6 Şubat 2003 22:00
Müzik seri üretime geçti
Diziler artık sadece başrol oyuncularıyla, senaryosuyla, çekimi ile değil, aynı zamanda müzikleri ile de anılır oldu. "Dizi müziği", tıpkı film müzikleri gibi farklı bir alan olarak kendini kabul ettiriyor. Ancak, dizi enflasyonu, dizi müziklerinde "seri üretim"i beraberinde getiriyor ve birbirine benzer müziklerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Müzik sektöründe yaşanan darboğaz da müzisyenleri dizilere yönelten başka bir etken.
Derya Köroğlu, dizi müziği alanında gerek grubu Yeni Türkü ile olsun, gerekse de kendi çalışmalarıyla olsun ilk akla gelenlerden. "Ferhunde Hanımlar", "Süper Baba", "Kaygısızlar", "Yeditepe İstanbul" bu dizilerden birkaçı. Köroğlu, dizi müziklerinden önce de birçok belgesel ve uzun metrajlı filmlerin müziklerine de imza atmış.
İlk dizi müziği deneyimini ise "Ferhunde Hanımlar" ile yaşamış. 1989'daki bu çalışmanın ardından, 1993'te Süper Baba gelmiş. Köroğlu, "Yanılmıyorsam albümü çıkan ilk dizi müziği Süper Baba idi. Süper Baba'da da 'Biz öyle bir dizi yapıyoruz ki, ancak siz buna müzik yapabilirsiniz' dediler. Şevket Altuğ'un yaptığı teklif gerek dizinin kalitesiyle gerekse de bize olan yaklaşımla reddedebileceğimiz bir şey değildi" diyor.
Jenerik müziğinin dışında başrol oyuncularının karakter analizlerine, onların öykülerine, bir bestecinin özellikle dikkat etmesi gerektiğinin altını çiziyor Köroğlu. "Yeditepe İstanbul" adlı dizideki Yusuf örneğini veriyor; "Yusuf mahallenin romancısı ama, aynı zamanda da trajik bir aşkın zedelediği bir karakter. Onun için birçok temada besteler yaptım. Yansıttığı karakterin en çok klarnet tarafından işlenebileceğini düşündüm. Roman yazdığı veya kendini 'yazar' gibi hissettiği sahnelerde, 'matrak' bir tarzı benimsedik. Fakat Olcay'a olan trajik aşkını yansıtmak içinse, ney kullanmak daha uygun göründü."
Son örnek 'Havada Bulut' Derya Köroğlu'nun son çalışması, yakın zamanda vizyona girecek olan TRT'nin Sait Faik hikâyelerinden oluşan "Havada bulut" adlı dizi. Her bölümünün 70 dakika olduğunu anlatan Köroğlu, bu diziye müzik yapma serüvenini şöyle anlatıyor; "Çok kaliteli bir çalışma, 14 ay kadar çalışılmış. Ben uzun uzun seyrettim önce diziyi, sonra da yönetmen ile beraber izledik. Sonuçta işin ortasında Sait Faik gibi büyük bir edebiyatçı var. O yüzden önemli bir sorumluluğun altına girdiğinizi hissediyorsunuz. Özellikle, jeneriği hazırlarken diziyi total olarak değerlendirmek gerekiyordu. 1950'lerin ortamını yansıtmak gerekiyordu, fakat bunu da bugünün normlarıyla yapmak önemliydi. Bu iki dengeyi kurmaktı ilk problemim. Başrolde Nihat İleri oynuyor. Onun yanı sıra çok değerli oyuncuların olduğu bir kadro oluşturulmuş. Daha sonra oyuncuların durumuna göre temalar belirliyoruz. Belirgin rollerin öykülerini iyi izleyip onları yansıtmak gerekiyor."
Türetme işler yapılıyor Belgesel müziğinin daha sanatsal ve deneysel olduğuna dikkat çekiyor Köroğlu, "Besteci açısından görsel olana müzik yapmak, özgürleştirici mi yoksa kısıtlayıcı mı bunu tartışmak gerekir. Dizilerin biraz sınırlayıcı bir tür olduğunu bestecinin kendisi açısından söyleyebilirim. Yeditepe İstanbul benim bu sınırlayıcı durumu aşıp özgün çalışabildiğim bir projeydi. Bu tip örnekler de var tabii." Özellikle dizi müziği alanındaki en büyük sorunun, tekrar eden, birbirinden türetilme işler olduğunu belirten Köroğlu, "Ancak bestecilik bu değil. İnsanı türetmeciliğe sevk eden bir süreklilik söz konusu oluyor son dönem dizilerinde. Fakat, yapımcılar durumdan memnun ve birçok müzisyeni seri üretim durumuna düşürdüler. Piyasa değeri baz alınıyor. 2002'de 75 tane dizi yapılmış örneğin. Bizim bir diğer özelliğimiz bilgisayardan çıkma çalışmayıp, entrümanlarla çalışmayı tercih ediyoruz. Bu nedenle hayli zaman ayırmak gerekiyor."
