimde onaylamadığımızı ve bu saldırıya gerek moral, gerekse etik açıdan tümüyle karşı olduğumuzu, ülkemiz ve dünya kamuoyuna bildirmeyi görev addediyoruz. Bilinmelidir ki, hiçbir silah dünyayı egemenliği altında tutamaz, eninde sonunda insanlığa yenilir. Ve saldırganlara, kendilerinin de çok iyi bildiği şu dizeleri hatırlatmakta yarar görüyoruz:

"Çan kimin için çalıyor? diye sorma O senin için çalmakta.

Evrensel'i Takip Et