14 Ocak 2003 22:00

En küçük sahnede büyük işler

BURSA - Bursa Ekim Tiyatrosu, 1989 yılında kurulan ve kentin yoksul bir bölgesinde çalışma sürdüren bir tiyatro. "Şehrin her kesiminden insanları sanatla tanıştırmak" amacı güden tiyatro, kısa süre sonra sanatın farklı alanlarında da çalışma sürdürmeye başladı. Bursa Ekim Tiyatrosu Müdürü Hıdır Gültepe, başta tiyatro olmak üzere resim, müzik gibi dallarda açtıkları kursların geniş kitlelere ulaştığını söylüyor. Gültepe, oluşturdukları Cep Sahnesi'ni "amatör ruhun, yoktan var etme yeteneğinin en güzel örneği" olarak nitelendiriyor. Hıdır Gültepe ve Bursa Ekim Tiyatrosu ile, faaliyetleri, sanata yaklaşımları ve amaçları üzerine konuştuk. Bursa Ekim Tiyatrosu Cep Sahnesi'nin amacı nedir? Cep sahnesi, amatör ruhun, yoktan var etme yeteneğinin en güzel örneği. Haftanın belirli günlerinde oyun sergiliyoruz, aylık program hazırlıyoruz. Belki de Türkiye'nin en küçük Cep Sahnesi'ne sahibiz, sadece 15 izleyici alabiliyor. Bugüne kadar 16 farklı oyun sergiledik. Bu oyunları binlerce kişinin izlemiş olması, amacımızı ortaya koymaktadır. Tiyatro yaşantımızın yoğunluğunu anlatmanın en kolay yolu da bu olsa gerek. Oyundan sonra seyirciyle oturup oyunla ilgili sohbetlerin yapıldığı, geleneksel oyuncu-seyirci ilişkisinin ortadan kaldırıldığı bir anlayıştır, Bursa Ekim Tiyatrosu.

Ekim Tiyatrosu, kentteki sanat yaşamında nasıl bir tutuyor? Bursa'da bugüne dek çok sayıda amatör tiyatro kuruldu. Ancak, bunlar çok kısa sürede yok oldular. Bursa Ekim Tiyatrosu, 13 yılını geride bırakan tek amatör tiyatrodur. Hiçbir yerden ne maddi, ne manevi destek almıştır. Kendi özgücü ile, özveri bilinci ile varlığını sürdüren alternatif bir tiyatrodur.

'Alternatif' sözü ile kastınız ne? Türkiye'nin sanat ortamını gözlemleyenler, zaman zaman sıradanlaştığını, bireylerin yılgın ve isteksizce iş yaptıklarını açıkça görmüşlerdir. Böylesi bir sanat ortamına karşı durmak şarttır. Öyleyse sanat ortamı olarak, alternatif bir yaşam biçimi geliştirmek gerekiyor. Olaylarda gerçeğin arkasındaki gerçeği görme becerisi elde ederek, söylenecek sözde alternatif olmak gereklidir. Bunu becerdikten sonra sanatımızın biçim ve biçemine alternatif yaklaşımlar getirmek de bizim görevimizdir.

Bu yıl sahnelediğiniz "Kadınlarımız ve Şeyh Bedrettin Destanı" adlı kolaj çalışması hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu bir Nâzım Hikmet düşüncesi. Uzun süredir çalıştığımız oyunlara dönüp baktığımızda, çoğunlukla yabancı yazarlardan çalıştığımızı fark ettik. Yine de her zaman kendi değerlerimize yönelmeyi hedef edinmişizdir. Ancak bu değerlerin evrensellik ile kucaklaşması bizim için hep önemli oldu. Bir Güney Amerikalı yazar da bize aynı derecede bizim gibi göründü. Neden olmasın ki? "Ölüm ve Kız" adlı oyun için kim "Bizim sorunumuz değil" diyebilir? Yine de Anadolu'nun yetiştirdiği değerlerden de yararlanmak bizim için ayrı bir mutluluk. Ancak bu açıdan zorluk çekiyoruz. Bazen da bir yazarımız "meta" haline dönüşüveriyor. Aziz Nesin'in ölümüne yakın bir dönemde, bir oyununu oynamayı düşünüyorduk. Ölünce, yaşanan popülist ortamda projemizi ertelemek zorunda kaldık. Nâzım için de biz bekledik. Önce "piyasa" Nâzım ile bir doysun, ardında biz samimi duygularımızla analım istedik. Elbette, Nâzım Hikmet ile ilgili en doğru ve en güzel işi yaptığımız iddiasında değiliz. Ama, en temiz duygularla yaklaştığımızı iddia edebilirim. Bursa Ekim Tiyatrosu için Nâzım, savunduğu evrensel değerlerin içinde var olan bir değerdir. Ağırlıklı olarak kadınlarımızın ağzından duyalım istedik. Oyun, Aybala Tongut'un ilk yönetmenliği. Oyuncu kadrosunun çoğu da, geçen sezon eğitimini bitirip aramıza katılan arkadaşlarımız. Taze bir bahar dalı gibi kendimizi yenilemeye devam ediyoruz. Mutluluk bu değilse ya nedir başka?
(Bursa Ekim Tiyatrosu Kayhan Mah. Boyacıkulluğu Sok. No:16 Osmangazi - 0 224 2247557)

Evrensel'i Takip Et