70'lerde ortaya çıktı "Deli Yürek", "Sıcak Saatler" gibi dizilerin müziğini hazırlayan Aria grubu, aynı zamanda Yeni Türkü, İncesaz grupları ile "İkinci Bahar", "Süper Baba" ve "Ekmek Teknesi" gibi birçok sevilen dizinin müziğine de imza atanlardan. Bir dönem televizyon filmlerine de müzik yapan Aria grubunun bestelerini genel olarak Bora Ebeoğlu, Cengiz Onural, Murat Aydemir ve Ceyda Pirali yapıyor. Grubun bestecilerinden Cengiz Onural, bu türün 1970'lerin sonunda "Aşk-ı Memnu" ile ortaya çıktığını ancak, Süper Baba dizisinin ise, yeni dönem için bir milat sayılabileceğini ifade ediyor. "Aslında 70'li yıllarda Aşk-ı Memnu'da da dizi müziği yapılmış ve hayli hatırda kalmıştı. Yalçın Turan'ın ve Timur Selçuk'un toplumda etki uyandıran dizi müzikleri de o yıllarda olmuştur. Tek kanalın da bunda etkisi var elbette. Süper Baba, 1993'te unutulmuş bir türü yeniden başlattı. 'Bana bir masal anlat baba' şarkısı bir fenomen oldu. Hâlâ söylenmekte. O yıllarda Yeni Türkü ile beraberdik. Dizinin güzelliği de etkili oldu" diyor Onural. Bu sırada, Osman Sınav ve Mehmet Aslantuğ "Sıcak Saatler"i yaptı. Bu dizi, gerilimleri ve entrikaları olan bir formattaydı. Aria, bu dizi ve ardından çekilen "Deli Yürek" dizileriyle hatırda kalır dizi müzikleri yapma konusunda iddialı olduğunu gösterdi. Onural, "Deli Yürek'te Bora Ebeoğlu ile o şarkıları yaptık. Deli Yürek şarkısı ile beraber bu iyiden iyiye gelişen bir şey olageldi. Süper Baba'nın albümünü Baba Evi'nin albümü izledi, ondan sonra ise Deli Yürek'in soundtrack albümü çıktı. Fakat diğerlerinden farklı olarak 800 binden fazla sattı. Bir olay oldu bu, en çok satan dizi müziği kaseti oldu. Deli Yürek'in ikinci albümü de çıktı sonradan" diyor.
Enflasyon yaşanıyor Cengiz Onural, daha sonra dizi müziklerinin sektörel bir çalışma haline geldiğini belirtiyor; "Şimdilerde de devam ediyor bu tarz. Bunun bir sektör olduğu anlaşıldı. Müzik sektörünün darboğazda olduğunu düşünürsek bir sürü müzisyen, besteci, aranjör bu sektöre yöneldi. Bir enflasyon olduğunu düşünüyorum, onlarca yeni ad duyuyoruz bu alanda. Eski yaratıcılığın azaldığını düşünüyorum. Birbirini benzeyen bir sürü dizi müzikleri türedi."
Son örnek 'Havada Bulut' Derya Köroğlu'nun son çalışması, yakın zamanda vizyona girecek olan TRT'nin Sait Faik hikâyelerinden oluşan "Havada bulut" adlı dizi. Her bölümünün 70 dakika olduğunu anlatan Köroğlu, bu diziye müzik yapma serüvenini şöyle anlatıyor; "Çok kaliteli bir çalışma, 14 ay kadar çalışılmış. Ben uzun uzun seyrettim önce diziyi, sonra da yönetmen ile beraber izledik. Sonuçta işin ortasında Sait Faik gibi büyük bir edebiyatçı var. O yüzden önemli bir sorumluluğun altına girdiğinizi hissediyorsunuz. Özellikle, jeneriği hazırlarken diziyi total olarak değerlendirmek gerekiyordu. 1950'lerin ortamını yansıtmak gerekiyordu, fakat bunu da bugünün normlarıyla yapmak önemliydi. Bu iki dengeyi kurmaktı ilk problemim. Başrolde Nihat İleri oynuyor. Onun yanı sıra çok değerli oyuncuların olduğu bir kadro oluşturulmuş. Daha sonra oyuncuların durumuna göre temalar belirliyoruz. Belirgin rollerin öykülerini iyi izleyip onları yansıtmak gerekiyor."
Türetme işler yapılıyor Belgesel müziğinin daha sanatsal ve deneysel olduğuna dikkat çekiyor Köroğlu, "Besteci açısından görsel olana müzik yapmak, özgürleştirici mi yoksa kısıtlayıcı mı bunu tartışmak gerekir. Dizilerin biraz sınırlayıcı bir tür olduğunu bestecinin kendisi açısından söyleyebilirim. Yeditepe İstanbul benim bu sınırlayıcı durumu aşıp özgün çalışabildiğim bir projeydi. Bu tip örnekler de var tabii." Özellikle dizi müziği alanındaki en büyük sorunun, tekrar eden, birbirinden türetilme işler olduğunu belirten Köroğlu, "Ancak bestecilik bu değil. İnsanı türetmeciliğe sevk eden bir süreklilik söz konusu oluyor son dönem dizilerinde. Fakat, yapımcılar durumdan memnun ve birçok müzisyeni seri üretim durumuna düşürdüler. Piyasa değeri baz alınıyor. 2002'de 75 tane dizi yapılmış örneğin. Bizim bir diğer özelliğimiz bilgisayardan çıkma çalışmayıp, entrümanlarla çalışmayı tercih ediyoruz. Bu nedenle hayli zaman ayırmak gerekiyor."
70'lerde ortaya çıktı "Deli Yürek", "Sıcak Saatler" gibi dizilerin müziğini hazırlayan Aria grubu, aynı zamanda Yeni Türkü, İncesaz grupları ile "İkinci Bahar", "Süper Baba" ve "Ekmek Teknesi" gibi birçok sevilen dizinin müziğine de imza atanlardan. Bir dönem televizyon filmlerine de müzik yapan Aria grubunun bestelerini genel olarak Bora Ebeoğlu, Cengiz Onural, Murat Aydemir ve Ceyda Pirali yapıyor. Grubun bestecilerinden Cengiz Onural, bu türün 1970'lerin sonunda "Aşk-ı Memnu" ile ortaya çıktığını ancak, Süper Baba dizisinin ise, yeni dönem için bir milat sayılabileceğini ifade ediyor. "Aslında 70'li yıllarda Aşk-ı Memnu'da da dizi müziği yapılmış ve hayli hatırda kalmıştı. Yalçın Turan'ın ve Timur Selçuk'un toplumda etki uyandıran dizi müzikleri de o yıllarda olmuştur. Tek kanalın da bunda etkisi var elbette. Süper Baba, 1993'te unutulmuş bir türü yeniden başlattı. 'Bana bir masal anlat baba' şarkısı bir fenomen oldu. Hâlâ söylenmekte. O yıllarda Yeni Türkü ile beraberdik. Dizinin güzelliği de etkili oldu" diyor Onural. Bu sırada, Osman Sınav ve Mehmet Aslantuğ "Sıcak Saatler"i yaptı. Bu dizi, gerilimleri ve entrikaları olan bir formattaydı. Aria, bu dizi ve ardından çekilen "Deli Yürek" dizileriyle hatırda kalır dizi müzikleri yapma konusunda iddialı olduğunu gösterdi. Onural, "Deli Yürek'te Bora Ebeoğlu ile o şarkıları yaptık. Deli Yürek şarkısı ile beraber bu iyiden iyiye gelişen bir şey olageldi. Süper Baba'nın albümünü Baba Evi'nin albümü izledi, ondan sonra ise Deli Yürek'in soundtrack albümü çıktı. Fakat diğerlerinden farklı olarak 800 binden fazla sattı. Bir olay oldu bu, en çok satan dizi müziği kaseti oldu. Deli Yürek'in ikinci albümü de çıktı sonradan" diyor.
Enflasyon yaşanıyor Cengiz Onural, daha sonra dizi müziklerinin sektörel bir çalışma haline geldiğini belirtiyor; "Şimdilerde de devam ediyor bu tarz. Bunun bir sektör olduğu anlaşıldı. Müzik sektörünün darboğazda olduğunu düşünürsek bir sürü müzisyen, besteci, aranjör bu sektöre yöneldi. Bir enflasyon olduğunu düşünüyorum, onlarca yeni ad duyuyoruz bu alanda. Eski yaratıcılığın azaldığını düşünüyorum. Birbirini benzeyen bir sürü dizi müzikleri türedi."
Evrensel'i Takip Et